Latife Hanım'ın sırları aydınlanacak
Abone olGazi Mustafa Kemal Atatürk’ün 2.5 yıl evli kaldığı Latife Hanım’ın günlükleri ve mektupları üzerinde mahkemece verilen yayın yasağı 2005 Şubat'ında kalkıyor.
Bu 25 yıl, 2005 Şubatı’nda doluyor. Günlük ve mektuplar hakkında
ilk kez konuşan Prof. Kaynar, özellikle 5 cilt tutan günlüklerin
yakın tarih açısından önemli olduğunu belirtti. Prof. Kaynar’a
göre, günlüklerin her satırında derin bir pişmanlık var.
Latife Hanım’ın mektup ve günlüklerinin 25 yıl boyunca kamuoyuna
açıklanmamasını tavsiye eden Ord. Prof. Dr. Reşat Kaynar, 25 yıllık
yasak süresinin dolmasına az bir süre kala yaptığı açıklamada,
halen Türk Tarih Kurumu’nda bulunan belgelerin bir bilim adamı
heyeti tarafından incelenip değerlendirilmesi gerektiğini söyledi.
Prof. Kaynar, Latife Hanım’ın mektup ve günlüklerinde yakın tarih
açısından son derece önemli bilgiler bulunduğunu da ifade etti.
Konuyla ilgili sorularımızı cevaplandıran Ord. Prof. Dr. Reşat
Kaynar, o dönemin şartları içerisinde Latife Hanım’ın mektup ve
günlüklerinin yayımlanmasını doğru bulmadığını belirterek, 25
yıllık bir sürenin sağlıklı olacağını düşündüğünü vurguladı. Prof.
Kaynar şöyle konuştu:
EVLİLİK İTİRAFLARI
‘Latife Hanım’ın terekesine incelenmesi için mahkeme tarafından el
konuldu. Bilirkişi olarak da beni tayin ettiler. Latife Hanım’ın
bütün evrakı metrukesi bana teslim edildi. Ben de günlerce okudum
ve tasnif ettim. İçlerinde Atatürk’le ve yakın tarihimizle ilgili
çarpıcı bilgiler vardı. Bir tarihçi olarak, bunların o günün
şartlarında kamuoyunun bilgisine sunulmasını uygun bulmadım.
Mahkemeye yazdığım raporda, bütün mektup ve günlüklerin o zaman
üyesi bulunduğum Türk Tarih Kurumu’na verilmesini ve 25 yıl süreyle
yayınlanmamasını tavsiye ettim.’
Prof. Kaynar, Batılı bir terbiye alan Latife Hanım’ın hayatının son
yıllarına kadar günlük tuttuğunu belirterek, şunları söyledi:
‘Hatırlayabildiğim kadarıyla günlükleri tam beş cilt defterden
müteşekkildi. Asıl önemli bilgiler de burada zaten. Evlilik
hayatına ilişkin itiraf ve sıkıntıları bu günlüklerde yer alıyor.
Ayrıca derin bir pişmanlık mevcut. Latife Hanım’ın sağlığında
hiçbir gazeteciyle konuşmadığını hatırlarsanız, bu bilgilerin hem
Atatürk’le olan evliliği, hem de yakın tarih açısından ne kadar
önemli olduğunu kavrayabilirsiniz. Bunun için, bu önemli belgelerin
bir bilim kurulu tarafından incelenmesi çok daha sağlıklı
olacaktır. Bugün 98 yaşındayım, ama isterlerse o bilim kurulunda
ben de çalışabilirim.’
Ayrılma kararından sonraki içli mektup
Prof. Kaynar, Latife Hanım’ın mektupları arasında kendisini en çok
hangisinin etkilediğini de şöyle anlattı:
‘Mektuplardan birisi, muhtemelen ayrılma kararından sonra yazılan
bir mektuptu bu, ‘Mukaddes Paşam’ diye başlıyor ve Atatürk’ün
kendisi için taşıdığı önemi dile getiriyor. Benim gördüğüm
kadarıyla, Latife Hanım gibi bir kadın tarafından yazılmış en içli
mektup budur. Bir de, verem olduktan sonra bir mektup yazıyor ve
tedavi için Avrupa’ya gitme izni istiyor. Mustafa Kemal, ancak
kimseyle konuşmaması şartıyla izin veriyor.’
Prof. Dr. Mete Tunçay
Politik bir sonuç çıkacağını sanmam
Ben Latife Hanım’ın günlük ve mektuplarının Cumhuriyet tarihi
açısından çok önemli olacağını sanmıyorum. Oradan Atatürk’ün özel
hayatına ve kişiliğine dair ayrıntılar çıkacaktır. Ama devlet
adamlığına, politik kişiliğine ilişkin bir şey çıkmaz. Meğer ki
Latife Hanım’ın Çankaya’daki konuşma ve tartışmaları analiz etmiş
olsun. Doğal olarak, böyle bir şeye ihtimal vermek güç. Ancak, bir
genç kadın gözüyle Atatürk’ün üç ayrı evrede nasıl algılandığını
görebileceğimizi tahmin ediyorum. Evlilikten önce uzaktan hayran
olunan bir insan, evlilik süreci ve evlilik bittikten sonra. Bence
bu da az şey değil ama buradan politik bir sonuç çıkmaz.
Haber: Sefa Kaplan
Kaynak: Hürriyet