Kürtlere sitem etti
Abone olCHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Kürtlere sitemde bulunarak, "Ben sizin hakkınızı savunuyorum, siz sizi savunmayana oy verdiniz. Robos...
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Kürtlere sitemde
bulunarak, "Ben sizin hakkınızı savunuyorum, siz sizi savunmayana
oy verdiniz. Roboski’de bir olay oldu. 34 yurttaşımız öldürüldü. En
net olayı takip eden parti CHP’dir" dedi.
Dicle Toplumsal Araştırmalar Merkezi (DİTAM) tarafından ‘Tigris
Diyalogları 2’ toplantısına katılmak üzere Diyarbakır’a gelen CHP
Genel Başkanı Kemal Kılçdaroğlu, toplantının açılış konuşmasında
gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Türkiye’de yeni bir
sürecin yaşandığını anlatan Kılıçdaroğlu, çözüm sürecinde CHP
olarak neler düşündüklerini anlatmak üzere Diyarbakır’a geldiğini
söyledi. Herkesi kucaklayacak bir Cumhurbaşkanı seçilmesi
gerektiğini dile getiren Kılıçdaroğlu, “Bu sorunun çözümünde biz ne
düşünüyoruz? Bunu anlatmak için geldim. Yeni bir sürecin içindeyiz.
Dayatmacı olmayan bir cumhurbaşkanı adayından yana tavır almanızı
çok isterim. Bu ülke kavgadan çok etti. Herkesi kucaklayan, güzel
bir dil kullanan birini cumhurbaşkanlığı koltuğuna oturtalım.
İçeride gerilim var, bölgede gerilim var. Gerilimden beslenen bir
siyaset anlayışı var. Ülkeyi yöneten kişi hem barıştan söz edip hem
kılıç taşırsa olmaz. Barıştan yana, huzurdan yana bir tavır
sergilemek zorundayız" diye konuştu.
"ADIMIN KEMAL OLDUĞUNU BİLDİĞİM KADAR O TIR’LARLA SİLAH GİTTİĞİNİ
BİLİYORUM"
Geçtiğimiz aylarda Adana’da durdurulan TIR’larda silahlar olduğunu
öne süren Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:
"IŞİD yetkilileri açıkça insanları rehin alırken sessiz kalıyorsa,
basında yer almasın diye yargı karar çıkarıyorsa hepimizin oturup
düşünmesi lazım. TIR’larla silahlar nereye gidiyor, düşünmeniz
lazım. Adımın Kemal olduğunu bildiğim kadar o TIR’larla silah
gittiğini biliyorum. O silah döndü bizim insanımıza karşı.”
"SÜRECİN BAŞARISINI DEMOKRASİYİ İÇİNE SİNDİRMEYEN BİR İNSANA
BAĞLAMIŞIZ"
Süreçte son dönem yaşananlara dikkat çeken Kılıçdaroğlu, "Bir süreç
yaşıyoruz şöyle bir algı var. Bir yerde genç ölüyor, sesimizi
çıkarmayalım. Bu da doğru değil. Ben kimse hayatını kaybetmesin
istiyorum. Düşüncesinden dolayı hiç kimse hapse atılmasın
istiyorum. Bizim ülkemizde insanlar 3. sınıf demokrasiye layıktır
diye bir algıyı kabul etmiyorum. Yasamayı arka bahçesi haline
getiren, havuz medyası oluşturan anlayışın ülkeye demokrasiyi
getirmeyeceğini sizin de bilmenizi isterim. Sürecin başarısını
demokrasiyi içine sindirmeyen bir insana bağlamışız. Ne
konuşuluyor? Hiç kimse bilmiyor. CHP neden bu konuda çalışmıyor
diye bize soruyorsunuz. Bizim sözlerimiz bu bölgede de yeteri kadar
yankı bulmuyor" şeklinde konuştu.
"BİZİ HALA 1930’LARIN CHP’Sİ GİBİ GÖRMEYİN"
CHP’nin değiştiğini dile getiren Kılıçdaroğlu, "Bizi hala
1930’ların CHP’si gibi görmeyin. Dünya değişiyor, biz de
değişiyoruz. Yeni şeyler söylüyoruz. Demokrasi ve özgürlüğü
savunuyoruz. Madem bir sorun var sorunu oturup el birliği ile
çözeceğiz. Bir adam her şeyi ben bilirim derse bilin ki o hiçbir
şey bilmiyordur. Her şeyi bilen değil işi uzmanına veren adam
önemlidir. 12 yılda hangi sorun çözüldü? İşsizlik mi, Kürt sorunu
mu, yoksulluk mu? Beylerin para sorunu çözüldü. Köşe dönme sorunu
çözüldü. Bu coğrafyada hiçbir çocuk yatağa aç girmeyecek dedik.
Türkiye’nin var olan bütün sorunlarını çözmede kararlıyız. Sen
söyledin oyun mu arttı diyorlar. Artmadı bırak o bölgeyi diyorlar.
Bir oy bile gelmese bu ülkenin insanı için her şeyi yapmaya
hazırım. Ya siz beni anlayacaksınız ya da ben sizi. Gerekirse kavga
edeceğiz. Biz çözümden yanayız. Birlikten yanayız. Diyelim ki
komşunuzda yangın çıktı. Herhalde su ile müdahale edersiniz. Biz
elimizde yangın bidonu ile, silahla, El Kaide militanı ile müdahale
ediyoruz" ifadelerini kullandı.
"ULUDERE OLAYINI EN ÇOK TAKİP EDEN CHP OLDU"
Şırnak’ın Uludere ilçesinde 2011 yılında yaşanan bombalamada 34
kişinin ölümüyle sonuçlanan olayı en çok takip eden kurumun CHP
olduğunu belirten Kılıçdaroğlu, Kürtlere sitemde bulunarak, "Ben
sizin hakkınızı savunuyorum, siz sizi savunmayana oy verdiniz.
Roboski’de bir olay oldu. 34 yurttaşımız öldürüldü. En net olayı
takip eden parti CHP’dir. Bizim raporumuzu okumayan varsa lütfen
okusun. Her olayı sonuna kadar izledik. Hesabı verildi mi?
Verilmedi. Hesabı sorulmadı. Hesabını sormak isteyen CHP’ye bölgede
oy çıktı mı? Hayır. O zaman aramızda sorun var. Ben sizin hakkınızı
savunuyorum siz sizi savunmayana oy verdiniz. Sınır ötesi
parlamentonun yetkisinde. Talimatı kim verdi? Hükümet. Bu açık
gerçek ortada dururken biz bölgeden beklediğimiz desteği alamadık.
Buraya sitem etmeye ve sitemlerinizi dinlemeye geldik. Süreçle
ilgili yüksek beklenti yaratıldı. Yüksek beklenti karşılanmazsa
sonu felaket olur. Sorunun çözümünde birinci nokta karşılıklı
güvendir. Yalan söylemeyen, güvensizlik eksenine oturtulmuş bir
sorun çözülmez. Biz ne söylüyorsak beğenir ya da beğenmezsiniz
çıkıp kamuoyu önüne çok açık ve net söylüyoruz. Sorunu çöz sana
sonsuz kredi dedim. Ertesi gün ne diyorsun dedi. Ben bekledim ki
bölgede Kılıçdaroğlu’na destek çıkacak. Tam bir sessizlik. Şöyle
bir algı da var. AK Parti sorunu çözecek, CHP karşı. Hayatımda
duyduğum en saçma görüşlerden biri. Ne yaptık da sorun çözülmedi.
Sanki biz iktidardayız da onlar muhalefette. İktidarda olan sensin.
Parlamentonun yarısından fazlası sen de. Sen sorunu çözdün de hayır
mı dedik. MİT müsteşarı ile ilgili kanunu 24 saatte geçirirken
kimse engel olmuyor da bu sorunu çözmek için CHP’yi engelmiş gibi
gösteriyor. Samimi değiller. Bir kitapçığımız var. Toplumsal Barışı
demokrasi ile güvence altına almak. Bu kitapçıktan edinmek isteyene
biz göndereceğiz. CHP bu konuda ne düşünüyor, ne adımlar attı?
AKP’nin dediği gibi hiç çözüm üretmedi mi? Burada göreceksiniz 31
Mayıs 2012’de arkadaşlarım TBMM Başkanı Çiçek’i ziyaret etti. 10
maddelik Kürt sorununun çözümü yönündeki öneriyi Çiçek’e sundular.
Akil insanlar heyetini ilk o önerilerde biz sunduk" dedi.
“KAPALI KAPILAR ARDINDA DEMOKRATİK ÇÖZÜM OLMAZ”
Çözüm sürecinin yasal bir zemine oturtulması gerektiğini bildiren
Kılıçdaroğlu, kapalı kapılar arkasında demokratik bir çözümün
olmayacağını söyledi. Kılıdaroğlu, "6 Haziran 2012’de ben vekil
arkadaşlarımla Erdoğan’ı ziyaret ettim. Yöntemi, sorunun çözümü ile
ilgili düşüncelerimi aktardım. Parlamentoda Uzlaşma Komisyonu
kuralım dedim. Bu işin ucunda ölüm var. İnsanlar ölüyor. BDP ve
MHP’yi dışarıda bırakalım, biz bir araya gelelim. Adı toplumsal
uzlaşma. İki önemli faktörü sistemin dışına atarsanız bu sorunu
nasıl çözeceksiniz. Bu sorunun çözümü siyasi hayatıma mal olacaksa
onu da göze alırım. Yeter ki bir kişi hayatını kaybetmesin. Ama
olmadı. Kapalı kapılar ardında demokratik çözüm olmaz. Süreç yasal
bir zemine oturtulmak zorundadır. Süreç saydam olmalıdır. Elbette
birileri karşı çıkabilir. Ama samimi olarak tartışırsak bu sorunu
aşabiliriz. Türkiye’nin bu sorunu çözme birikimi var" diye
konuştu.
"SORUN TARİHSEL KÖKLERİ OLAN BİR SORUN"
Türkiye’nin tarihle yüzleşmesi gerektiğine vurgu yapan CHP Genel
Başkanı Kılıçdaroğlu, "Yeri ve zamanı geldiğinde biz kendi
tarihimizle de yüzleşmeliyiz. Hata olur, eksik olur. Kurumların da
hatası olur. Önemli olan hatadan ders alıp onu tekrar etmemektir.
11 Haziran 2013’de İl İdaresi Kanunu’nda değişiklik yapılması için
kanun teklifi verdik. Bazı yer isimlerinin değişmesi gerekir dedik.
Arkadaşlarıma talimat verdim. Samimi olduğumuzu dünya bilsin dedim.
Verdik teklifi. Gereği yapıldı mı? Hayır. Dersim arşivlerini açın
dedik. İsteyen gitsen baksın dedik. Gereği şu ana kadar yapılmadı"
şeklinde konuştu.
"DİYARBAKIR CEZAEVİ’Nİ MÜZE YAPMAK İSTEDİK"
Diyarbakır Cezaevi’nin müze olması için CHP olarak çalışma
yürüttüklerini dile getiren Kılıçdaroğlu, "Diyarbakır Cezaevi’ni en
iyi Diyarbakırlılar bilir. Orayı müze yapmak istedik. Kanun
teklifini verdik. Geçmişin acılarından ders alarak geleceği inşa
etmek zorundayız. Erdoğan size geldi dedi ki "Bu cezaevini
yıkacağım, daha modern cezaevi yapacağım." Özür dilerim ama
Diyarbakırlılar da koşa koşa gidip AKP’ye oy verdiler. Hapishane
vaat edip oy alan bir tek Erdoğan var. Ben bunu içime
sindiremiyorum. Sorumlusu sokaktaki yurttaş değil, sorumlu
bölgedeki aydınlar. Hiç bunun üzerinde durmadılar. 5 Mart 2013
travma yapan isimler değişsin diye teklif verdik. Bunun da gereği
yapılmadı" ifadelerini kullandı.
"KORUCULUK BİTSİN"
Geçici köy koruculuğun kaldırılması gerektiğini anlatan
Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:
"Koruculuk bitsin. İnsanlar da devlette başka bir görevde çalışsın.
Dünyada bir sosyal devlet yoktur ki sigortasız adam istihdam etsin.
Korucuya silah ve maaş veriyorsun, sigorta primini yatırmıyorsun
Devlet kayıt dışı adam istihdam eder mi? Etmez. Bu adamlara da
yazık. 8 kez faili meçhuller için önerge verdik, AK Parti reddetti.
Ne demek faili meçhule gitti. Analar ağlamasın diyeceksiniz ama
öldürülen çocukların faillerini ortaya çıkarmayacaksınız. İşkence
ve işkencecilerin araştırılması için önerge verdik. O da
reddedildi. İşkencecileri AKP koruyor, CHP soruşturulmasını
istiyor. Bölgedeki algı, 1930’ların CHP’si. Bunlar zaten işkence
yapıyor. Biz uygar bir devleti yeniden inşa etmek istiyoruz."
Toplantı basına kapalı devam ediyor.
(İHA)