Levent Göktaş'tan 7 sayfalık mektup! Ergenekon mu FETÖ mü? Enver Altaylı ve Erol Olçok'la tanışıklığı...
Abone olNecip Hablemitoğlu suikastinin emrini verdiği gerekçesiyle hakkında Kırmızı Bülten çıkarılan ve Bulgaristan'da yakalanan emekli Albay Levent Göktaş'ın 3 gün önce gazetecilere 7 sayfalık bir mektup yazdığı ortaya çıktı. Hablemitoğlu'nun öldürülmesi emrini verdiği suçlamasını reddeden Levent Göktaş, "Ergenekon davasında FETÖ tarafından avukatlık büroma sahte delil konularak alınıp 5.5 yıl hapis yatan ben 'O tutmadı bunu da deneyelim' mantığı ile şimdi FETÖ üyesi mi oldum?" dedi.
Ankara Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Necip Hablemitoğlu'nun öldürülmesi emrini verdiği iddiasıyla evine baskın yapılınca kaçan ve Kırmızı Bülten'le aranırken Bulgaristan'da bugün yakalanan emekli albay Mustafa Levent Göktaş'la ilgili flaş gelişme. Bulgaristan'ın Svilengrad kentinde yakalanan Göktaş'ın, yakalanmadan üç gün önce yazdığı ve bazı gazetecilere gönderdiği mektup yakalandıktan sonra yayınlandı. Halk TV'de o mektubu yayınlayan İsmail Saymaz, mektubun belli bölümlerini aktardı. İşte Levent Göktaş'ın mektubundan satır başları...
TSK'nın kahraman bir mensubuyum
- Kamuoyuna saygıyla duyurmak isterim. Ben 1980 yılı Kara Harp Okulu mezunu Özel Kuvvetler Komutanlığı'nda Tim, Tabur, Alay Komutanlığı yapmış, ülkem, bayrağım, asil milletimin bekası için sayısız girdiğim muharebelerden üç tane üstün cesaret, feraget altın madalyası, 200'e yakın taktirname, 18 adet şerit rozet almış emekli albay avukatım. Herhangi bir örgüt üyesi değil, TSK'nın kahraman bir mensubuyum.
Yalan söylüyorsam çocuklarım hemen ölsün!
- Benim ya da Özel Kuvvetler mensubu subayların, astsubayların bu olayla uzak, yakın alakası yoktur. Yalan, uydurma ve komplodan ibarettir. Delillenmesi mümkün değildir, kesinlikle böyle bir olay gerçekleşmemiştir. Zaten bizim böyle bir suça girmemiz mümkün değildir. Bu konuda yalan söylüyorsam en değer verdiğim çocuklarım hemen ölsünler. Hatta bu yalan ve komplo benim iğne ucu kadar ilişkim olduğunu hukuk içinde kalarak ispatlasınlar ölmeye hazırım.
Neden kaçtığını böyle anlattı
Levent Göktaş, kaçma sebebeni ise şu ifadelerle savundu: "Ben 2005'de emekli oldum. 2005'de emekli oldum. 2006'da avukat oldum. Çatışmasız normal bir hayata adım atmışken avukat bürom FETÖ mensubu polisler tarafından basıldı. Büroma koydukları DVD nedeniyle gözaltına alınıp tutuklandım. FETÖ mensubu polis ve savcılar tarafından emniyette üretildiği ortaya çıktı bu DVD'nin. Bu mahkemede incelenmedi. Adli emanette açılamaz hale getirildi. Dolayısıyla kendi parmak izlerini sildiler, bu nedenle ben tahliye oldum. 50 yaşına girdim. Yaklaşık 2.5 yılı hücre olmak üzere 5.5 yıl cezaevinde yattım. Gözümde bulanıklık nedeniyle görme kaybı oluştu ve 10 Mart 2014'de tahliye olduktan sonra hayata yeniden başladım. Avukatlık büromu yeniden açtım. Tam normal ve düzenli bir yaşama adım atmışken bu kez yine benimle ve Özel Kuvvetler ile hiçbir ilgisi olmayan, saçma sapan bir komplo ile karşılaştım. Bu süreçte haksız ve hukuka aykırı olarak 5.5 yıl hapis yattığım ve yine aynı şeyleri yaşayacağımı bildiğim için gözaltına kararına uymadım. Bu yüzden kaçtım. Üzgünüm ama sizin de taktir edeceğiniz gibi normal bir insan olarak yaşamama izin verilmiyor. Ben sadece yaşam hakkımı geri istiyorum. Hukuk ve adalet istiyorum. Lütfen bana inanın. Necip Hablemitoğlu ismini bile bu hadise ile öğrendim."
Enver Altaylı ve Erol Olçok ile bağlantım
- Sayın Enver Altaylı bey ile ben hayatımda bir kez görüştüm. ve aynı zamanda tanıştım. Bu görüşme tarihi de 10 MART 2014 tarihinde CTE'nden çıktığım, 2015 yılında Danışmanlık şirketi kurduğum ve 2015 sonu 2016 başlarında rahmetli Erol Olçok beyle tanışma tarihine rastlar. Bu görüşme tarihi kesinlikle 2001 öncesi, 2002, 2003, 2004, 2005, 2006 ve devamı değildir, olamaz da çünkü görüşme konumuz toplantıya katılan 6-7 kişinin de teyit edeceği gibi danışmanlık şirketimize Antalya Belediyesinin TEDES işinin alınması için. Rahmetli Erol Olçok beyle görüşme bu maksatlıdır.
Erol Olçok'un Enver Altaylı'yı kıramayacağını öğrenince...
- O tarihler de rahmetli Erol Olçok bey AKP kurucu üyesi ve Medya sorumlusu idi. Antalya ilinde büyük bir TEDES işi vardı. Niyetim Erol Olçok beye bize yardımcı olmasını sağlamaktı. Yaptığımız araştırmada Erol Olçok beyin kıramayacağı dostlarından birinin Enver Altaylı bey olduğunu öğrendik. Yardım istedik ve Enver bey ricamızı kabul etti ve bize Erol Olçok'tan randevu aldı. Toplantıya 6-7 kişi katıldık sunum yaptık Erol Olçok bey çok beğendi. İlgileneceğim dedi. O günden sonra ne Enver Altaylı beyi ne de Rahmetli Erol Olçok beyle görüşemezdik zaten bir süre sonra darbe oldu. Allah rahmet eylesin oğlu ile birlikte şehit oldu. Yani benim sayın Altaylı ile 2004 öncesi 2002-2003-2004-2005-2006 ve devamında asla bir görüşmemiz yoktur. Tanımadığım içinde asla olamaz."
Ergenekon olmadı FETÖ üyesi mi oldum!
"Ergenekon davasında FETÖ tarafından avukatlık büroma sahte delil konularak alınıp 5.5 yıl hapis yatan ben 'O tutmadı bunu da deneyelim' mantığı ile şimdi FETÖ üyesi mi oldum? Mustafa Özcan kimdir? Ben kimim de ondan gelecek bir talimatı gerçek bir subay yapmaz. Yaparsa Allah onu hemen taş yapar. Sadece bana değil Özel Kuvvet Komutanlığını karşı büyük bir günah işleniyor yapanları Allah affetsin. "
'Belli gazetelere gönderdi'
İsmail Saymaz, mektubun kendisine ulaşmasına ilişkin ise, "Bu mektubu üç gün önce yazdı ve kamuoyuna ulaştırılması için belli gazetelere gönderdi. Benim duyduğum kadarıyla bu gazetelerden biri böyle bir kişinin mektubunu yayınlamama kararı almışlar. Bu da o çevrelerden dün akşam benim elime ulaşmıştı. Ben bu şerhi anlamakla beraber kamuoyunun bilgilendirilmesi gerektiğini düşünmüş, aksi yönde hareket etmeye karar vermiştim. Bunu yazacaktım. Gözaltına alınmasının ardından yayın yönetmemiz Suat Toktaş'a sorarak, onun da iznini alarak yayınlama kararı aldım." açıklamasında bulundu.
Göktaş'ın el yazısı ile yazdığı mektup şöyle: