Kurtuluş Tayiz'den Öcalan tuzağı iddiası
Abone olAkşam gazetesi yazarı Kurtuluş Tayiz, 'paralel yapı'nın hükümeti 'Öcalan olmazsa PKK dağılır' teziyle tuzağa düşürmeye çalıştığını öne sürdü.
İNTERNETHABER.COM - Akşam
gazetesi yazarı Kurtuluş Tayiz, AK Parti kurucularından Dengir Mir
Mehmet Fırat'ın 'Öcalan olmazsa PKK dağılır' sözlerine sert
çıktı.
"Türkiye'nin elindeki en büyük barış kozunu devletin eliyle
devre dışı bırakmak, hatta tasfiye etmek aklı başında birinin
gündeme getireceği bir öneri olamaz" diyen Kurtuluş Tayiz, "Öcalan
olmazsa PKK dağılır tezi, Türkiye'yi tuzağa düşürmek için yıllardır
paralel yapı tarafından hükümete ve kamuoyuna empoze ediliyor"
dedi.
Kurtuluş Tayiz'in 'Öcalan olmazsa PKK dağılır' başlıklı yazısı
şöyle:
ÖCALAN'I TASFİYE
EDELİM...
Bu iddianın sahibi AK Parti'den bir süre önce istifa eden Dengir Mir Mehmet Fırat. Dengir Bey'e göre 6-8 Ekim olaylarının sorumlusu da Öcalan; Demirtaş ise haksızlığa uğrayarak hükümet tarafından itibarsızlaştırılmaya çalışılan bir isim!
Öncelikle "Öcalan olmazsa PKK dağılır" görüşünün yeni olmadığını
belirtelim. Bu iddianın asıl sahibi Emre Uslu'dur; Uslu, Öcalan'ın
PKK içinde değişik grupların sözcüsü olduğunu iddia ediyordu. Bu
iddianın örtülü mesajı ise şuydu: "Öcalan'ı tasfiye edelim, PKK
dağılır."
İMRALI'NIN MUHATAP ALINMASINI ENGELLEK
İÇİN...
Emre Uslu ve sözcülüğünü yaptığı derin yapı, devletin İmralı'yı
muhatap almasını engellemek için yıllarca böyle teoriler öne sürdü.
Okları, sürekli Öcalan'ın üzerine çekmeye çalıştılar. Emniyet
İstihbarat'ın uydurma raporlarıyla örgütün yaptığı neredeyse bütün
eylemlerin talimatının İmralı'dan çıktığını iddia ettiler. Öcalan'ı
tasfiye etmesi için hükümeti ikna etmeye çalıştılar. Amaçları
hükümeti tuzağa çekmekti ama bunu başaramadılar.
Çözüm süreciyle birlikte tedavülden kalkan bu görüş, 6-8 Ekim
kriziyle birlikte, bu kez eski bir AK Partili olan Dengir Mir
Mehmet Fırat tarafından seslendirilmeye başlandı. Devletin çözüm
sürecini gözden geçirdiği bir zamanda Dengir Bey, sahneye çıkarak
Emre Uslu'nun eski görüşlerini yeniden dolaşıma soktu: "Her şeyi
Öcalan kontrol ediyor, o olmazsa PKK dağılır!"
"O halde ne yapalım" sorusu burada akla geliyor? Öcalan'dan vaz mı
geçelim? Onu İmralı'ya gömüp PKK'nın dağılmasını mı bekleyelim?
Ayrıca "Öcalan olmazsa..." derken, aslında ne demek istiyorsunuz?
Bu nasıl mümkün olacak?
PARALEL YAPI TUZAĞA DÜŞÜRMEYE
ÇALIŞIYOR
Türkiye'nin elindeki en büyük barış kozunu devletin eliyle devre
dışı bırakmak, hatta tasfiye etmek aklı başında birinin gündeme
getireceği bir öneri olamaz. "Öcalan olmazsa PKK dağılır" tezi,
Türkiye'yi tuzağa düşürmek için yıllardır paralel yapı tarafından
hükümete ve kamuoyuna empoze ediliyor. Hükümet ise bu tuzağa
düşmediği için bugün iki yıldır devam eden bir barış sürecinden
bahsedebiliyoruz.
Abdullah Öcalan'ın PKK üzerindeki etkisi, rolü, yeri vs. elbette
tartışılabilir; fakat Öcalan'ın son iki yılda silahları susturan
kişi olduğu gerçeği tartışılamaz. Şunu da görmek gerekiyor: Öcalan,
devletin elindeki bir oyuncak değil, Kürt hareketinin kurucusu ve
önderi konumundaki siyasi bir aktördür. Çözüm süreci de karşılıklı
hamlelerle, bazen restleşmelerle yol alıyor. 6-7 Ekim'de de
Öcalan'ın rolü bu çerçevede değerlendirilebilir, hatta eleştirilir.
Fakat 6-8 Ekim krizini fırsat bilip "Öcalan olmazsa PKK dağılır"
diyerek, hükümeti eski devlet tezlerini inandırmaya çalışmanın iyi
niyetli olmadığı ortadadır.
ASIL DERTLERİ İÇ SAVAŞA
SÜRÜKLEMEK
Kandil ve Öcalan arasında temel konularda vizyon farkı olduğu
söylenebilir ama Öcalan giderse PKK dağılmaz. Bu tartışmayı ortaya
atanların meselesi de zaten PKK'nın dağılması ya da bitmesi
değildi; bu yapının asıl derdi, devleti barış yolundan alıkoymak ve
ülkeyi içinden çıkılmaz bir iç savaşa sürüklemekti. 6-8 Ekim'de
bunu tekrar denediler; PKK'nın şiddeti tırmandırmasını bahane
ederek hükümetin Öcalan'dan vazgeçmesini sağlamaya çalıştılar.
Fakat hükümet gerçekçi davrandı; hem Öcalan'ın etkisini ve rolünü
doğru değerlendirdi, hem de masada kalarak süreci devam ettirdi.
Türkiye, şimdi çözüm sürecinde silahsızlanmayı konuşacak noktaya
geldi.
Dengir Bey'in de artık Emre Uslu kaynaklı teorileri bir yana
bırakıp barışa el atması gerekiyor. Cemaatin gazete, televizyon ve
internet sitelerini dolaşıp çözüm sürecinin aktörlerini karalamaya
çalışması kendisine hiç yakışmıyor.