Lenfomanın her organı tutabileceğini ve buna göre farklı bir
belirtilerle ortaya çıkabileceğini vurgulayan Prof. Dr. İhsan
Karadoğan, “Lenfoma aklınıza gelebilecek her hastalığı taklit etme
potansiyaline sahip olan bir hastalık. Lenfosit adıverilen
hücrelerin yoğun olarak bulunduğu bir takım dokular vücudun her
noktasında bulunuyor. Zaten bu nedenle her yeri tutabilen bir
hastalıktır. En sık, lenf bezlerinde görülme şeklinde ortaya
çıkıyor” şeklinde konuştu.
LENFOMA'NIN BELİRTİLERİ: “Hastalık boyun, kasık
ve koltukaltı bölgelerinde olabileceği gibi dışarıdan fark
edilemeyecek göğüs kafesi içinde veya karın boşluğunda da
olabiliyor” diyen Prof. Dr. Karadoğan, “Tabi bu bölgelerde büyüdüğü
zaman, eğer dışarıdan fark edilebilecek durumdaysa, hastanın o
şişliği elle hissetmesi veya gözle görmesi mümkün. Ama örneğin
göğüs kafesi içindeyse o zaman etraftaki organlara bası, kuru
öksürük, göğüs ağrısı, nefes darlığı gibi problemler yapabiliyor
veya mide bağırsak sisteminin çalışması bozulduğu için, mide
bağırsak hastalığı varmış gibi ishal, kabızlık, mide ağrıları,
erken doyma gibi birçok probleme yol açabiliyor. Bunun dışında bir
grup hastada ateş, gece terlemesi veya kilo kaybıyla kendini
gösterebiliyor” diye konuştu.LENFOMA TEDAVİSİ NASIL
YAPILIR?: Lenfomanın tek bir hastalık olmadığını, 50-60
tane farklı lenfoma tipi olduğunu belirten Prof. Dr. Karadoğan,
lenfoma tedavisiyle ilgili şu bilgileri verdi: Bunların klinik
seyirleri, belirti ve bulguları, ortaya çıkış şekilleri, tedaviye
cevapları ve kullandığımız ilaçların hepsi birbirinden farklı. Önce
lenfomanın alt tipini belirliyoruz, sonra genellikle Pet CT adını
verdiğimiz bir film çekerek hastalığın yaygınlığını belirliyoruz.
Ve ona göre bir tedavi planı oluşturuyoruz. Yine kemoterapi,
radyoterapi en önemli tedavi seçeneklerini oluşturuyor. Bunun
dışında özellikle son yıllarda, ‘akıllı ilaç’ ya da ‘hedefe yönelik
ilaç’ diye bildiğimiz yeni bir takım moleküller var. Bunlar
sağlıklı hücrelere çok fazla zarar vermeyerek kanser hücresini
bulan ve onları yok eden ilaçlar. Bu tip ilaçları da yoğun olarak
kullanıyoruz. Yine kemik iliği nakilleri de lenfoma tedavisinde,
özellikle de standart tedavilere cevap vermeyen ya da standart
tedaviler sonrasında iyileştikten bir dönem sonra yine tekrarlamış
olan hastalarda sıklıkla kullandığımız bir tedavi
yöntemi.”“BAĞIŞIKLIK SİSTEMİNİ
ETKİLEYEN HER DURUMDA GÖRÜLME SIKLIĞI
ARTIYOR”: Lenfomanın her 2 bin kişiden birinde
görülebileceğini dile getiren Prof. Dr. Karadoğan, “En sık görülen
kan kanseri tipi. Bu bağışıklık sisteminin bir hastalığı olduğu
için bağışıklık sistemini etkileyen her türlü durumda lenfomanın
görülme sıklığı artıyor. Mesela bazı mikroorganizmalar, bağışıklık
sistemini direkt hedef alıyor, AIDS’e yol açan HIV virüsü gibi. HIV
enfeksiyonu olanlarda bu riskin 80 kat arttığını biliyoruz. Yine
bağışıklık sisteminin baskılanması, lenfomanın gelişiminde önemli
bir rol oynuyor. Kanser tedavisinde kullandığımız birçok ilaç, daha
sonraki yıllarda lenfomanın gelişme riskinin artmasına yol
açabiliyor. Kullandığımız ilaçların ileride ne sıklıkla lenfoma
riskini arttırdığını biz önceden bildiğimiz için, bu hastaları
zaten tedavilerden sonra yakın takibe alıyoruz” dedi. Prof. Dr.
Karadoğan, “Her zaman bir kanseri tedavi ederken, o kanserde etkili
olabilecek en optimum dozda ilacı vermeye çalışıyoruz. Ne
gereğinden az ne de gereğinden fazla” şeklinde konuştu.SEBZE VE MEYVE AĞIRLIKLI
BESLENMEK ÖNEMLİ: Lenfomanın kısmen beslenmeyle de
ilişkili olduğuna değinen Prof. Dr. Karadoğan, “Örneğin kişi sebze
ya da meyve ağırlıklı besleniyorsa, o kişide lenfoma görülme
sıklığının yüzde 40 oranında azaldığını biliyoruz” diye
konuştu.