Kurtuluş savaşında bir Alman subayı
Abone olKurtuluş Savaşı'nda Türk ordusunda görev aldığı belirtilen Alman subayın gazeteci oğlu Cord Christian Troebst, Türkiye'de duygulu anlar yaşadı.
Almanlar tarafından inşa edilen Bağdat Demiryolu'nun kuruluşunun
100. yıldönümü nedeniyle Almanya'da sadece hafta sonlarında
yayınlanan ve 3 milyon tirajlı olduğu belirtilen Sonntag Aktuell'de
yayınlanmak üzere Adana'nın Pozantı İlçesi'nin Belemedik mevkiinde
demiryolu inşaatı şantiyesinin bulunduğu bölgede belgesel
çekiliyor. Türkiye'nin Berlin Büyükelçiliği Kültür Ateşeliği'ne
yaptığı başvuru üzerine Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın
sponsorluğunda meslektaşı Volker Hamann ile belgesel hazırlayan
Cord Christian Troebst, AA muhabirine yaptığı açıklamada, subay
olan ve 1939 yılında ölen babası Hans Troebst'in Atatürk'ün
şahsında Türk hayranı olduğunu söyledi. Troebst, babasının tuttuğu
günlük ve Türk ordusunu anlattığı ''Asker Kanı - Baltık Denizi'nden
Mustafa Kemal Paşa'' adlı kitapta, babasının Atatürk'e olan
hayranlığını öğrendiğini ve bu hayranlığın O'nun Türk ordusuna
katılmasını sağladığını anlattı. -TÜRK ÜNİFORMASINDA YÜZBAŞI
RÜTBESİ- Alman Gazeteci, babasının Türkiye serüveninin Kurtuluş
Savaşı yıllarında başladığını, o yıllarda deniz yoluyla Ortaköy'e
gelen babasının, askerler aracılığıyla Atatürk'e ulaşmayı
sağladığını belirterek, şunları söyledi: ''Babam kendisini
(özgürlük savaşçısı) olarak nitelemiş ve ısrarla Türk ordusuna
katılmak istemiş. Verdiği mücadele sonunda bu arzusuna kavuşmuş
ancak, O'nu savaşta cepheye göndermemişler. O'na (Sen Fransız ya da
İngilizlere esir düşersen Alman olduğun anlaşılır, seni
demiryolunda görevlendirelim) demişler. Babam, önce Eskişehir
demiryolunda, daha sonra Konya Ereğli demiryolunda, demiryolu
subayı olarak görev yapmış. Alman ordusundaki yüzbaşı rütbesini,
Türk ordusunda da kullanarak, aynı rütbe ile Anadolu'da bu kez Türk
üniforması altında verilen özgürlük mücadelesine katılmış. Görevi
nedeniyle sık sık Bağdat demiryolu şantiyesinin bulunduğu
Belemedik'e gelmiş.'' -KIZINA GÜLNAR ADINI VERMİŞ- Babasının,
Kurtuluş Savaşı sonuna kadar Türkiye'de kaldığını ve ülkesine
dönerken kendisine verilen İstiklal Savaşı madalyasına gözü gibi
baktığını belirten Alman Gazeteci Troebst, şöyle devam etti:
''Babam savaş sonrasında Almanya'ya gittiğinde, çeşitli gazetelerde
savaş yıllarını, Türk ordusunun ahramanlığını ve Atatürk'ü anlatan
yazıları gazetelerde yayınlanmış. O dönemde Alman General Luden
Dorff'ın isteği üzerine babam gazetelerde çıkan yazılarını bir de
Adolf Hitler'e anlatmış. O'nun gözünde Atatürk, ülkesini çok zor
şartlardan kurtaran örnek bir komutandı. Babam, 1923 yılında
döndüğü Almanya'da uzun süre kalmamış ve 1924'de tekrar Türkiye'ye
dönmüş. Geçimini sağlamak için ticarete atılmış ve Eskişehir'de ilk
değirmeni kurmak istemiş. Almanya'ya sipariş verdiği değirmeni
almak için İstanbul'a gittiğinde sadece beton aksamının kaldığını
görmüş. Onu kaldırmak isterken de ayağına düşürüp yaralanmış. Uzun
süre yürüyemeyen babam, bu kez oturduğu yerde genç Türkiye'yi
anlatan yazılar yazıp bunları Almanya'ya göndermiş. O dönemde
(Alman Telgraf Merkezi) adı verilen ve devletin resmi ajansı olan
kuruluşa gönderdiği yazılar beğenilince O'nu Türkiye muhabiri
yapmışlar. Daha sonra Yunanistan ve başka ülkelerde aynı basın
merkezinin muhabirliğini yapan babamın ilk eşinden 3 çocuğu olmuş.
Babamın Gülnar adını verdiği ablam şu anda 80 yaşında ve halen
yaşıyor.'' Troebst, babasının ikinci eşinden dünyaya geldiğini
belirterek, ''Ben de 1933 yılında Romanya'da dünyaya gelmişim.
1934'de babam Çin-Japon savaşında görevlendirilmiş. Bir süre sonra
biz de onun yanına gitmişiz ancak, 1939'da Almanya'ya döndüğümüzde
annem, babamın ölüm haberini almış. Ben o yıllarda 6 yaşındaydım ve
babamı hiç hatırlamıyorum. O'nun hakkında bıraktığı günlük ve
kitabı aracılığıyla bilgi alabiliyorum.'' -''BABAMIN İZİNDEYİM''-
Babasının hayatında önemli bir yeri olması nedeniyle Bağdat
demiryoluyla ilgili Türkiye'de belgesel hazırlama görevini severek
kabul ettiğini belirten Troebst, ''Babamın görev yaptığı yerleri
gezerken çok duygulandım. O'nun Türkleri ve Türkiye'yi neden bu
kadar çok sevdiğini bir kez daha anladım. Ben de O'nun izinden
giderek, Türkiye'nin tanıtımı için çalışacağım'' dedi. Daha önce 4
kez Türkiye'ye geldiğini ancak, gezisinin İstanbul, Antalya'da
sınırlı kaldığını anlatan Troebst, ''Türkiye, bu iki kentten ibaret
değil. Bence Adana ve çevresi Antalya'dan daha güzel. Buraya hayran
kaldım. Ülkeme döndüğümde Türkiye'yi en ince detayı ile
anlatacağım'' diye konuştu. Bu arada, Alman Gazeteciye Türk-Alman
bayrakları bulunan rozeti takan Almanya'nın Adana Fahri Konsolosu
Teyfik Kısacık, Bağdat demiryolunun kuruluşunun 100. yılı nedeniyle
Belemedik mevkiindeki şantiye binasının bulunduğu yerde ekim ayında
tören düzenleyeceklerini bildirdi.