Kürtler sinsice tasfiye edilmek istendi
Abone olBDP'nin desteklediği bağımsız adaylar YSK'nın veto kararı sonrası yaşanan süreci değerlendirdi
Barış ve Demokrasi Partisi'nin (BDP) desteklediği
bağımsız milletvekili adaylarından Şerafettin Elçi, Leyla Zana,
Ahmet Türk, Nursel Aydoğan ve Sırrı Süreyya Önder, YSK'nın veto
kararını kaldırmasına kadar çıkan süreçte yaşananları
değerlendirdi.
Hazırlanana basın bildirisini okuyan İstanbul Bağımsız Milletvekili adayı Sırrı Süreyya Önder, "Toplu tutuklamalarla, askeri ve siyasi operasyonlarla, seçim barajlarıyla ve daha bir çok engelle sürekli önü kesilmeye çalışılan, barışcıl alanların dışına itilmeye çalışılan Kürtler, bir de seçim alanlarından, sinsice planlanmış vetolar yoluyla tasfiye edilmeye çalışıldı" dedi. Ahmet Türk ise seçilmeleri halinde 'demokratik özerlik' taleplerini Meclis gündemine getireceklerini söyledi.
BDP'nin desteklediği bağımsız milletvekili adaylarından Şerafettin Elçi, Leyla Zana, Ahmet Türk, Nursel Aydoğan ve Sırrı Süreyya Önder, yaptıkları toplantının ardından basının karşısına çıktı. 'Emek, Demokrasi ve Özgürlük Bloku' adayları adına hazırlanan açıklamayı, İstanbul Bağımsız Milletvekili adayı Sırrı Süreyya Önder okudu. Önder, "Toplu tutuklamalarla, askeri ve siyasi operasyonlarla, seçim barajlarıyla ve daha bir çok engelle sürekli önü kesilmeye çalışılan, barışcıl alanların dışına itilmeye çalışılan Kürtler, bir de seçim alanlarından, sinsice planlanmış vetolar yoluyla tasfiye edilmeye çalışıldı" dedi.
Önder, şöyle devam etti:
"Bu çabanın nedeni çok açıktır. Bugüne kadar siyaset,
statükonun kirli temsilcileri olan AKP ve CHP'nin arasında bir
nöbet değişimi esasıyla yürütülmekteydi. Halkın özgürlükten ve
demokrasiden yana tüm talepleri bu iki odak tarafından değirmen
misali öğütülmekteydi. Barıştan ve demokratik bir çözümden yana
olanlar, ilk defa, emek, demokrasi ve özgürlük ilkeleri etrafında
birleştiler. Kendi güçleriyle, barış ve çözüm iradelerini
birbirlerine eklediler. Artık halklarımız, ölüm ve hastalıktan
ibaret olan bu iki seçeneğe de mahkum değildir. 21'inci yüzyılın
ruhuna uygun, evrensel değerleri önceleyen bu ittifak, köhnemiş
diğer tüm seçenekleri tarihin çöp sepetine atacaktır. İşte son
gelişmelere yol açan telaş ve hukuk dışılıkları da buradan
kaynaklanmaktadır. Barıştan yana duran kamuoyu da eşine az
rastlanır bir şekilde ve ilk defa öfkesini ve itirazını yüksek bir
sesle dile getirmiştir. Halklarımız da iradesinin gasp edilerek
meclise yansımasına engel olmaya çalışanlara karşı, meydanlara
çıkarak demokratik tepkisini göstermiş ve hakkımızı gasp
edemezsiniz demiştir. Bunu yaparken 'bu halk demokrasiden anlamaz'
diyenlere tarihi bir cevap vermiştir. Artık kendisi de dönüşerek
statükonun önemli bir parçasına dönüşen AKP iktidarı, başlangıçta
olup biteni keyifle seyrederken, yükselen halk muhalefeti
karşısında büyük bir telaşa kapılmıştır. Bu telaş onu demokratik
bir çözüm üretmeye sevketmemiş, tam tersine, emrindeki güvenlik
güçlerini, gaz bombalarıyla ve kurşunlarla halkın üzerine
yönlendirmiştir."
'KAYMAKAM VE EMNİYET MÜDÜRÜ GÖREVDEN ALINMALIDIR'
Önder, YSK protestoları sırasında sadece demokratik tepkisini dile getiren yüzlerce çocuğun yaralandığını, Halil İbrahim Oruç'un da ömrünün en civan zamanında katledildiğini öne sürdü. Önder, şöyle dedi:
"Bismil Kaymakamı ile Emniyet Müdürü, derhal soruşturma başlatılarak görevden alınmalıdır. Bu süre içerisinde gözaltına alınan ve tutuklanan tüm arkadaşlarımız derhal serbest bırakılmalıdır. Bizler, Emek Demokrasi ve Özgürlük Blok'u adayları olarak, halklarımızın, demokratik hak arayışı çerçevesinde geliştirdiği demokratik direnişini selamlıyor ve her koşulda onlarla birlikte, omuz omuza duracağımızı belirtmek istiyoruz. Türkiye demokratik kamuoyunun, son süreçte gösterdiği duyarlılık ve dayanışma iradeleri barış umutlarımızı büyütmüştür. Kürt halkı ve Türkiye kamuoyu bu türden hukuk dışı zorbalıklara izin vermeyeceğini çok net bir şekilde ortaya koymuştur. Şunun da bilinmesi gerekir ki bu hukuksuzluklar devam ettiği sürece, buna karşı aynı kararlılıkla, onurlu bir şekilde halkımızla birlikte demokratik tepkimizi yükselteceğimizden kimsenin kuşkusu olmamalıdır."
TÜRK: DEMOKRATİK ÖZERKLİĞİ MECLİS GÜNDEMİNE GETİRECEĞİZ
Basın açıklamasından sonra soruları yanıtlayan DTK Genel Başkanı, Mardin Bağımsız Milletvekili adayı Ahmet Türk, demokratik özerkliğin siyasi bir statü olduğunu belirterek, "Kürtler bunu vazgeçilmez bir hak olarak görüyor. Seçilirsek bunu Meclis gündemine taşıyacağız. İnsanlar artık sözlerden çok partilerin Kürt sorununun çözümü konusunda projelerini görmek istiyor. Bu nedenle parti liderlerinin seçim dönemindeki söylemlerini ciddiye almıyoruz" dedi.