Kutsal topraklardan ilk görüntüler
Abone olHac görevlerini yerine getirmek için dünyanın dört bir yanından kutsal topraklara giden Hacı adayları haccın en önemli bölümlerinden olan Arafat'talar.
Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez, haccın
bir dönüm noktası olması gerektiğini, adeta mahşeri yaşayanların,
hac sonrasında elde ettiği beyaz sayfaları korumaya özen göstermesi
gerektiğini bildirdi.
Türk hacı adaylarının geceyi geçirdiği Arafat'ta, irşad programının
ardından Dr. Ömer Menekşe, Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet
Görmez'in hacı adaylarına gönderdiği bayram tebriği ile Arafat
mesajını okudu.
Mesajına ''Rahman olan Yüce Allah'ın çok kıymetli
misafirleri'' şeklinde başlayan Görmez, hacı adaylarının
haccının mebrur, dualarının kabul olması temennisinde bulundu.
Haccın en önemli rüknünü yerine getirmek üzere, dilleri, ırkları,
renkleri ve kültürleri farklı, fakat imanları ve gönülleri bir,
milyonlarca Müslümanın Arafat'ta toplandığını belirten Görmez,
Hazreti Adem'in çocukları olarak herkesin Allah'ın huzurunda eşit
olduğunu, topraktan yaratılıp bir gün yine toprağa döneceğini
hatırlatan bu mekanda, hacıların Arafat mahşerini yaşadığını ifade
etti.
''ARAFAT, MARİFETİ YAKALAMA YERİDİR''
Hazreti Muhammed'in ''Hac nasıldır?'' sorusuna
''Hac, Arafat'tır'' cevabını verdiğini anımsatan
Görmez, şunları kaydetti:
''(Hac, Arafat'tır) demek, hakikati bilmek, tanımak,
anlamak, kavramak demektir. Diğer bir ifade ile arif olmaktır,
marufa, marifete, Marifetullah'a ermektir. Dirilişi, mahşeri,
Mahkeme-i Kübra öncesi bekleyişi, ölmeden önce ölmeyi, hesaba
çekilmeden önce muhasebe yapmayı bilmektir. Arif olan anlar,
Arafat'ı idrak eden, hacı olur, Arafat'ı kavrayan marifeti bulur.
Arafat, arif olma yeridir. Arafat, marifeti yakalama yeridir.
Arafat önce kendini bilme, kendini bulma deneyimidir. ''Kendini
bilen, Rabbini de bilir'' fehvasınca, önce kendini tanıma, ardından
da Rabbini tanımadır. Arafe günü, en bereketli zaman ile en mübarek
mekan birleşir ve kutsal Arafat iklimi ortaya çıkar. Arafat, tıpkı
Rahmet Elçisi gibi yüzünü Kabe'ye çevirip, sırtını Rahmet Dağı'nın
eteklerine verip, ilahi rahmete nail olabilme arayışıdır. Bütün
Müslümanların derdine derman bulabilme, günahlardan sıyrılabilme,
cehaletten kurtulup Marifetullah'a erişebilmek için bulunmaz bir
irfan ve marifet mektebidir.''
''BEYAZ SAYFALARI KORUMALIYIZ''
Arafat'ta vakfenin, bütün dünya Müslümanlarını temsilen gelen
heyetlerin oluşturduğu dünyada eşi benzeri görülmeyen bir zirve
olduğuna işaret eden Görmez, sadece halkı Müslüman olan ülkelerden
gelenlerin değil, diğer ülkelerde yaşayan Müslümanların da
katıldığı bir Dünya Müslümanları Buluşması olduğunu belirtti.
Geçmişte olduğu gibi, dini, ilmi ve ictimai meselelerini konuşup
çözüme kavuşturabilecekleri düzenli bir zirve olmasa da gönüllerin,
ruhların buluşmasının yaşandığına dikkati çeken Görmez, şöyle devam
etti:
''Dilleri, tenleri, ırkları, renkleri, kültürleri ve
coğrafyaları farklı olmasına rağmen, inançları, duyguları,
dertleri, dilekleri ve duaları aynı olan milyonların yürekleri ve
yanık yakarışları vardır vakfede. Bu milyonların içinde nice Allah
dostu, gönül eri, takva ehli, duaları makbul ve hacları mebrur
olanlar vardır kim bilir? Rahmeti ve mağfireti bol olan Rabbimiz,
hepimizi bağışlananlardan eylesin. Hayatımızın en anlamlı yolculuğu
olan hac, biz müminler için tam anlamıyla bir dönüm noktası
olmalıdır. Adeta mahşeri yaşayanlar olarak, hac sonrasında elde
ettiğimiz beyaz sayfaları korumaya özen göstermeliyiz. Geçmişte
yapılan hatalar, işlenen günahlar artık bağışlanmış olarak geride
kalmalıdır. Hacdan öncesi ile hacdan sonrası kesin bir şekilde
birbirinden ayrılmalıdır. Bu anlamda haccımız, her birimiz için bir
silkiniş, diriliş ve yeniden doğuş olmalıdır."