Kurtulmuştan flaş sözler! 2006'dan beri eşimi...
Abone olBaşbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, eşi Sevgi Kurtulmuş'un telefonlarının 2006 yılından beri yasadışı olarak dinlendiğini açıkladı.
Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş, Hollanda
ve Almanya'yı kapsayan 3 günlük ziyaretinin Mannheim ayağında
Avrupalı Demokratlar Birliği'nin (UETD) organize ettiği programda
Türk vatandaşlarıyla bir araya geldi.
Çok sayıda vatandaşın katıldığı programa AK Parti Konya
Milletvekili Harun Tüfekçi, Karlsruhe Başkonsolosu Serhat Aksen,
UETD Mannheim Bölge Baskanı Osman Gökalp, Başbakanlık Yurtdışı
Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı yetkilileri ile
vatandaşlar katıldı.
Yurtdışında yaşayan vatandaşlara 7 Haziran Milletvekili Genel
Seçimi öncesi önemli mesajlar veren Kurtulmuş, eski Türkiye
manzaralarını hatırlatarak, "yeni Türkiye"nin
şifrelerini verdi. Paralel yapıyla mücadele konusunda da önemli
açıklamalar yapan Kurtulmuş, eşi Sevgi Kurtulmuş'un telefonlarının
2006 yılından beri yasadışı olarak dinlendiğini açıkladı.
"Ceberrut devletten kerim devlete geçişi sağladık"
diye konuşan Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş, "Siyaseten ve kültürel
olarak milletten başka kimsenin bir Türkiye'yi kurmak boynumuzun
borcudur. Bunun için bu süreçte, önümüzdeki seçimlerde Türkiye'de
mevcut istikrarın, siyasi ve iktisadi istikrarın sürmesi
istikametinde sizlerden destek bekliyoruz" dedi.
Irak, Suriye, Mısır ve Yemen gibi ülkelerde yaşanan gelişmeleri
hatırlatan Kurtulmuş, "Mısır'da halkın oyuyla iktidara
gelmiş olan yönetim maalesef alicengiz oyunlarıyla bir darbeyle
işbaşından uzaklaştırıldı. Bütün bunlara baktığınız zaman dünya
maalesef bunlara seyirci kalıyor. Ama çok şükür bütün bu
karışıklıkların ortasında Türkiye, istikrarını, birliğini,
dirliğini koruyor ve Allah'a çok şükür istikrarını artırma
noktasında emin adımlarla yoluna devam ediyor" dedi.
"BİRİLERİ AYAĞIMIZA ÇELME TAKMAK İSTİYOR"
Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş, "Sizin hoşunuza gidiyor,
önceden hiç kimse size itibar etmezdi şimdi Türkiye'de devlet ve
devletin bütün insanları itibar etmek durumunda. Sizin hoşunuza
gidiyor pasaportunuzu bir kıymeti yoktu, şimdi son yıllarda
yaşadığınızı artık bir itibar gördüğünüzü siz de görüyorsunuz ve
siz de istiyorsunuz ki bu itibar devam etsin. Türkiye'nin
siyasi ve iktisadi gücüne güç katalım, hep birlikte Türkiye'de
yaşayan 77 milyonla yurtdışında yaşayan Türk kardeşlerimizle bütün
Müslüman topluluklarla birlikte daha güçlü bir Türkiye'nin zeminini
hazırlayalım. Biz bunu istiyoruz ama birileri de istemiyor,
birileri ayağımıza çelme takmak istiyor. Birileri de Türkiye'de her
türlü kumpası kurarak her türlü oyunu oynayarak Türkiye'yi tekrar
eskiye döndürmek istiyorlar" dedi.
Kurtulmuş'un bu sözleri üzerine bir dinleyici yüksek sesle
"Hiç korkmayın, kendi tuzaklarına kendileri düşecek" dedi.
"Hacı abi Allah'ın izniyle hiç korkmuyoruz, demirden korkan trene
binmez. Biz milleti temsil eden bir kadro olarak hiçbir korkuyu
semtimize yanaştırmıyoruz" karşılığını verdi.
"KARDEŞİM NİÇİN DİNLEDİNİZ?"
"Nice kumpaslar kurdular" diyen Kurtulmuş, şöyle devam etti: "Biz
geçen sene seçimlere girerken gördük ki ey milletimiz, dostlarımız,
kardeşlerimiz önümüzde 3 tane viraj var. Bunlardan birisi 30 Mart
2014 Seçimleri. 30 Mart'ta aslında 'Türkiye'de kim belediye başkanı
seçilecek.' Seçim aslında bu değildi. Birileri belediye
başkanlarını seçecek, birileri millet adına o işi yürütecek. Ama
seçim 'yeni Türkiye'yi mi istiyorsunuz, eski Türkiye'yi mi'
seçimiydi. Allah'a çok şükür milletimiz 'yeni Türkiye'yi istiyoruz'
diyerek eski Türkiye'ye giden virajı solunda bıraktı, yoluna devam
etmeyi sürdürdü. Nice kumpaslar oldu, kasetler, ses şeyleri, 17-25
Aralık operasyonları, ondan evvel 7 Şubat operasyonları... Sadece
bir tek şeyi söyleyeyim bakın eşim burada. 2006 yılında eşime
Mehmet Yavuzer adı altında dinleme çıkarttırıyorlar. Geçen
hafta ifade verdi de taze bir bilgi olduğu için paylaşıyorum.
Mehmet Yavuzer adına dinliyorlar, bir terör örgütü adına
dinliyorlar ama dinledikleri telefon kimse Mehmet Yavuzer'in
telefonu değil içindeki IP numarası eşimin telefon numarası. Eşimi
2006 yılından beri dinliyorlar. 775 kişi, rahmetli Erbakan Hoca
başta olmak üzere bir sürü siyasetçi dinlenmiş, bir sürü öğretim
üyesi, sağcı, solcu, dindar, laik bir sürü kişi dinlenmiş. Kardeşim
niçin dinlediniz? Maalesef Savcı Bey diyor ki 'ne kadar süre
dinlendiğinizi biliyoruz' ama bir tane kayıt ortada yok. Dinledin,
bunları kaydettin, niye bu kayıtları yok ettin ya da bu kayıtları
aldınsa, bu bir suçsa niye bu insanları mahkemeye çıkarıp
suçlamadın? Niye bu insanları mahkemeye çıkararak Türkiye'nin
yargısı önünde hesap vermelerini sağlamadın? Eğer bunlar suçsa
niçin diyelim oradaki polis memuru gitti, devlette süreklilik esas,
niye o kayıtları başka polislerin eline vermedin, savcıların eline
vermedin. Yoksa bu kayıtların hepsini alıp başka ülkelerin gizli
servislerine mi verdin? Türkiye nice zor zamanlar geçirdi. Eğer
Allah muhafaza oralarda korksaydık, yılsaydık bugüne Türkiye
çıkmazdı."
"CUMHURBAŞKANLIĞI DÜDÜKLÜ TENCERE OLARAK
KULLANILDI"
İkinci kritik virajın Cumhurbaşkanlığı seçimi olduğunu belirten
Kurtulmuş, "Türkiye'de Cumhurbaşkanlığı seçimleri ben bildim
bileli, bilmediğim zamanları da okuduğumdan beri biliyorum 1961
seçimlerinden bu yana Türkiye'de Cumhurbaşkanlığı seçimi hep
sancılı olmuştur. Cumhurbaşkanlarına halk karar vermez çünkü
Cumhurbaşkanlığı mekanizması maalesef 82 Anayasası'nda da öyledir.
Cumhurbaşkanlığı mekanizması seçkinlerin elinde bir emniyet
sibobudur. Hanımlar bilir, düdüklü tencerenin buharını boşaltan şey
var ya cumhurbaşkanlığı o basıncı azaltmak için kullanılan bir
mekanizmadır. Halk seçmez cumhurbaşkanını, kim o halk, elleri
nasırlı, ayakları şalvarlı, kafalarında çarşafları var, kahvede
otururlar, kahvede otururken sandalyenin birine kolunu dayarlar,
bunlar köylü tayfesi, bunlar mı cumhurbaşkanını seçecek. Senelerdir
böyle görüldü bu ülkede" dedi.
"SAYIN AHMET NECDET SEZER NASIL CUMHURBAŞKANI
OLDU?"
Milletin ilk defa cumhurbaşkanını doğrudan doğruya seçecek imkana
kavuştuğunu vurgulayan Kurtulmuş'un "Türkiye'de cumhurbaşkanları
kapalı kapılar ardında cumhurbaşkanı seçilirdi. Birkaç tane
istisnası var. Rahmetli Özal gibi Sayın Abdullah Gül gibi ama bana
söyler misiniz Sayın Ahmet Necdet Sezer nasıl cumhurbaşkanı oldu?"
diye sorması üzerine, salonda bulunan bir dinleyici, "tepeden"
dedi. Kurtulmuş'un "Hacı abi her şeyi biliyor ona soralım, benim
konuşmama gerek yok" karşılığını vermesi üzerine renkli anlar
yaşandı.
O dönem 5 partinin "Bizim adayımız Sezer'dir"
dediklerini hatırlatan Kurtulmuş, "Sezer'in şahsına bir şey
demiyorum. Zannediyorduk ki Sayın Sezer'i rahmetli Ecevit çok yakın
tanıyordu. Yakın tanımadığını da gördük. Kitapçık fırlatma
olayından sonra aslında Ecevit'le Sezer arasında bir bağlantı
yokmuş, onu da öğrenmiş olduk. Ama birileri onun oraya
cumhurbaşkanı olarak getirilmesine vesile oldular"
dedi.
"NİCE KUMPASLAR KURULDU"
İnsanların bazen yaşadıkları olayların ne kadar önemli olduğunun
farkına varmadıklarını anlatan Kurtulmuş, "10 Ağustos 2014
Cumhurbaşkanlığı seçimi Türkiye'de bir daha eski Türkiye'ye
dönmemek üzere milletin istikametini doğrulttuğu bir seçimdir,
kendi arasından birisini, Recep Tayyip Erdoğan'ı cumhurbaşkanı
seçmiştir. Nasıl 30 Mart seçimi kimin belediye başkanı olacağı
seçimi değil idiyse 10 Ağustos seçimi de sadece Recep Tayyip
Erdoğan'ın şahsıyla ilgili bir seçim değildi. Her oy veren o ismin
altında tek tek kendisini gördüğü için 10 Ağustos'ta böyle bir
seçimde bulundu" ifadelerini kullandı.
Kurtulmuş, 10 Ağustos Cumhurbaşkanlığı Seçimi'nde kumpaslar
kurulduğunu belirterek, şunları kaydetti: "13 parti bir
araya geldi, bir ittifak kurdu, bir çatı aday oluşturdu. Çatı aday
Sayın İhsanoğlu, biz İhsanoğlu'nu tanıyoruz tabi öteden beri. Biz
İhsanoğlu'nun MHP'li olduğunu biliyorduk da şimdi İhsanoğlu'na
'CHP'li' diye oy vermiş olan CHP'li kardeşlerime üzülüyorum. Öyle
değil mi, daha Ağustos'tan bu yana kaç ay oldu. CHP'li diye oy
verdikleri birisi meğerse CHP'li değil MHP'liymiş. O zaman çatı
ittifaklarla CHP yol almaya çalıştı. Neler yaşandı,
paralel yapının o zaman hangi kumpaslar yaptığını hep beraber
gördük ama Allah'a çok şükür yine milletimiz fırsat vermedi, ikinci
virajı geride bıraktı. Şimdi üçüncü ve son viraj. Bunu biz ta 2-3
sene evvel söylüyorduk. Üçüncü viraj da 7 Haziran seçimleridir. Bir
daha geri dönmemek üzere Türkiye eski Türkiye defterini kapatacak,
eski Türkiye'nin İnşallah eski siyaset tarzlarını çöp tenekesine
atacaktır."
"SAYIN KEMAL DERVİŞ DE ESKİ TÜRKİYE'NİN ALIŞKANLIKLARINI
ORTAYA KOYUYOR"
Türkiye'nin en önemli sorununun aslında iktidar değil muhalefet
sorunu olduğuna dikkat çeken Kurtulmuş, "CHP 'adımda ne kadar halk
varsa da ben aslında halkçı bir parti değilim' diyor. Nerden
anlıyoruz, Sayın Kemal Derviş'e 'seni ekonominin başına getirelim,
buyur milletvekili ol' diyor. Sayın Kemal Derviş de eski
Türkiye'nin alışkanlıklarını ortaya koyuyor. Ne oyu, ne seçimi
diyor, 'gidip kahvelerde, meydanlarda konuşacaksın, halkı ikna
edeceksin, oy alacaksın, seçileceksin, bunlar süfli işler, siz
gidin kazanın seçimi beni ondan sonra ekonomiden sorumlu bakan
yaparsınız' diyor. Zannediyor ki Türkiye 2001'in Türkiye'si. Onda
kabahat yok, garibim bir bürokrat, siyaseti falan bilmez Sayın
Derviş ama bir partinin genel başkanı olan Sayın Kılıçdaroğlu bunu
bilmiyor mu hayret ediyorum" dedi.
"ÖNEMLİ OLAN DEVLETİN ZİHNİYETİNİN DEĞİŞMESİ"
Önemli olanın devletin zihniyetinin değişmesi olduğunu söyleyen
Kurtulmuş, "Devletin zihniyeti tam manasıyla milletin
istediği istikamette değişmeye devam edecek. Bunun için bir kere
daha milletimizden destek istiyoruz. Milletimizden bir kere daha bu
sefer Anayasayı değiştirecek çoğunlukla iktidara getirmelerini
istiyoruz. İnşallah başkanlık sistemi temelli yeni bir
Anayasayla Türkiye'nin etkin bir yürütme sistemine kavuşması için
bütün gücümüzle mücadele edeceğiz. Türkiye'de Siyasi Partiler
Yasası, Seçim Yasası, Meclis İçtüzüğü velhasıl 12 Eylül'ün bütün
antidemokratik yapısını değiştirecek, meşrebi planda milletten
başka hiçbir egemenin olmadığı yeni Türkiye'yi kurumsallaşıracağız"
ifadelerini kullandı.
"ACABA TÜRKİYE'DE İŞLER DEĞİŞİR Mİ?"
Ziyaretlerinde vatandaşların "acaba Türkiye değişir mi" diyerek
kaygılarını dile getirdiklerini anlatan Kurtulmuş, "Öyle
bir noktaya getireceğiz ki Allah'ın izniyle hepimiz faniyiz.
Türkiye'de ismi geçen siyasetçilerin hepsi Allah bilir ya 30 sene
sonra belki hiçbirimiz hayatta olmayacağız, 20 sene sonra belki 20
dakika sonra hiçbirimizin şu kapıdan çıkma garantisi yok.
Dolayısıyla biz fani isimler üzerinden baki bir davanın hesabını
yapmayız. Biz biliriz ki bütün isimler fanidir" ded