Lafa geldi mi mangalda kül bırakmayız.
Yedi düvele hesap sorulacaksa; yüreğimizde olmasa da kafamızda,
daha doğrusu dilimizde o hesabı mutlaka sorarız.
Dilimiz kalabalık olduğu için kafamızda kalabalıktır.
Ne doğru ne yanlış hesabını yapmamıza fırsat kalmaz; çünkü
olacağına varmıştır zaten her şey.
Beş dakikada Hrant Dink oldukta; otuz yılda bir tane Mehmet olup
yollara dökülemedik mesela…
Ahkâm kesmekten fırsat kalmadı…
Kafamız çorba, dilimiz kalabalıktır çünkü…
Belki de o yüzden yedi düvelin kemikleri sızlarda bizim
yüreğimiz Mehmetlere gerektiği gibi sızlamaz.
Sızlamadığı için el kadar bebeler bile memleketin hali için
“neler oluyor?” diye sormaya başladılar.
Üstelik bizim suskunluğumuzdan utanırcasına, onca ağız
kalabalığındaki gereksizliğimizi suratımıza vururcasına…
Çünkü ne yazık ki bizler; külleri üfleyenleri, üfleyerek o
külleri ateşlendirenleri, gözümüzün önünde gözümüzden memleketin
halini saklayanları doğru dürüst göremeyiz.
Göremeyiz ama lafa geldi mi mangalda kül bırakmayız.
Dilimiz kalabalıktır çünkü…