Ladin'le aynı kafadaki gazeteciler
Abone olAmerikan medyası, Türkiye'ye saldırmaya devam ediyor. W.Times'taki haberlere göre bazı Türk gazeteciler Usame Bin Ladin'le aynı. Tamer Korkmaz, bu durumu ele aldı.
Tamer Korkmaz, ABD medyasının Türkiye'nin üstüne çok geldiğini
yazdı. The Washington Times’taki bir haberi bize duyuran Korkmaz,
Ameraka'nın ye aldığı gazetecileri aktardı.
Amerikan basınında, -Önder Somer’vari- “Türkiye’ye tokat atma”
yazılarına bir yenisi daha eklendi: Arnaud de Borchgrave, The
Washington Times’taki “Türkler Ölçüyü Kaçırdı” başlıklı yazısında
“Bazı Türk gazetecilerin kindarlık bakımından Usame bin Ladin’i
solladıklarını” öne sürdü. Borchgrave’in sözünü ettiği yazarlar,
Milli Gazete’den Süleyman Arif Emre ve Burhan Bozgeyik, Radikal’den
Nuray Mert ile Dünya’dan Burhan Özfatura...
Borchgrave, bundan sonraki istasyonda şöyle bir iddiada bulunursa
sakın ola şaşırmayalım: “-Adı geçen Türk yazarların evlerinde kitle
imha silahları ürettikleri yönünde kuvvetli bulgulara
rastlanmıştır!”
Washington Times yazarı, “Vaktiyle müttefikimiz sayılan Türkiye’nin
günümüzdeki küresel Amerikan karşıtlığı yarışında altın madalyayı
kapması kimsenin dikkatini çekmedi” diyerek yüzde 82’lik o meşhur
orandan duyduğu rahatsızlığını dile getiriyor. Ardından da, “Türk
medyası tarafından yayınlanan uzun yalanlar ve çarpıtmalar
listesine baktıktan sonra o altın madalya pek de şaşırtıcı
gelmiyor” diye ekliyor...
Washington Times yazarına öncelikli tavsiyem, Ebu Garib
Cezaevi’ndeki işkence raporunu deşifre eden Amerikalı “kindar”
gazeteci Seymour Hersh’ü de bu “uzun yalanlar ve çarpıtmalar
listesi”nin failleri dosyasına acilen dahil etmesidir! Borchgrave,
Irak’ta onbinlerce sivilin işgal kuvvetleri tarafından
öldürüldüğünü de “yalanlar listesi”ne yazmayı ihmal etmemelidir!
Hal böyle iken, “Kitle İmha Yalanları”nın seçkin yapımcılarını
listenin en başına yazmamak gerçekten çok büyük bir kayıp
olacaktır!
Borchgrave, sözünü ettiği listeyi kendi elleri ile pişirmemiş. Ya?
MEMRI adlı kuruluşun (memri.org) “Türk Medyasında Amerikan Karşıtı
Yayınlar” başlıklı değerlendirmesinden almış...
Harika bir yöntem, doğrusu: ‘Acaba biz şu iki yıllık sürede Irak’ta
ne yaptık’ diye asla aynaya bakılmıyor; Türk basınından cımbızla
çekilen cümlelerle yüzde 82 izah edilmeye çalışılıyor; dahası bu
yazılardan Türk hükümetine siyasi fatura çıkarılmaya
çalışılıyor!
Borchgrave, 90’lı yıllarda Türk halkının ABD lehinde görüşlere
sahip olduğunu hatırlattıktan sonra, Irak Savaşı’nın Türkiye’de
birçok zihni kilitlediğini iddia ediyor. Bu “zihin kilitlenmesi”nin
müsebbibi olarak da “İslami eğilimli AKP iktidarı”nı
işaretliyor.
Asıl ‘zihinsel kilitlenme’ Irak’ta sivillerin katledilmesini ve
işkence skandalını ısrarla görmezden gelmektir. Irak Savaşı
esnasında Türkiye’de farklı bir iktidar da olsaydı yüzde 82’lik
oran aşağılara düşmeyecekti. Bu oran iktidarın yönlendirmesi ile ya
da Borchgrave’in “Türk medyasındaki azgın çete” diye andığı kimi
gazetecilerin yorumları sayesinde oluşmadı. Tamamen ABD’nin Irak
politikasının eseri...
AKP hükümetine yönelik sert eleştiriler WSJ’de Robert Pollack’ın
yazısı ile başlamış ve Middle East Quarterly dergisinde çıkan
“Yeşil Sermaye: Türkiye’de İslamcı Politika” yazısıyla devam
etmişti. Bu yazılarda dile getirilen “iktidarın laik rejimi tehdit
etme potansiyeli” ile ilgili savlar AKP’nin iki yıllık icraatına
bakıldığında tümüyle havada kalıyor. Bir de, bunca zamandır
Amerikan basınında “Bir ‘İslamcı iktidar’dan beklenmeyecek çizgide
olumlu icraatların hayata geçirildiği” -özellikle AB bahsinde-
yazılmışken şimdi birdenbire rejim meselesi ile ilgili o bildik
söyleme dönmek inandırıcı olmuyor!
Özetle, son dönemde ABD basınında çıkan Türkiye karşıtı yazıların
‘kurmaca’ bir nitelik taşıdığı yeterince açık. Anlaşılan ABD
yönetimi, AKP iktidarının dış politikasının kendi ayakları üzerinde
durma ihtimalini bile sevmiyor! “Suriye ve İran: Pek Yakında Bu
Sinemada!” anonsunu yapmış olan ABD, Türk hükümetini şu klasik
-’uyumlu müttefik’ antetli- oyun sistemine döndürmeye
çalışıyor.
YAZI:Tamer KORKMAZ
ZAMAN