Laponya'ya seyahatim sırasında anılarımı ve öğrendiklerimi detaylıca sizlerle paylaşacağım ki oralara gittiğinize değsin. Kuzey Işıklarını görmek için ne zaman gitmeli, yanımıza neler almalı, nelere dikkat etmeli? İşte Kuzey Işıkları hakkında bilmek isteyeceğiniz her şey... Peki biz nereye gittik?' Biz Mart başında Finlandiya’nın Laponya sınırları içerisinde kalan Pallas-Yllästunturi milli parkında göl kenarında Muonio’ya bağlı 2 farklı tesiste kaldık. Kalacağımız tesisleri dünyaca ünlü bir rezervasyon sitesinden bulduk ama gittiğimizde fark ettik ki Milli Park içerisi ve civarında sitede olmayan birçok güzel tesis var. Bunların birçoğunu bu adresten bulabilirsiniz: www.tunturi-lappi.fi/en/accommodation/Bir de gitmeden önce bu siteyi de incelemenizi tavsiye ederim: http://www.visitfinland.com/lapland/ "Ya Kuzey Işıklarını Göremezsek!" Aslında gidip 5-6 gün kalırsanız ve birazdan anlatacaklarıma dikkat ederseniz büyük ihtimal görürsünüz ama şans faktörü de önemli! Bundan dolayı çeşitli aktivitelere katılmanızı hatta bunları seyahate gitmeden satın almanızı öneririm. Bizim kaldığımız 2. tesiste Husky ve Ren Geyiği çiftliğine ek olarak kar motosikleti, Ren Geyiği ve Husky safari, çiftlik evi müzesi, Iglo Otel gibi birçok aktivite ve ziyaret edebileceğiniz yer vardı. Ren Geyiği safari biraz yavaş ve siz kontrol etmiyorsunuz. Fayton ile birisi sizi dolaştırıyor gibi düşünebilirsiniz. Yine de keyifli ve safariye ek olarak ormanda bir yerlerde durup, Fin barbeküsünde bir şeyler pişirip yiyorsunuz. Ancak Husky safaride işler değişiyor. Önce çiftliğe götürüyorlar sizi. Açıkçası çiftliğe gidene kadar ‘Yazık hayvanlara, o kadar yük çekecekler, yorulacaklar’ diye biraz tedirgindim… Gidince anladım ki, bu onlara vereceğiniz en güzel hediye. Hepsi birden sorumlu kişinin kendilerini seçmesi için çılgına dönüyorlar ve kızağa bağladığınız anda duramıyorlar yerlerinde. Anladım ki bu onların doğası. Hareket etmek, koşmak, enerji harcamak… Bu arada kızağı siz kontrol ediyorsunuz ve Husky’ler çok hızlı. Sadece öndeki rehber kendi kızağı ile size yol gösteriyor. Kumanda eden kişi kızakta ayakta duruyor, yanınızda arkadaşınız varsa o da kızağın ön tarafına oturuyor ve izliyor sadece. Bir de biz deneyimlemediğimiz için bahsetmedim ama bölgedeki en önemli aktivite kayak. Birçok kayak oteli bulabilirsiniz. Laponya'ya nasıl gidilir? İstanbul’dan Helsinki’ye direkt uçuş var. Oradan yerel hava yolu ile Kittilä’ya uçtuk ve havaalanından araba kiraladık. Yollar tamamen buz pateni pisti gibi ama arabaların tekerlekleri buna özel yapılmış. Çok şükür, hiç bir kayma tehlikesi yaşamadık. Yaklaşık 1 saatte ilk kaldığımız tesise ulaştık.Haydi, o zaman şu kuzey ışıklarının biraz detayına girmeye başlayalım: Kuzey Işıkları ne zaman görülür? Kuzey ışıkları iki ekinoks arası görülür. Yani 23 Eylül – 21 Mart arası. ‘Bu dönemde her gün görünür mü?’ Hayır. Ancak güneşten gelen solar rüzgârların atmosfer ile etkileşime girmesiyle oluşur. Görme ihtimalinizin yüksek olduğu zamanlar ekinokslara yakın dönemlerdir. Yani 23 Eylül ve 21 Mart civarı. Her dönemin de ayrı avantajları var. Mesela sonbaharda giderseniz daha kar her yeri örtmeye başlamamış ve hava daha az soğuk olur. Sular henüz donmadığından Kuzey Işıkları dansa başladığında muhteşem yansımalar olur göl ve denizlerin üzerinde… Kışın giderseniz -20 ile -40 dereceyi göze alıp gidin, ama her yer bembeyaz ve donmuş, ağaçların üzeri öbek öbek kar kütleleriyle dolu olur. Her yer buz tutmuş ve doğa ve vahşi hayat uykudadır. Mart ayında giderseniz yine her yer bembeyazdır, sular henüz erimeye başlamamıştır. Ancak hava 0 ile -20 derece arasında seyreder gün içerisinde. Ağaçların üzerindeki kar kütleleri de azalmaya başlamıştır artık. Kuzey Işıkları hangi saatlerde görülür? Araştırmalara göre en aktif olarak görebileceğiniz saatler gece 22.30 ve 02.30 arası. Ancak, öncesi ve sonrasında da görebilirsiniz ki ben daha erken saatlerde çok güzelini gördüm!Bu noktada size çok önemli bir tavsiyem olacak. Bulunduğunuz yerde anlık olarak kuzey ışıklarını görme ihtimalinizi gösteren aplikasyonlar var. Benim en çok kullandığım ‘Aurora Forecast’ adlı uygulama oldu. Gerçekten çok işe yarıyor. Eğer o an ihtimal düşükse sıcak bir yerde durun, ihtimal biraz yüksekse çıkın açık alanda bekleyin. Yoksa tüm gece 6-7 saat açık havada o kadar soğuk havada beklemek oldukça zor. Hayal mi Gerçek mi? Hayal değil gerçek ama dikkate almanız gereken birçok şey var. Mesela ayın evresi bile önemli. Dolunay’da giderseniz gökyüzü çok aydınlık ve ışıkların yoğunluğu az olur. Ancak, fotoğrafta yer verdiğiniz obje daha bir belli olur; yani çerçevenizin içinde ağaç, insan ya da her ne varsa ayın ışığı sayesinde daha bir görünür olur. Eğer, yeni ay zamanı gittiyseniz, Kuzey Işıkları ile başbaşasınızdır ancak her yer karanlıktır, fotoğraf çekmek daha zordur. Bir de eklemeden edemeyeceğim; eğer kuzey ışığı ayı arkanıza aldığınız bir pozisyondaysa o zaman doyum olmaz çektiğiniz fotoğraflara :) Kuzey ışıkları , lapland , Aurora Borealis Bir diğer faktör hava durumu. Eğer gökyüzü bulutluysa boşuna beklemeyin. Gidin evinize ya da otelinize. Yepyeni insanlarla tanışın, gece yürüyüşü yapın, etraftaki turistik kasabaları ziyaret edin, sıcak odanızda bir şeyler için… Ne bileyim… Anı daha farklı ve güzel şekilde değerlendirmeye çalışın derim. Bir diğer önemli unsur da şehir ışıkları. Bir çok arkadaşım gidip bu civarlarda popüler bir kasabada kalıp, kuzey ışıkları turlarına bir sürü para verip hiç bir şey göremeden döndüler. Siz en iyisi, ıssız bir yerde kalın, aplikasyondan sürekli takipte olun ve ne zaman ihtimal fazlaysa ve hava şartları vs. uyuyorsa çıkın dışarı hazırlanın ve bu eşsiz deneyimi bu şekilde yaşayın. Kuzey Işıkları çeşitleri: Ağırlıklı yeşil olmakla beraber mor ve kırmızı tonlarda da görebilirsiniz. Kırmızı olan en az rastlanan cinsidir. Fin Hamamı: Gördüğüm en çılgın şeylerden birisi. Gölün kenarına ahşap çok güzel bir Sauna yapıyorlar. Yılın 5-6 ayı göl metrelerce donuk ama saunaya yakın bir yerine delik açıyorlar ve buranın donmamasını sağlıyorlar. İnsanlar önce saunada 20 dakika civarı kalıyor, sonra çıkıp donmuş gölün içine giriyorlar. Bunu 3 tur şeklinde yapıyorlar. İnanılmaz sağlıklı olduğunu söylüyorlar. Bana çok ısrar ettiler ama yapmaya cesaret edemedim. Sizlere de de pek tavsiye etmiyorum. O güzel saunaya girin yeter. Barbekü: Fin barbeküsü çok keyifli. Aslında bir oda, ortası kocaman pişirme alanı, siz kenarlarda oturup bir yandan pişirip bir yandan yemeğinizi yiyorsunuz. Fin mutfağı: Burada en büyük tüketim Ren Geyiği eti. Dana, kuzu vs. bulmanız çok zor. Ancak, şunu söylemeliyim ki Ren Geyiği eti inanılmaz lezzetli. Genelde etin yanında patates püresi ve Berry’lerden yapılmış reçelimsi bir sos veriyorlar. Berry deyince, burası bu konuda cennet. Bu mevsimde tabi ki sadece donmuş olarak bulabiliyorsunuz ama hayatımda ilk defa bu kadar çok ve değişik Berry’yi bir arada gördüm. Marketlerden alıp denemenizi tavsiye ederim. Bir de Finlandiya’da ayı eti de yeniyor ama bulması çok kolay değil. Vahşi Yaşam: Ayı deyince vahşi yaşamdan bahsetmem gerektiği geldi aklıma. Ormanın içinde saatlerce kuzey ışıklarını beklemeye gidiyorsanız vahşi yaşam hakkında bir şeyler öğrenmekte fayda var. Yaptığım araştırmalarda bölgede ayı, wolverine, vaşak, kurt ve tilki olduğunu öğrendim. Gittiğimde yerel insanlarla konuştuğumda anladım ki çok da korkulacak bir şey yok. Tilki çok var ama size zarar vermiyor; ayı uyuyor; kurt, vaşak ve wolverine daha çok doğuda, burada çok nadiren görünüyor. Ren Geyikleri Lapland’in simgesi. Bu bölgede 35 bin civarı Ren Geyiği olduğu söyleniyor. O kadar tatlılar ki…Açıkçası restoranlara gittiğimde kendimi çok tuhaf hissettim. Ama yapacak bir şey yok. Yoksa aç kalırsınız. Bir süre sonra alışıyorsunuz. Bir de boynuzlarıyla ilgili ilginç bir durum var. Hediyelik satan nereye gidersiniz gidin her şey onların boynuzundan. Çünkü Ren Geyiklerinin her yıl boynuzları düşüyor ve bunlar toplanıp hediyelik eşya yapımında kullanılıyor. Kittilä ve Levi: Buralar çok şirin ve turistik. Birçok kayak oteli var. Hediyelik eşya satan yerler, barlar, restoranlar, marketler oldukça fazla. Tavsiye ederim. Muonio: Burada pek bir şey yok. Hediyelik bir şeyler almak için ya da benim gibi her gittiğiniz yerde süpermarkete girip bir şeyler alma merakınız varsa gidebilirsiniz. Milli parka en yakın yerleşim yeri burası.Rovaniemi: Burası çok yakın değil. Hava şartları müsaade ederse Kittilä’dan 2 saatte gidebilirsiniz. Burası müthiş şirin bir kasaba. Noel Baba’nın kasabası olarak anılıyor. Biz gitmeye niyetlendik ama yolda tipi başladı ve kaldığımız yere geri döndük. Hatta dağın başında bir yerde kaybolduk, öylece yolun ortasında beklerken karşıdan gelen araba bizim için umut ışığı oldu. Arabadaki kadının (Etraftaki köylerden birinde yaşıyormuş) su gibi İngilizce konuşuyor olması da çok işimize yaradı açıkçası. Yine çok yakın olmasa da Kakslauttanen (Burada o meşhur ve pahalı tesis var), Inari ve Saariselkä Lapland’in daha kuzeyindeki keyifli yerler. Alaska, İzlanda ve Norveç. Norveç’te spesifik olarak tavsiye ettiğim yerler Tromsø, Alta, Andøya, Bodø, Harstad, Kirkenes, Lakselv, Narvik ve Lofoten Adaları. Ancak, çok nadiren de olsa ‘Aurora Kemeri’ dışında kalan New York, Londra vs. gibi başkentlerde de görülebiliyor kuzey ışıkları. Aman tanrım en kritik konulardan birini unutuyordum. Kıyafetler!Ne Giyilmeli: ‘Kabanım, berem, eldivenim, botum var, ben giderim’ demeyin donarsınız... Burada giymeniz gereken şeyler o bildiklerimizden değil. ‘dikkat etmemiz gereken şeyi tek bir cümleyle anlat’ derseniz; ‘Pamuk yasak ve hakiki yün candır’ derim.Ayaklar: Özellikle bununla başlamak istedim çünkü en çok üşüyen yer ayaklar ve bu konuda lütfen tutumlu davranmayın. Çok soğuk havalar için özel üretilmiş botlar var. Maalesef bunlar ülkemizde bulunmuyor. Ben yurtdışından getirttiğim bir botu giydim ve oldukça memnun kaldım. Bir de normal numaranızdan büyük bot alın, parmak ucu ile ayakkabı arasında 3-4 santim boşluk olması gerekiyor. Çoraplara gelince, mutlaka yün çorap giyin. Hatta gerekirse çift kat giyebilirsiniz, benim tercihim ince ve en az %90 yün bulunan çoraplar. Ayaklar için mini ısıtıcılar var ama uzmanlar pek tavsiye etmiyor. Bu arada, gittiğiniz tesislerin birçoğunda bot kiralayabiliyorsunuz ama gitmeden teyit etmekte fayda var. İçlik: Rica ediyorum bunda 1 gram dahi pamuk olmasın. Bu çok önemli. Çünkü pamuk sağlıklı olsa da teri tutan bir yapıya sahip. Orada kat kat giyindiğinizde biraz da hareket ederseniz mutlaka terleyeceksiniz ve vücudunuzun hava alması için pamuk giymemeniz lazım. Mont ve Pantolon: Bunlar içlikler kadar önemli olmasa da termal yani hava alan ve sıcak tutan yapıya sahip olan şeyler giyerseniz iyi olur. Kayak mont ve pantolonlarını tercih edebilirsiniz. Boyunluklu bir mont giyerseniz de iyi olur. Eller: Eldiven olmazsa olmaz. Mümkün olduğunca çıkarmamaya çalışın. Baş ve Boyun: Atkı yerine boyunluk ve mutlaka bere kullanın. Uzmanlar sentetik ya da polar olanları öneriyorlar. Aşırı soğuk bir dönemde gidiyorsanız kar maskesi kullanabilirsiniz. Diğer: Yanınıza birkaç tane cep ısıtıcısı almanızı tavsiye ederim.Soğukla mücadele için diğer öneriler: Bol bol su için, sıcak içecekler için, elinizi kalbinizin alt hizasında bulundurun, sürekli sabit durmayın hareket edin, iyi beslenin, soğuk şeylere mümkün olduğunca çıplak elle dokunmayın. Fotoğraflamak: Bunun detayına girmeyeceğim çünkü bu başlı başına ayrı bir konu. En az bu kadar daha yazmam gerekir ki şimdiden çok uzun oldu bu yazı. Sadece şunu söylemek istiyorum: Moraliniz bozulmasın ama profesyonel olmayan bir kamerayla o meşhur fotoğraflarda gördüğünüz Kuzey Işıkları fotoğraflarını çekmeniz neredeyse imkansız. Kuzey ışıklarını görmek çok sihirli bir şey. Bunu kelimelerle anlatması çok zor. O an zaman duruyor sanki. İlk çıktığı anı çok iyi hatırlıyorum. Çiftlikteki tüm Husky’ler ulumaya başladı, makinem bozuldu, inanılmaz bir duygu kapladı içimi, öylece bakakaldım gökyüzündeki bu sihre. Birkaç dakika sonra ben de fotoğraf makinem de ancak kendimize gelebildik ve bu sihri fotoğraflamaya başladık. Geçenlerde bir kafe ’de otururken ilginç birisiyle tanıştım. Kendisini ‘Doğada hayatta kalma ve arktik bölge uzmanı’ olarak tanıttı. Norveç ve İsveç’in kuzey bölgelerini avucunun içi gibi biliyor. Söylediği bir şey çok hoşuma gitti. ‘Buralarda her şeye doğa karar veriyor’ dedi. Çok doğru. Siz istediğiniz kadar kuzey ışıklarını görmek isteyin, doğa müsaade etmezse göremezsiniz… O zaman size bol şans dileyerek haydi imkânınız varsa kuzey ışıklarını yani yerli halka göre ‘Ruhların Dansını’ görmeye diyorum…Instagram: @benowmehere Engin GÖKTEN / Instagram: @benowmehere