Jeopolitik gelişmelerin tam gaz ilerlediği şu günlerde gündem
belli. Hay’at Tahrir el-Şam (HTŞ) liderliğindeki Suriye’li
muhalifler, Esad rejiminin kontrolündeki ülkenin ikinci büyük kenti
Halep’in büyük kısmının kontrolünü ele geçirdiler.
72 saat içinde gerçekleştirdikleri operasyonla, kentin önemli
noktalarına 'Özgür Suriye Bayrağını çekip, PKK/YPG'nin elindeki
bölgeleri geri alıp kontrolü sağladılar.
İdlib'deki cihatçı ve isyancı grupların Halep'e ani ve
beklenmedik bir hamle yapma kararında Hizbullah'ın son dönemde
İsrail'in Lübnan'daki saldırıları ve İsrail'in Suriye'deki İranlı
askeri komutanlara yönelik saldırıları nedeniyle yaşadığı
gerilemenin önemli bir rol oynadığı düşünülebilir.
İnsan hakları ihlalleri iddialarıyla meşruiyet çabaları
gölgelenmiş olsa da HTŞ bir süredir İdlib'de fiili yerel yönetim
olarak güç kurmuş durumdaydı.
Ayrıca diğer gruplarla da bazı sert çatışmalara girdiler.
İdlib'in ötesindeki hedefler belirsiz hale gelmiştir.
HTŞ, El Kaide'den ayrıldığından bu yana IŞİD’in denediği ve
başarısız olduğu şekilde daha geniş bir halifelik yerine Suriye'de
bir İslami yönetim kurma çabasına yöneltir.
Suriye'deki çatışmaların büyük ölçekte yeniden
alevlendireceğine, Esad'ın ülkenin büyük bölümündeki hakimiyetine
karşı meydan okumaya yöneleceğine dair bir eylem söz konusu
olmamıştır.
O nedenle saldırılar gündemi belirledi. Zamanlama manidar.
Siyasi dengeleri sarstı. Ama çok da şaşırtmadı. Esad rejiminin
çözüm üretmek ya da bölgede istikrar sağlamak gibi bir niyeti
olmadı. Esad için önemli olan ülkesi değil ailesinin yaşadığı
saltanatın sürekliliği…
O nedenle hiçbir çözüm ürütmediği gibi çözüm önerilerine de
sıcak bakmadı ve muhalefetle bir araya gelmeye yanaşmadı.
Bu yüzden kurulan dengelerde her an bozulabilirdi. Öyle de oldu.
İki gün önce, rejim ve Rusya'nın sürekli bombalarla tehdit altında
tuttuğu İdlib'i yöneten terör örgütü HTŞ ve bileşenleri harekete
geçti ve kritik şehir Halep'i ele geçirdiler.
Kadim kent Halep, Suriye iç savaşının en kritik şehriydi. O
günlerde sosyolojisine uygun olarak rejime muhalif olanların
elindeydi. Muhaliflerin yeniden Halep'i alması Suriye'yi ve bölgeyi
nasıl etkileyecek,
ABD süreci sadece izleyecek mi?
En önemlisi Türkiye yeni bir göç dalgasıyla karşılaşır mı?
Böyle bir göç söz konusu olursa Türkiye ne yapacak?
Dışişleri Bakanı Sayın Hakan Fidan, Halep'te yaşananlara
Türkiye'nin müdahil olmadığını ifade etti.
"Tedbirler alınıyor. Yeni bir göç dalgasını
tetikleyecek hiçbir aksiyona girişmeyiz" dedi.
Suriye'de yeni bir oyun mu kuruluyor?
Masada kimler var?
Sahnelenen oyunda yönetmen İsrail senarist ABD olabilir mi?
ABD, İsrail’in hedefi Suriye’yi kalıcı olarak bölmek ve terör
devleti kurmak olabilir mi?
ABD ve İsrail’in çocuklarının babaları aynı, anneleri farklı. O
nedenle Halep’e giren ABD ve İsrail’dir.
HTŞ’nin Suriye’de saldırı yerlerinin, kısa süre önce İsrail
uçakları tarafından bombalanan yerler olduğu bilinmektedir.
O nedenle tüm bunlar
Türkiye’ye ihanet etmek için yazılmış bir senaryo
olabilir mi?
ABD ve İsrail; HTŞ ile ÖSO’yu sürece dahil etmek için
hareket ediyor. Bu hareketin sonucunda; Türkiye, Rusya ve İran’la
karşı karşıya gelebilir.
Fırat’ın doğusunda PKK/PYD serbest hareket edebilir. Bu durum
ABD ve İsrail’in işine gelir. Bir taşla pek çok kuş.