Kürtler ülkeyi bölmek mi istiyor?
Abone olDTP'li Demirtaş, Kürt sorununu anlatırken tartışmaların temeline indi. DTP'ye göre Anadolu'da önce Kürtler vardı!
İNTERNETHABER- BDP Eş Başkanı Selahattin
Demirtaş, hükümetin Anayasa değişiklik paketine şartlı da olsa
destek vereceklerini söyledi. Türkiye'de hala Kürt sorunun hükümet
de dahil anlaşılamadığını söyleyen Demirtaş, devletin kritik hiçbir
yerinde Kürtlerin yer almadığını iddia etti.
Candaş Tolga Işık'ın TV8'de hazırlayıp sunduğu "bunu konuşalım" adlı programının sdütyo konuğu BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş oldu. Eşbaşkan Demirtaş, Türklerin Anadolu'ya geldiklerinde Kürtlerin bu topraklarda olduğunu söyledi. Kürtlerin ayrı bir devlet kurmak gibi bir fikrinin olmadığını söyleyen Demirtaş, açılım tartışmalarını da değerlendirdi.
İşte Demirtaş'ın sözleri;
Şu andaki tasarı biraz daha demokratik hala getirilir ve kamuoyunun eleştirileri de dikkate alınarak bir düzenleme yapılırsa o zaman destek veririz. Bizim istediğimiz düzenlemeler ise sadece BDP ile ilgili değil toplumun tamamı için istenilen düzenlemelerdir. BDP meseleye buradan bakar. BDP, seçim barajı gibi hazine yardımı gibi örgütlenme özgürlüğü gibi meseleleri Türkiye'nin demokrasi sorunu olarak görüyor ve hükümetin bu amaçla adım atabilmesi için yapıcı bir muhalefet yürütüyor. Yani baştan biz karşıyız, paketi okumadan görmeden kabul etmeyeceğiz gibi bir tutum içerisine girmedik. Muhalefetin göreci hükümeti demokrasi çizgisine çekebilmektir. Hükümet her he kadar Anayasa değişikliği sürecini aceleye getirse de biz yetkili kurullarda BDP olarak elimizden geleni yapacağız.
"TÜRK VE TUĞLUK GERİ DÖNEMEZ"
Aslında parlemantoya ve halka şunu bırakmak gerekiyor. Bir bütün olarak torba yasayla bunu kabul ettirmek demokratik değil. İnsanlar bazılarını kabul etmeyip diğerini kabul etmeye bilirler. İnsanların demokratik tercihlerine bırakmalıdır. Parlemantoda da halka da götürüldüğünde bir tercih bırakılmalıdır.
Dokunulmazlıklar konusunde en muzdarip parti biziz. En fazla hakkında fezleke hazırlanan milletvekilleri biziz. Kürsü dokunulmazlığı dışında hiçbir dokunulmazlığın milletvekili dokunulmazlığı içerisinde yer almamamalıdır. Bizim için hazırlanan hiçbir fezlekede hırsızlık yoktur sahtekarlık yoktur sadece konuşmalarımız için hazırlanmıştır.
Keşke Türk ve Sayın Tuğluk'un milletvekilliklerinin düşürülmesi çok haksız bir durum. Fakat Anayasa Mahkemesi'nin kararları geriye yürümüyor. Yani hükümet böyle bir düzenleme yapsa da buna rağmen Tuğluk ve Sayın Türk'ün milletvekili olarak dönmeleri mümkün değildir.
"TÜRKLER ANADOLU'YA GELDİĞİNDE KÜRTLER BURADAYDI"
Hükümetin Kürt sorununu yeterince kavrayamamış olduğunu düşünüyorum. Türkiye'de Osmanlı dönemi de dahil olmak üzere 1071'de Anadolu'ya girildiğinde bir Kürt halkı vardı. Türk halkıyla birlikte tarihi bir işbirliği içerisine girdi. Türk halkı Mezepotomya'ya geldiğinde Kürtler hala orada yaşıyorlardı. Kendi özerk beylikleri vardı bu Osmanlı döneminde de büyük ölçüde korundu ancak herşey Cumhuriyet ile birlikte değişti. 1924'ten sonra yeni Anayasa'da herkes Türk ilan edildi. Türkiye'de yaşayan herkesin anadilinin Türkçe olduğu ve herkesin Türkleştirilmeye başlandığı andan itibaren bitti.
Türkiye'de anadilde sadece Türkçe yapılabiliyor. Şu anda Anayasa'daki madde Türkçe'nin dışında hiçbir anadil öğretilemez diyor. Sanki Anadolu'da Türkler'den başka kimse yok gibi yeni ulusal bir devlet yaratılırken tek bir etnisitiye dayalı olarak güçlü bir ulus yaratma çabalarını yavaş yavaş geçirmeye başlamıştır. Kürt isyanlarının da zaman zaman nedeni budur.
"KÜRT AYRIMCILIĞI VARDIR"
Bakın eğer Türkiye'de ben Kürt kimliğine sahip çıkmışsa inanınki ayrımcılığa maruz kalmıştır. Bugün devletin kritik noktalarına bir bakın, yargıya bir bakın. Kaç tane kendine Kürtüm diyen Kürkçe konuşabilen hakim, savcı vardır. Kaç tane ordu içerisinde Kürtçe konuşan general vardır. Ayrımcılık ABD'de olduğu gibi zenci-beyaz ayrımı gibi bir ayrım yoktur. Kürtlere olan baskının tamamı asimilasyon için yapılmıştır ve sisteme entegre etme çabasıyla hareet etmişlerdir.
Kürt kimliğini kabul ettirmeye çalışanlar işkenceye uğramıştır. Silahla ilişkisi olmamış binlence insan böyle işkencelere maruz kaldı. Bende Kürdüm kardeşim diyen herkes baskı altına alındı. Bunun tek nedeni bu taleplerin bastırılmasıydı.
"REJİM KÜRTLERİ TEHDİT GÖRDÜ"
Rejim bu açıdan Kürtler'i tehdit gördü ve sindirmeye çalıştı. 1924 Anayasa'ında böyle bir yol izlenmesi açıkçası büyük faciaya neden oldu. Türk halkı şunu idrak etmeli ve Kürtlerin bu ülkede yaşaması bizim aleyhimizde değil diye düşünmelidir.
"KÜRTLER DEVLET İSTEMİYOR"
Türklerin tarih içerisinde ayrı bir devlet isteği de olmuştur. Ancak Turgut Özal'dan sonra birçok Kürt artık Türkiye'de yaşamak istemektedir. Belki Türkiye bunu yeni yeni tartışıyor ancak Kürtler bunu çoktan aşmıştır. Kürtler, Türkiye'de yaşamak istemektedir.
Türkiye 2010 yılan gelinde çok büyük kayıplara neden olmuştur. Bunun maddi tarafını bırakıyorum, bu kayıpların yanında lafı bile olmaz. Bu acıyı hem Kürtler hem de Türkler yaşamıştır. Neredeyse canezenin girmediği köy ve kasaba kalmamıştır.
Hükümetin elinde bir dosya yok açılımla ilgili. Sanatçıları çağırda ancak sadece istişare edildi. Ondan öteye gitmedi. Başbakan biraz dana sanat camiasıyla ilgileneyim denildi ama olmadı.