Lazer epilasyon hakkında bilinmesi gerekenler
Abone olAnkara Hastanesi Dermatoloji Uzmanı Dr. Bahar Öznur, "Lazerli epilasyon, sedef gibi deri hastalıkları olanlarda, bazı önemli yan etkileri b...
Ankara Hastanesi Dermatoloji Uzmanı Dr. Bahar Öznur, "Lazerli
epilasyon, sedef gibi deri hastalıkları olanlarda, bazı önemli yan
etkileri bulunan ve ağızdan alınan sivilce ilacı kullananlarda,
kalp pili olanlarda, ayva tüyü (sarı tüy) olanlarda ve sara
(epilepsi) hastalarında da kullanılmıyor" dedi.
Uzmanlar, istenmeyen tüylerden kalıcı bir şekilde kurtularak tüm
mevsimleri rahat geçirmenin en hızlı ve en sağlıklı yolunun,
lazerli epilasyon olduğunu belirtiyor. Ancak tüylerden kalıcı bir
şekilde kurtulmak isterken olumsuz sonuçlarla karşılaşmamak için bu
yöntemle ilgili 10 önemli nokta hakkında mutlaka bilgi edinilmesi
gerekiyor. Lazer epilasyon tüm dünyada yaklaşık 20 yıldır uygulansa
da, hala güvenilir bir yöntem olup olmadığına yönelik kuşkular
bulunuyor. Oysa lazerli epilasyonda, cilde zarar vermeden geçerek
kıl kökünü etkiliyor vücutta herhangi bir atık madde bırakmıyor. Bu
özelliği nedeniyle de, hijyenik bir hastane veya merkez ortamında,
konusunda uzman bir doktor veya doktor denetiminde yapıldığı
takdirde oldukça güvenli bir yöntem. Ancak herhangi bir olumsuz
tablo ile karşılaşmamak için lazerli epilasyon hakkında yeterli
bilgiye sahip olmak gerekiyor. Acıbadem Ankara Hastanesi
Dermatoloji Uzmanı Dr. Bahar Öznur, lazerli epilasyon yaptırmadan
önce bilinmesi gerekenlerle ilgili bilgi vererek, lazerin, genel
anlamıyla tek dalga boyunda yoğunlaştırılmış ışık anlamına
geldiğini söyledi. Öznur, "Etkisini de şu şekilde gösteriyor; kıl
köklerindeki melanin adı verdiğimiz renkli pigmenti tanıyarak, ısı
enerjisine dönüşüyor ve kıl kökünü tahrip ediyor. Lazer epilasyon
birkaç süreçten oluşuyor. Önce alan temizleniyor, ardından bu
alandaki tüyler kısaltılarak lazerle taranıyor. Lazer enerjisi
deriden geçip kıl folikülündeki pigment tarafından emiliyor.
Saniyeden kısa süre içinde tedavi edilen kıl folikülleri etkisiz
hale getiriliyor. Alanın genişliğine bağlı olarak tedavinin süresi
birkaç dakikadan birkaç saate kadar çıkabiliyor. Tüyler de 2-3 gün
içinde kendiliğinden dökülüyor" dedi.
Lazer epilasyonun, geleneksel yöntemlere nazaran çok daha kısa
sürmesi ve kıyaslanamayacak kadar daha güçlü olmasından dolayı
tercih edildiğini belirten Öznur, epilasyonun kalıcı olması, yok
denecek kadar az acı vermesi ve kısa sürede geniş alanların
taranabilmesi bu yöntemin diğer üstünlüklerini oluşturduğunu ifade
etti.
"KURALLARA UYGUN YAPILAN UYGULAMA KÖTÜ SONUÇLARA YOL AÇMAZ"
Kurallara uygun yapılan hiçbir lazer türünün kötü sonuçlara yol
açmadığına dikkati çeken Öznur, "Ancak olumsuz bir tablonun ortaya
çıkmaması için dikkat edilmesi gereken bazı noktalar var. Öncelikle
kullanılan lazer cihazı ve türü araştırılmalı. Herkesin kıl ve ten
tipi farklı oluyor. Bu yüzden tipe göre uygun olan lazer cihazları
bulunuyor. Güvenli ve etkin şekilde olması için kıl ve cilt tipine
göre değerler doğru belirlenmeli. Cilt rengi, kıl yoğunluğu, kıl
rengi ve kalınlığına bakılarak doğru enerji tespit edilmeli. Bu
belirleme aşamasında, bir dermatoloji uzmanının karar vermesi çok
önemli. Dolayısıyla mutlaka dermatolog veya onun kontrolünde
çalışan bir uzman ve hijyene verdiği önemle de ön plana çıkan özel
hastaneler ile klinikler tercih edilmeli. Bunların yanı sıra cildin
güneşten korunması da şart" ifadelerine yer verdi.
Sağlığa herhangi bir zararı olmayan lazer ışınlarının hedefinin,
kıllar olduğunu bildiren Öznur, "Bu yüzden çevre dokulara zarar
vermez. Olabilecek en kötü yan etkisi, kabuklanma olan bayanlarda
gelişen kalıcı olmayan lekelerdir. Bu lekeler, kısa süre sonra
kendiliğinden iyileşir. Lazer epilasyon güneşten koruyucu kremler
düzenli kullanıldığı sürece, her mevsim yapılabilir. Ancak bazı
hastalarda yüz bölgesine yaz ayında lazer uygulamak riskli
olabiliyor" dedi.
Kılların renklerinde ve büyüme devrelerinde olan değişiklikler
nedeniyle epilasyonun seansının kişiden kişiye, hatta aynı kişide
vücudun farklı bölgelerine göre değiştiğini ifade eden Öznur, lazer
tipine göre 1- 2 ay aralarla vücut için 6-8 seans yüz için 10-12
seansın önerildiğini, ancak tüyler açık renkli ve ince ise lazer
ışığını emmeyeceği için lazer epilasyondan etkilenmediğini dile
getirdi.
Lazer epilasyon adet görmeye başlanıldığı dönemlerden itibaren her
yaşta yapılabildiğini belirten Öznur, "Nedeni ise bu dönemlerde
hormonlardan dolayı tüylerin gelişimini tamamlamış olması. Ancak bu
yöntem tamamen beyaz tüylere sahip kişilere uygulanmıyor. Bunun
yanı sıra hamilelerde, sedef gibi deri hastalıkları olanlarda, bazı
önemli yan etkileri bulunan ve ağızdan alınan sivilce ilacı
kullananlarda, kalp pili olanlarda, ayva tüyü (sarı tüy) olanlarda
ve sara (epilepsi) hastalarında da kullanılmıyor" ifadelerini
kullandı.
LAZER ÖNCESİ YAPILMASI GEREKENLER
Öznur, "İşlem yapılmadan 4 hafta öncesinden ağda cımbız, epilatör
ve tüy dökücü gibi kıl köklerine etki edebilecek herhangi bir işlem
uygulanmamalı. 1 ay öncesinden itibaren gün ışığı ve bronzlaşmadan
özellikle kaçınılmalı. En uygunu, işlemi kişinin kendi ten rengine
sahip olduğu zaman yapmak. Eğer kullanılan bir ilaç varsa yöntemi
uygulayan uzmana mutlaka bilgi vermeli. Uygulamadan önce kimyasal
peeling veya cildi soyacak krem uygulaması yapılmamalı ve tüy
sarartıcı madde kullanılmamalı. Uygulama sırasında meydana gelme
durumunda kişiyi ve uzmanı sıkıntıya sokacak bir hastalığın
varlığında mutlaka bilgi verilmeli, herhangi bir cilt hastalığı
varsa uygulayıcıyı uyarılmalı" dedi.
Tedavi sonrasında hafif kızarıklık, ödem veya su toplamasının
olabileceğini belirten Öznur, açıklamasını şöyle sürdürdü:
"Bunun için cilt güneşten korunmalı. 30 veya daha yüksek faktör
güneş koruyucusu kullanılmalı ve bu süre en az 3 ay olmalı. Lazer
uygulanacak olan bölge nemlendirici krem ile nemlendirilmeli.
İşlemden sonra 24 saat içinde işlem yapılan bölgeye sıcak su
değdirilmemeli. Ağrı şişme olursa, aynı gün yumuşak beze sarılı buz
tatbik edilmeli. Yine 24 saat içinde fondöten ve allık gibi cildi
kapatan uygulamalardan kaçınılmalı. Kabuklanmalara el sürülmemeli.
Ağda ve tüy dökücü kremler kullanmayınız. Bölgeye nazik davranmalı
ve kaşımamalı. Keseleme gibi tahriş edici işlemlere maruz
bırakmamalı. Ateş ve iltihap gibi enfeksiyon bulgusu varsa mutlaka
işlem yapan uzman aranmalı."
(İHA)