Kürtler bölünmeyi neden istemez?
Abone olTürkiye'nin en önemli sorunu terör. Oynanan oyunun neden tutmayacağını tek tek sıralayan CPP lireri Deniz Baykal, terörü önlemek için hükümete önerilerini de iletti.
- Bölücü terörün hortlamasını neye bağlıyorsunuz? - Türkiye'de,
ulusal bütünlüğü bozmaya yönelik bir terör eylemi yürütülüyor. Son
zamanlarda, bu konuda çok tehlikeli bazı gelişmeler ortaya çıkıyor.
Konu devletin güvenlik güçleriyle terör örgütünün çatışması
olmaktan çıkartılmaya, bir toplumsal çatışma düzeyine çekilmeye
çalışılıyor. Bu çok tehlikeli bir tablo. Terör; sadece bir terör
şebekesinin bir parçası olduğu bir olay olmaktan, sivil insanların,
halkın neredeyse sahiplendiği bir konu haline dönüştürülmek
isteniyor. - Dolaylı olarak federasyon talepleri var. Bunu nasıl
yorumluyorsunuz? - Tarihsel süreç içinde, toplumumuzu oluşturan
bütün kesimler artık iç içe geçmişlerdir. Artık birbirinden
ayrılması, kopartılması olanaksız noktaya gelmiştir. Bugün
toplumumuzu oluşturan etnik kimliklerin birbiriyle ilişkisi, ayrım
yapma olasılığını ortadan kaldırmıştır. Kaynaşmışlardır. Son 85 yıl
içinde Türkiye'de çok büyük iç göç hareketleri, şehirleşme süreci
yaşandı. Evlilikler oldu. Ekonomik yapı değişti. Şirketler ortaya
çıktı. Yeni ekonomik düzenler kendisini gösterdi. Bunun içinde yer
alan etnik kesimlerin kimliği, Türkiye'de kimseyi hiç
ilgilendirmedi. Ne siyasi partimiz, ne futbol takımı, ne şirket, ne
banka, ne bir hukuk bürosu, çalışırken "Yahu bu hangi etnik
kesimden?" diye bakmadı. 'KÖTÜLÜKLERİ BİLE PAYLAŞIYORUZ'
Evlenirken, "Bizim kızı istedi, kim istedi? İyi ahlaklı mı,
güvenilir mi, iyi bir insan mı, huzur içinde yaşayabilirler mi?",
buna bakılırdı. Etnik kökene bakıp, "Buna kız vermem" diye bir şey,
böyle bir uygulama yok. Daha geçenlerde Kürt kökenli bir
milletvekili ile Karadenizli eski milletvekili Eyüp Aşık'ın oğlu
evlendiler. Bu tür evlilikler yıllardır gidiyor. Kaçıncı kuşak bu.
Yani Türkiye'de böyle bir ayrımı neye göre yapacaksınız? Herkese
"Getir bakalım, nüfusun nereye kayıtlı?" mı diyeceğiz. Herkesi
kayıtlı olduğu yere mi göndereceğiz. Bunun mantığı var mı? Bakın,
parayı kim verirse Boğaz'da evi alıyor. Eğer istiyorsa,
İstanbul'daki en güzel kızı da alıyor, mankenini de, ev kızını da,
çalışan hanımları da. Kimseye evlenirken etnik köken sorulmuyor. Ya
da başka bir şey. Türkiye'yi beraber paylaşıyoruz. Türkiye'deki
etnik tablo, bankaları batıranlarda da aynen vardır. Ahlaksızlıksa,
birlikte yapıyoruz. Yolsuzluksa, birlikte yapıyoruz. Güzellikleri
de paylaşıyoruz, üçkağıtçılığı da paylaşıyoruz. Türkiye'yiz biz,
hep beraber. Asırlardır bu böyle. Bundan sonra da böyle olacak.
"Hayır bunu ayrıştıracağız artık" deyip, birisinin "Haydi evli
evine, köylü köyüne" demesi, gibi bir şey olacak iş mi? Bunun aklı
mantığı var mı? Bunu yapmaya kalkmanın yol açacağı kargaşayı,
huzursuzluğu, mutsuzluğu, acıyı düşünebiliyor musunuz? Bu çıkmaz
yol. Herkes aklından çıkartsın bunu. Bu felaket. - Silah sıkanlar,
Kürt'lerin temsilcisi olduklarını iddia ediyor... - Eli silahlı
olanlar, öbürlerinin temsilcisi değil. Onlar topluma ihanet eden
insanlardır. Türkiye'nin barışına, çocukların geleceğine kurşun
sıkan insanlardır. Olmayacak davaları Türkiye'nin başına sarmaya
çalışan insanlardır. Onları mağlup edeceksin. Onların gözüne
girmeye çalışmanın kimseye getireceği bir şey yok. Onları toplumda
tecrit edeceksin. Halka sahip çıkacaksın, millete. Kürt kökenlisine
de, diğer kökenlilere de, bütün millete sahip çıkacaksın. Hiçbir
eli silahlı kesimi, milletin sözcüsü olarak kabul etmeyeceksin. -
Bunlara karşı nasıl bir strateji izlenmeli? - Onları
marjinalleştirmek lazım. Türkiye şimdiye kadar bunu yapıyordu.
Bundan sonra da yapması lazım. Kürt kökenli insanların ezici
çoğunluğu, hiçbir şekilde iç savaş istemez. Bir ayrıştırma, bölünme
istemez. Böyle bir çatışma ortamının Türkiye'de ortaya çıkmasını
kesinlikle istemez. Ama sanki onlar Türkiye'- deki tablonun bir
parçası değil, bölücü örgüt Türkiye'nin bir parçasıymış gibi
muhatap alırsanız, önemserseniz, onu tatmin etmeye kalkarsanız, işi
onunla kotaracağınızı zannederseniz, yanılırsınız. İşi halkla
kotaracaksınız. 'SİLAHLI GÜÇ TEK OLUR!' Şiddeti tecrit edeceksiniz.
Etkisizleştireceksiniz. Halkın her dediği başım üstüne ama, şiddet
yöntemini kullananları halkın temsilcisi diye kabul etmeyeceksiniz.
Meşrulaştırmayacaksınız. Önemsemeyeceksiniz. Bu çatışma ortamından
en çok rahatsızlık duyan, vatandaştır orada. Bir defa şunu bilelim.
Bir ülkede, bir tane silahlı güç olur. Meşru tek silahlı güç. Eğer
iki tane silahlı güç varsa, o ülkede huzur olmaz. Barış olmaz.
Önce, bu ülkede meşru Silahlı Kuvvetler dışında şiddet kullanma
uygulaması yapan bir silahlı gücün olmasını kabul etmiyoruz,
etmemeliyiz... Kaynak Takvim Gazetesi.