Kurultayı değerlendirdi, Demirtaş’a çattı
Abone olCHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Haluk Koç, “Yaklaşık 900’ün üzerinde bir imza ile Sayın Kılıçdaroğlu’nun genel başkan adaylığı ...
CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Haluk Koç,
“Yaklaşık 900’ün üzerinde bir imza ile Sayın Kılıçdaroğlu’nun genel
başkan adaylığı başvurusu divana yapılacak” dedi.
CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Koç, düzenlediği basın
toplantısı ile 5-6 Eylül tarihlerinde yapılacak Kurultay ile ilgili
süreci değerlendirdi. MYK Toplantısı’nın gecikmeli olarak
başlayacağını söyleyen Koç, Cumhurbaşkanlığı seçimlerinden sonra
bir Kurultay talebinin dile getirildiğini ve CHP Lideri
Kılıçdaroğlu’nun da imza toplanmadan olağanüstü kurultayın
toplanmasını istediğini hatırlattı. 5-6 Eylül’de ATO Kongre
Merkezi’nde düzenlenecek olan kurultayla ilgili değişik
tartışmaların olduğunu belirten Koç, “Yarın saat 11’de de bugün ana
hatlarıyla salon hazırlanacak. Yarın rötuşlar kalacak. Yarın saat
11’de de ATO Kongre Merkezi’nde alan tanıtımıyla ilgili görsel
zenginliği olan ek toplantı yapmayı planladık” diye konuştu.
Kurultayın gündem akışına ilişkin ise Koç, “Divan teşekkülünden
sonra CHP Genel Başkanlığı’na aday olmak isteyenlerin 26-27 Şubat
2012 tarihinde yapılan tüzük değişikliğinden sonra o süreçte aday
olmayı zorlaştıran koşulların belli bir mücadeleyle
kaldırılmasından sonra yani divan önünde kendini belgeleyerek imza
atma, bir genel merkez yönetiminin önünde esir pozisyonunda imza
atma rezaleti kaldırıldıktan sonra dışarıda imza topluyorlar. Yüzde
20 şartı da yüzde 10’a düşürülmüştü o kurultayda. Yani aday olmanın
önündeki antidemokratik süreçler yine bu yönetim tarafından
kaldırılmıştı. Bu kazanımlar elde edilirken, bu kazanımlar elde
edilinceye kadar sesini çıkartmayanların bugün bu demokratik
haklardan faydalanmasını biz memnuniyetle karşılıyoruz” ifadelerini
kullandı.
Koç, divan oluştuktan sonra aday ya da adaylıkların topladıkları
imzaların divan tarafından değerlendirilip kesinleşeceğini ve sonra
konuşmaların yapılacağını anlattı.
“PARTİ İÇİ DEMOKRASİNİN GENİŞLETİLMESİNE DÖNÜK HİÇBİR MADDEDE GERİ
ADIM SÖZ KONUSU DEĞİLDİR”
Kurultayda faaliyet ve hesap raporu görüşmelerinin olmayacağını
bildiren Koç, “Seçim yan salonda bin 500 metrekarelik büyük bir
alanda 24 sandıkta 72 kabinde süratle yapılacaktır. Daha sonra
tüzük değişikliğiyle ilgili çok sınırlı teknik anlamda bir iki
düzeltemeye açık olan bir tüzük değişikliğinden söz ediyoruz. Hiç
kimsenin siyaset olarak kendisine konu etmesini gerektirecek hiçbir
boyut yoktur. Bunlar daha sonra mahcubiyet olarak geri döner. Daha
öncesinde kazanılmış parti içi demokrasinin genişletilmesine dönük
hiçbir maddede geri adım söz konusu değildir. Bir geriye dönüş söz
konusu değildir. Bunu gerek çarşaf liste uygulamasında, gerek daha
sonraki seçimlerdeki aday seçme yöntemiyle ilgili bunlar
korunacaktır” şeklinde konuştu.
Kurultaya 46 tane diplomatik misyon temsilcisi katılacağını
bildiren Koç, 3 bin 152 koltuk kapasiteli bir salon olduğunu, bin
218 delegenin de yerlerinin belli olduğunu kaydetti. Güvenlikle
ilgili gerekli önlemlerinde alındığını belirten Koç, kurultayı 905
basın mensubunun izleyeceğini söyledi. Koç, ayrıca kurultay için
hiçbir yayın kuruluşuna yazılı ya da görsel bir akreditasyon
sınırının getirilmediğini bildirdi.
“SAYIN BEKAROĞLU’DA BU KAPSAMDA BİR KARAR VERDİYSE CHP’YE TABİ Kİ
ÜYE OLABİLİR”
Gazetecilerin sorularını da cevaplayan Koç, bir gazetecinin eski
Saadet Partili yönetici Mehmet Bekaroğlu’nun CHP’ye başvuru
yapmasıyla ilgili sorusu üzerine MYK’nın daha başlamadığını
belirterek, “CHP’nin ilkelerini, CHP’nin programını, CHP’nin
gelecekteki mücadelesini omuzlamak isteyen, paylaşmak isteyen, bu
yolda saf tutmak isteyen herkes bu beyandan sonra, bu ilkeler
doğrultusunda CHP’ye üye olabilir. CHP’nin üye akredite etmek ya da
etmemek lüksü yoktur. CHP bir kitle partisidir. Sayın Bekaroğlu’da
bu kapsamda bir karar verdiyse CHP’ye tabi ki üye olabilir”
karşılığını verdi.
Genel başkan seçiminin ardından kurultayın ilk gün tamamlanıp
tamamlanmayacağı sorusuna Koç, “Daha önceki kurultay akışlarına
göre epey bir zaman tasarrufu olacak. Oy verme alanı ayrı
olduğundan büyük bir zaman tasarrufu olacak. İlk gün içerisinde
tüzük komisyonu çalışmalarını bitirirse, teknik boyutlu dar
kapsamlı tüzük değişikliğiyle ilgili görüşme ilk gün olabilir.
Parti Meclisi seçimleri tek yetkili bir padişahın emrettiği yazılı
bir blok listenin, padişahın emirleri doğrultusunda oraya gelen
kullar tarafından, delegeler tarafından sandığa atılma işleminden
ibaret olmayan bir seçimden bahsediyoruz. Herkesin aday
olabileceği. Anahtar listeler çıkabilir. Bunların hepsinin çarşaf
listede yer alacağı, her bir kurultay delegesinin çıkıp en çok 52,
en az 47 kişiyi işaretleme özgürlüğüne sahip olacağı. Burada
çeşitli anahtar listelerin rehberliğinde oy kullananlar olabilir.
Farklı değerlendirmeler olabilir” şeklinde konuştu.
“BİR VESAYET SİSTEMİNİN ESİRİ OLMADAN YAPACAKLARI GÖREVE YANSITACAK
KADROLARIN İŞ BAŞINA GELMESİNİ ARZU EDİYORUZ”
HSYK seçimlerine ilişkin soruya ise Koç, “HSYK’nın adaylık
başvurusuyla ilgili değişik açıklamalar görüyoruz. Geçen HSYK
seçimleri aklıma geliyor. Bu süreçte nasıl bir şekillenme olacak.
Değişik yargı kuruluşlarının, sendikalarının, birliklerinin
açıklamalarını görüyorsunuz” yanıtını verdi.
17- 25 Aralık soruşturmasına takipsizlik kararı verilmesine ilişkin
bu işin bitmediğini belirten Koç, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a “O
takibattan kurtulamayacaksınız. O sizin arkanızdan gölgeniz gibi
sizi takip edecek. Onun için HSYK nasıl yapılanacak göreceğiz.
Bence meslek etiğinin, bağımsız yargı kavramını, yargıç teminatını,
adil savunma hakkını, evrensel hukuku, hukuk devleti kapsamında ele
alındığı bütün noktaları özümseyen bunları bir vesayet sisteminin
esiri olmadan yapacakları göreve yansıtacak kadroların iş başına
gelmesini arzu ediyoruz. Mücadele o boyutta” ifadelerini
kullandı.
Kılıçdaroğlu’nun adaylığına ilişkin toplanan imza sayısıyla ilgili,
“Şuanda delegasyonlar yeni yeni geliyorlar. Herhalde yarın tamamı
gelir. Yaklaşık 900’ün üzerinde bir imza ile Sayın Kılıçdaroğlu’nun
genel başkan adaylığı başvurusu divana yapılacak” dedi.
“ÇANKAYA KÖŞKÜ CUMHURİYETİN SEMBOLÜ VE SİYASET AÇISINDAN DA KAÇAR
GÖÇER BİR YER DEĞİL”
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Çankaya Köşkü’nü kullanmayacağı yönündeki
açıklamasının sorulması üzerine Koç, şunları söyledi:
“Çankaya Köşkü’nün iki anlamı var. Bir, kaçak bir yapı değil, göçer
bir yapı da değil. Siyasi anlamda Çankaya Köşkü Cumhuriyetin
sembolü ve siyaset açısından da kaçar göçer bir yer değil. Burada
Cumhurbaşkanı seçilen ve seçimin resmileşmesiyle, yemin etmesi
arasındaki süreci anayasa ihlali içerisinde geçiren bir kişinin
siyasetende Cumhuriyetin tanımıyla özdeşleşmiş bir Çankaya
Köşkü’nde ikamet etmeme isteğinin başka nedenlere, anlamlara
dayandırılmak istendiğini hepimiz görüyoruz. Oturursa şaşardım.
Çankaya Köşkü ne siyaset olarak kaçar göçer bir yerdir, ne de imar
boyutu bakımından kaçar göçer bir yerdir. Hangi değerle barışık
oldu ki Recep Tayyip Erdoğan.”
“SELAHATTİN DEMİRTAŞ’IN TEK GÜNDEMİ OLMALI”
HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın PKK’nın
silahlandırılması konusunda IŞİD’le mücadeleyle
bağlantılandırmasının sorulması üzerine Koç, “Sayın Demirtaş’a da
bir çift söz söylemek gerekiyor. Türkiye coğrafya olarak da,
siyaset olarak da Türklerin ve Kürtlerin birlikte yaşamaya mahkum
olduğu bir coğrafya. Buna bize sadece coğrafya emir vermiyor,
tarihte emir veriyor. Herkes bunu kafasına sokacak. Hep beraber
barış, özgürlük, eşit hukuku paylaşan eşit yurttaşlık kavramı,
birlikte yaşam, demokrasi ve özgürlüler çerçevesinde bu topraklarda
yaşayacağız. Bir uluslararası süreci ortaya koyduğu terör ürünüyle
uğraşıyor Ortadoğu’da dünya. Bunların Türkiye içinde tartışılması
bile yanlıştır. Selahattin Demirtaş’ın tek gündemi olmalı.
Demokrasi, birlikte yaşam, eşit hukuku paylaşan eşit yurttaşlık ve
birlikte yaşamanın gereği üzerine bir siyaset sergilemek. Biz bu
çizgideyiz” diye konuştu.
Adli yıl açılış törenlerinin geleneksel olmaktan çıkarılmasına
ilişkin Koç, “Kişi kendisini padişah zannederse kendisine göre yeni
kurallar koyma ihtiyacı hisseder. Niye törensel olmaktan çıksın.
Karşılığı olmayan davranışlar” dedi.
(İHA)