Son yazılarımdan sonra Kürt okurlarımdan ve arkadaşlarımdan
sitem dolusu mektuplar aldım.
"Bizi yok mu sayıyorsun" diye soruyorlar...
Hiç olur mu öyle şey...
Ben, Kürt asıllı Türk vatandaşlarının yaşadığı bir mahallede
büyüdüm, hala annem ve babamın yaşadığı mahallede çok sayıda Kürt
yaşar. Çok Kürt arkadaşım oldu, hala da var. Hepsiyle aram çok çok
iyi. Bir insanın etnik kimliğinin ne olduğunu şimdiye kadar hiç
merak etmedim, birine "sen Kürtsün" demeyi, iyi
bir şey söyleyecek bile olsam aklımdan dahi geçirmedim. Çünkü bana
göre birinin etnik kimliğini konu yapmak, birinin din seçimini
konuşmak ötekileştirmekten başka bir şey değil.
Kaldı ki, yazılarımın hiç birinde ne bir etnik kimliğin
aşağılandığını görebilirsiniz ne de bir diğerinin
yüceltildiğini.
Türk kavramından bahsederken şunu söylemek istedim. Sonuca
odaklı değil, araçlara odaklı tartışmalar beni rahatsız eden. Türk
kelimesiyle uğraşılmasının Kürt kelimesiyle daha çok uğraşılmasını
doğuracağına olan inancım.
Peki, ne yapalım?
Türkiye daha önce hiç alışık olmadığımız bir dönemden geçiyor,
kabul edelim ki Başbakan Erdoğan öncülüğünde iktidar elini değil
kafasını soktu taşın altına. Ambalaj çok güzel, BARIŞ...
Kim itiraz edebilir? Başından beri yüzümün barışa dönük olduğunu
yazıyorum ama düşünen, sorgulayan ve fikir üretmeye çalışan bir
insan olarak da kendi fikirlerimi bu köşede sizlerle paylaşmak
istiyorum.
Belki çözecektir ama ben yine de bayrak ve millet kavramı
üzerinden siyaset yapmanın doğru olmadığını düşünüyorum, barış
kafamızda şekillendiğinde yansıyacatır üzerimize, yoksa Anayasadan
şu kelime çıksın, bayrağın rengi değişsin yok efendim ismi değişsin
bunların sansasyon ve gündem yaratmak için beyhude çabalar olduğunu
düşünüyorum.
Yüzyıllardır birarada kardeşçe aynı bayrak altında yaşamış,
biraz klişe olacak ama, kız alıp vermiş, aynı apartmanda komşuluk
yapmış, çocuklarını aynı okula göndermiş, aynı tabağa kaşığını
daldırmış iki halkın bu tür sansasyonlara gelmesinin önüne geçmek
istiyorum.
Süreç nasıl gidecek, daha neler konuşacağız, "akil insanlar"
komisyonunun çalışmaları ve iktidarın yapacakları, bunun yanıda
İmralı'daki yeni görüşmeler sürecin önünde nasıl bir yol açacak,
açıklamalar iki cephede nasıl yankılanacak bunları beklemeden,
sürece gözü kapalı destek vermek yerine sorgulamayı seçiyorum.
Yoksa, benim ne Kürtlerle ne de bu ülkede kendini azınlık
hisseden hiçbir ırkla alıp veremediğim olamaz.
Benim çok Kürt dostum ve okurum var, biliyorum onlar beni
anlıyorlar.
Ve biliyorlar...
Kürtler benim kardeşimdir...
Günün sözü: Umut edelim ki
ırkçı önyargının kara bulutları üzerimizden kayıp gitsin ve aynı
yolda kısa bir gelecekte, sevgi ve kardeşliğin yıldızları
milletimizin üstünde ışıldayan güzelliğiyle parlasın. (Martin
Luther King, Jr.)