Dünkü yazımın sonunda, grup toplantılarının barışçıl bir dille
yapılmasını dilemiş, "adam" gibi verilecek mesajlar çıkacağını
ummuştum!
Fakat heyhat!
Bahtsız bedevi gibiyim!
Önce Başbakan çıkıp Ana Muhalefet Partisi liderine "Bahtsız
bedevi" dedi. Salonda alkış koptu. Bu bile siyasetin seviyesini
belirlemeye yeter de artar bile…
Siyasetimiz kutup ayısıyla aynı seviyede!
Kocaman adamların, hikayenin sonuna atıfta bulunan Başbakanı
kahkahalarla alkışlaması öyle yabana atılacak, es geçilecek bir
durum değil…
Siyasetin teslim edildiği, sözüm ona milleti temsil eden,
ülkenin gelişimine katkı sağlaması beklenen kişilerin bel altı
göndermelere alkışla tempo tutması acınacak bir durum…
Dahası var.
Başbakandan sonra konuşan Ana Muhalefet Partisi kendisine
yöneltilen bu çirkin üslup karşısında susmak, susarak en güzel
cevabı vermeyi tercih etmek yerine çirkinleşmeyi tercih etti.
Hikayenin devamını getirdi.
Hikayeyi bilen bilir, hikayenin sonunda kutup ayısı, bahtsız
bedeviyi çok sever!
"Şerefsiz", "çapsız", "namert", "sen kimsin", "ahlaksız" benzeri
sözlerin siyaset sözlüğünden çıkarılmasını beklerken siyasetin
seviyesi yer altına indi. Kutup ayısı ve bahtsız bedeviyi bir araya
getirdi!
Tabii bu kadarını kimse beklemiyordu ama oldu.
En çok evlerine gittiklerinde eşlerinin verdiği tepkiyi merak
ettim, acaba birinden birinin eşi de çıkıp, "bu üslup sana hiç
yakışmadı ya da sana çirkinlik karşısında susmak yaraşır"
gibisinden laflar etmiş midir?
Hiç sanmıyorum ama kadın olarak bunu bekliyorum.
Çünkü erkeklerin kirlettiği siyaset üslubunu temizleyecekse bir
kadın temizleyebilir.
Kimler tarafından yönetildiğimiz, kimlerin bizi yönetmeye talip
olduğunu da iyice anladık sanırım!
Anlamamız için daha ne yapsınlar!
Bir sonraki grup toplantısında Namık Kemal fıkraları,
kısaltmalarla edilen küfürler (bir gazete adı bile var böyle)
bekliyoruz kendilerinden…
Hoşumuza gittiğinden değil, kimlere güveniyoruz bir kez daha
görmek istediğimizden!
twitter.com/nsrnylmz