Kuzey Kore ve ABD arasında başlayıp dünyayı olası bir nükleer savaşın eşiğine getiren krizin merkezi Guam’da iki farklı hayat yaşanıyor. Pasifik’teki bu küçük ada üzerinde bir yanda diplomatik restleşme sürerken turistler için de ‘tatlı hayat’ devam ediyor. Peki Guam adası nerede, neden Kuzey Kore-ABD restleşmesinin ortasında kaldı. İşte Guam adasıyla ilgili merak edilenlerin detayları... Pasifik Okyanusu’nun ortasında adı pek duyulmamış, Kıbrıs’ın 20’de 1’i büyüklüğündeki ABD’ye bağlı Guam Adası iki haftadır, dünyanın en sıcak noktası. Guam, Kuzey Kore lideri Kim Jong-Un’un füzeyle vurmakla tehdit ettiği, dünyayı bir nükleer savaşın eşiğine getiren gerilimin merkezi. Kim’in dünkü, “(Guam’ı vurmadan önce) Yankilerin ne yapacağını izleyeceğini” açıklamasıyla füze krizi biraz yatışmış görünse de Amerikan resmi makamları açısından tehdit algılamasında bir değişiklik yok. Bütün bu sıcak gelişmelerin tam ortasındaki adada ise iki farklı hayat yaşanıyor. Bir tarafta adanın üçte birine yayılmış Amerikan üslerinde hummalı bir çalışma sürerken, yerel yönetimin makul diplomatik çözüm arayışları devam ediyor. Diğer tarafta ise çoğunluğunu Japon ve Güney Korelilerin oluşturduğu turistler, tropikal iklimin ve Pasifik Okyanusu’nun tadını çıkartıyor. Guam'a giden Hürriyet'in haberine göre, orta menzilli bir Kuzey Kore füzesinin ilk hedefi durumundaki Tumon plajında Kim Jong-Un kimsenin umurunda görünmüyor. “Saldırıdan korkmuyor musunuz” sorusuna bir taksi şoförü hariç herkes cevabı yapıştırıyor: “Mümkün değil!” 31 derece sıcaktan ve yüzde 94 oranındaki nemden biraz olsun kurtulma umuduyla kendini bir palmiye gölgesine atmış, Pacific Daily News gazetesini okuyan taksi şoförü ise o kadar emin değil: “Siyasetçiler geriyor ortamı. Siyasetçilerin işi belli olmaz” diyor. Guam’da da taksiciler gündeme hâkim. Valilik binasının basın odasında ise eşi benzeri görülmemiş bir durum yaşanıyor. Amerikan televizyonları NBC ve CNN’in ekran yüzleriyle, Japonya’dan, İngiltere’den, hatta İsrail’den gelen gazeteciler Vali Yardımcısı Ray Tenorio ve Guam Güvenlik Danışmanı George Charfouros’un basın toplantısını takip ediyor. Her iki isim de Kim’in son açıklamasını “Teyakkuz vaziyetinden bekleme durumuna geçti” diye yorumluyor. Kendileri açısından önemli olan turist sayısında bir azalma beklemediklerini söylüyorlar. Guam ekonomisinin iki temel direğinin turizm ve adanın yüzde 29’una yayılmış durumdaki Amerikan ordusunun üsleri olduğu söylenebilir. Esasında bir Amerikan toprağı durumundaki Guam’da askeri üslerin olması şaşırtıcı değil. Şaşırtıcı olan adanın siyasi statüsü. Guam, ABD’ye en uzak Amerikan toprağı. Pasifik Okyanusu’nun ortasındaki bu ada Türkiye ile ABD’nin tam ortasında yer alıyor. Hatta İstanbul’a, Washington’dan 1800 kilometre daha yakın. ABD’nin başkentiyle aralarında 14 saat fark var. Gerçek anlamda dünyanın diğer ucu. ÖTEKİ AMERİKA Belki de bu coğrafi uzaklık nedeniyle Guam’ın siyasi durumu birçok belirsizlik içeriyor. ABD’ye bağlı ama eyalet statüsünde değil. Valisi var ama siyasi yetkisi sınırlı. Vatandaşın oy hakkı var ama Amerikan seçim sisteminin garip bir uygulaması sebebiyle, kendisine ait delegesi olmadığı için kullanılan oyların karşılığı yok. Özetle üzerinde 170 bin Amerikan vatandaşının yaşadığı Guam bir bakıma öteki Amerika. Kuzey Kore’nin, Pasifik’teki Guam adasında bulunan ABD üssünü vurmakla tehdit etmesi üzerine diken üstünde duran ada halkı barış çağrısında bulundu. Guam’ın başkenti Hagatna şehrinde önceki akşam toplanan yaklaşık 100 kişilik bir grup, “Savaş değil barış” sloganları atarak hep bir ağızdan barış şarkıları söyledi. Gösteriye katılanların büyük bir çoğunluğunu, adanın yerli halkı Çamorrolar oluşturdu. SAVAŞIN BİTTİĞİNİ BİLMEYEN JAPON İkinci Dünya Savaşı’nın en ilginç hikâyelerinden biri Guam’da yaşanmış. ABD ile çatışma sırasında ormanlık bir araziye saklanan Japon çavuş Şoiçi Yokoi tam 28 yıl burada yaşamış. 1972’de ava çıkan birkaç kişi tarafından fark edilen Yokoi, savaşın yıllar önce bittiğinden bihabermiş. Üstelik 28 yıl boyunca ormanda hayatta kalmayı başaran Yokoi, kendine kusursuz bir asker üniforması dikmiş. Yokoi’nin hikâyesi ‘Guam Cangılında 28 Yıl’ adlı kitapta anlatılıyor. Guam’ın güvenlik politikalarından sorumlu Güvenlik Danışmanı George Charfouros, emekli bir asker. Bu göreve nisan ayında vali Eddie Baza Calvo tarafından atanmış. Aynı zamanda bir maraton koşucusu. Huzurlu ve sakin bir adadaki emeklilik günlerinde Kuzey Kore nükleer krizini kucağında bulmuş. “Reklamın kötüsü olmaz” diye düşündükleri için olsa gerek, yüzlerinde hafif bir gülümsemeyle gezen vali ve vali yardımcısının aksine Charfouros’ın sıkıntısı her halinden belli oluyor. Kim’in, Guam haritasıyla verdiği pozu sorunca aynı sıkıntıyla konuşuyor: “Tabii o poz, binlerce kelime anlatıyor olabilir ama biz onun açıklamasını Kim’e bırakıp kendi yaptıklarımızı anlatmaya çalışıyoruz.” Guam, Dünya’nın en derin yeri olan Mariana Çukuru’nun yanı başında, Mariana Adaları arasında yer alıyor. Denizciliğin ilerlemesiyle sürekli sömürülen ada, tarihi boyunca farklı felaketlerin hedefi olmuş. Biritannica’ya göre adaya ilk yerleşimciler milattan önce iki binlerde Filipinler tarafından gelmiş. Türk şamanlarını andıran gelenekleriyle Chamorro yerlileri 1500’lü yıllara kadar huzur içinde yaşamış. 1521’de İspanya için keşif görevleri yürüten Macellan, adaya ayak bassa da İspanyollar 17. yüzyıla kadar resmi olarak işgal etmemiş. Bu işgal sonrası 1670’ten itibaren 30 yıl içinde felaketlerin ardı arkası kesilmemiş. Önce İspanyollar adada çıkan isyanı bir kıyımla bastırmış. Daha sonra Avrupa’dan taşıdıkları mikroplarla adada daha önce rastlanmayan bir salgına sebep olmuşlar. 1671 ve 1693’te iki kuvvetli kasırga adayı yakıp yıkmış. Kıyıma uğrayan ada halkı bu aşamada Katolik inancına geçmiş. 1898’de Amerikalılar gelene kadar ada İspanyolların elinde kalmış. Kuzey Kore lideri Kim Jong-un dün Guam brifingi alırken ekranlara yansımıştı. Brifing sırasında Kuzey Kore liderinin önünde ‘Stratejik Saldırı Planı’ yazdığı görüldü. Kim’in yan tarafındaki duvarda ise Guam’daki Amerikan üssünün uzaydan çekilmiş bir görüntüsü yer aldı.