Kurtlar Vadisi, gittikçe yapaylaşıyor
Abone olTürkiye'yi perşembe akşamları ekrana kitleyen "Kurtlar Vadisi" dizisini Burhan Ayeri, eleştirdi . Ayeri'ye göre dizideki bazı önemli karakterler orjinalliklerini yitirdi.
Burhan Ayeri, yazısıyla "Kurtlar Vadisi" dizisinin
yapaylaştığını yazdı...
Kurtlar Vadisi'ndeki bazı önemli kahramanlar, orijinalliklerini
yitirmeye başladı. Herhalde senaryo grubu ürküyor. Pala'nın Cem
Ersever'liği tartışılır hale getirildi. Adamları ise aynı
kimlikleri taşıyor. Yine merhum binbaşıya dönersek, dizideki
görüntülerden bir dönemin yine efsane ismi 'Özel Harekatçı' İbrahim
Şahin'i de hatırlamıyor değiliz. Anlayacağınız Pala 'Ersever-Şahin'
koalisyonu. Akıbeti öldürülme olursa, kimden daha fazla
esinlenildiği netleşecek.
* * *
Dizinin bu haftaki bölümünde, uyuşturucu tüccarı Halil İbrahim'in
cezaevinden helikopterle kaçırılışı, İngiltere, Hollanda, Almanya
ve hatta İsviçre'deki benzerlerini anımsattı. Hallo'nun yaşı,
aklımıza İtalya'dan istenen 'Sarı Avni'yi getirdi. Genç olsa
İspanya'dan iadesi talep edilen Nejat Daş diyebilirdik. Bu kritik
bölümde de dışarıdan fazlaca esinlenme gördük. En ilginç olan
taraf, H.İbrahim'in dünyanın en ünlü cezaevi firarisi olan Henri
Charriere'nin hayatını yazdığı kitabı okurken gösterilmesiydi.
Kelebek -Papillon- adlı bu kitap daha sonra film yapılmış,
başrolünü Dustin Hoffman oynamıştı. Büyük Okyanus'taki bir Fransız
sömürgesi olan Şeytan Adası'ndan -Devil's Island- kaçabilen tek
mahkum Charriere'in zorluklarını Hallo'ya yaşatmadılar. Polat
Alemdar, onu kuş gibi uçuruverdi.
* * *
Kurtlar Vadisi'nde Doğu Paşa'nın ağzından yine önemli laflar
edildi. "Çakal, içeride vatan vatan diye inliyor. Onun
yetiştirdikleri okullara bomba yerleştiriyor. Bizim
yetiştirdiklerimiz düşman ülkelerin okullarına bile bomba koymaz"
bunlardandı. Kuzey Osetya'dan bir çağrışım sezdik. Polat'ın
helikopterden korkan Memati'ye söylediği "Yukarısı daha güvenli.
Hiç olmazsa trafik yok" lafını alıp başköşeye yerleştirdik.
İstanbul'un bugünlerdeki 'Bayram keşmekeşi'yle dalga geçer
gibiydi!
YAZI: Burhan AYERİ