Kurtulmuş'tan o görüntülere tepki!
Abone olBaşbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, NTV'de konuştu 15 Temmuz gecesi Genelkurmay'da yaşanan görüntülerin yayınlanmasına tepki gösterdi.
Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, Türkiye'nin 2. Kurtuluş Savaşı'nı verdiğini ve bunu terör örgütlerine karşı kazanacağını söyledi. Suriye sınırının PYD'nin eline geçmiş olmasının Türkiye'nin kabul edebileceği bir şey olmadığını ifade eden Kurtulmuş, 15 Temmuz gecesi Genelkurmay'da yaşananlara ilişkin fotoğrafların yayınlanmasını ise doğru bulmadığını söyledi.
Numan Kurtulmuş, NTV'de gündeme ilişkin soruları cevapladı. Türkiye'nin ekseninin değiştiği yönündeki iddialara, "Türkiye'nin bir tek ekseni vardır o da kendi eksenidir" diye cevap veren Kurtulmuş, Türkiye- Rusya ilişkilerini değerlendirdi.
Son dönemde yaşanan yakınlaşmanın bir sonucu olarak İncirlik
Üssü'nün Rusya'ya kullandırılmasının söz konusu olup olmadığına yönelik soruya Kurtulmuş, "Bu söz konusu olamaz çünkü NATO üssüdür, bunun nasıl gündeme geldiğini de bilmiyorum. İncirlik NATO üssüdür, Rusya NATO üyesi olmadığına göre Rusya'nın burayı kullanması mümkün değildir." yanıtını verdi. Kurtulmuş'un açıklamalarından bazı satır başları şöyle:
“Orada, o koridorun tamamlanmış olması, Türkiye’nin 911 kilometrelik Suriye sınırının bir tek örgütün eline, PYD’nin eline geçmiş olması Türkiye’nin kabul edebileceği bir şey değildir.
Çeşitli vesilelerle Türkiye’nin sınırının hemen ötesinden, zaman zaman IŞİD, zaman zaman PYD güçleri tarafından Türkiye topraklarına atılan füzelerin, Türkiye sınırını başta Kilis, Gaziantep’in bazı ilçeleri olmak üzere rahatsız ettiğini biliyoruz. Dolayısıyla Türkiye, hemen sınırının ötesindeki bu hareketliliği çok yakinen takip ediyor.
"IŞİD MAYMUNCUK GİBİ KULLANILIYOR"
IŞİD, dışarıdan, dünyanın farklı yerlerinden gelmiş olan, üretilmiş bir örgüttür. Ve IŞİD, birçok kapıyı açmak bakımından da maymuncuk gibi kullanılmış olan bir örgüttür. Suriye’nin kuzeyinde Araplar da Kürtler de Türkmenler de var, diğer unsurlar da var. Biz bu anlamda Suriye’deki halkın etnik, kültürel olarak zenginliğinin devam etmesinden yanayız. Bunun için de Suriye’nin kuzeyi, herhangi bir şekilde, sadece ve sadece bir tek terör örgütünün ya da bir tek silahlı grubun elinde olamaz. Dolayısıyla bunu önemli gördüğümüzü ifade ediyoruz.
ESED'İN DURUMU
Suriye’de biz hep başından itibaren şunu ifade etmeye çalıştık. Suriye’de kimin iş başında olacağına karar verecek olan biz değiliz. Suriye halkı olmalıdır. Dolayısıyla halkına karşı uçaklarla, her türlü savaş araçlarıyla gerçekten katliam yapan, böylesine eli kanlı bir rejimin bundan sonra devam edip etmeyeceği herhalde Suriye halkının karar vereceği bir adımdır.
YAŞ TOPLANTISI
Teknik olarak emekliye ayrılacak albaylar, kadro dolayısıyla ayrılacak albaylar, iki yıl süresi uzatılacak albaylar konusu konuşuldu. Dolayısıyla önemliydi, bence bugünkü Yüksek Askeri Şura'nın esas önemi aldığı kararlardan daha ziyade yeni dönemde sivil-asker ilişkilerinin düzenlenmesi konusunda ortaya koyduğumuz kanun hükmünde kararnamelerle ortaya koyduğumuz reform perspektifinin çok görünen bir şekli olması bakımından önemliydi.
"15 TEMMUZ'A VERİLMİŞ BİR CEVAPTIR"
Kuvvet komutanlıklarının Milli Savunma Bakanlığına bağlanması, Jandarma Genel Komutanlığının ve Sahil Güvenliğin İçişleri Bakanlığına bağlanması, GATA ve askeri hastanelerin Sağlık Bakanlığına bağlanması ayrıca Yüksek Askeri Yargı organlarının sadece disiplin mahkemeleri şekline dönüştürülmesi ve Yüksek Askeri Şura'nın yapısının da büyük oranda sivilleştirilmesi, iradenin, sivil iradenin orada daha güçlü hale getirilmesi bu reform paketinin bir parçasıdır ve güzel bir görüntüsüdür. Burada özellikle 15 Temmuz'a verilmiş bir cevaptır.
"O GÖRÜNTÜLERİN YAYINLANMASI DOĞRU DEĞİL"
Orada Türk Silahlı Kuvvetleri mensuplarının, komuta kademesindeki komutanlarının yerlerde sürülen, ellerine kelepçeler takılan, gözlerine bantların takıldığı o görüntülerin yayınlanmasının doğru olmadığını ifade etmek isterim.
28 ŞUBAT HATIRLATMASI VE FETÖ
Bir kere daha 15 Temmuz gösterdi ki siz devletin kadrolarının bir kısmını vatandaşın bir kısmına kapatırsanız, 'Şu hayat tarzını benimseyen, şu siyasal görüşü benimseyen, şu mezhebi, meşrebi, yaklaşımı olan' diye ayırıp, insanların bir kısmına devletin bazı kadrolarını kapatırsanız ortaya FETÖ çıkar. Daha açık söyleyeyim, diyelim 28 Şubat'ta siz insanları ordu içinde fişler, işte 'Hanımları başörtülü mü, sosyal etkinliklere katılıyorlar mı, namazlarını niyazlarını kılıyorlar mı?' derseniz, birtakım, Türkiye'nin önemli büyük kısmını oluşturan muhafazakar kitlenin çocukları için 'Artık Türk Silahlı Kuvvetleri bünyesinde sizin yeriniz yok' anlamına gelir. Eğer siz bunu, böyle bir yanlış uygulamayı ortaya koyarsanız, oradan da birisi çıkar, der ki 'Gel arkadaş bizim örgüte katıl, biz seni yükseltiriz' der. İşte FETÖ'yü ortaya çıkaran, gizli ya da kapalı, dini ya da seküler birtakım cemaatleri, grupları, birtakım locaları, birtakım merkezleri ortaya çıkaran esas şey budur. Devlet, 79 milyon milletimizin devletidir. Bu devletin bütün kadroları da herkese açık olmalıdır. Burada üç prensip esas olmalıdır; ehliyet, liyakat, millete ve vatana sadakat. Sadakat, şu bu gruba, şu örgüte değil, millete ve vatana olmalıdır. Bunları esas prensip olarak alırsak, bu anlamda kamuya devletin bütün kadrolarını açarsak Türkiye'de bu tartışmaların ortadan kalkacağını düşünüyorum.
"TERÖR ÖRGÜTLERİ TAŞERON OLARAK KULLANILIYOR"
Türkiye sadece DAEŞ'le, PKK ile mücadele etmiyor. Onların arkasında Türkiye'nin güçlü bir ülke olarak, bir istikrar adası olan bir ülke olarak ayağa kalkmasını önlemek isteyen bir sürü iç ve dış düşmanla boğuşuyor. Hatta bu darbe teşebbüsüyle bir kere daha ortaya çıktı ki bu örgütlerin hepsinin birbirleriyle çeşitli vesilelerle irtibatları var. FETÖ'yü de buna dahil ederek söylüyorum, çeşitli vesilelerle birbirlerini taşeron olarak kullandıkları artık biliniyor."