Kürtçe yayın tabusu yıkıldı
Abone olAnadilde yayına başlanmasıyla ilgili bir yazı kaleme alan Mehmet Ali Birand, Türkiye'nin toplumuyla barışık bir ülke olduğunu gösterdiğini söylüyor.
Bir tabu daha yıkıldı...
Türkiye anadilde yayına başlayarak, toplumuyla barışık bir ülke olacağını ilan etti. Bu gelişme korkularımızdan kurtulduğumuz kendimize güvenimizin arttığı anlamına geliyor.
Türkiye, bizleri dahi şaşırtacak bir hızla değişiyor. Üstelik bu değişim öylesine sorunsuz gerçekleşiyor ki, insan kendi kendine “Acaba biz mi abarttık? Korkuları elimizle yaratıp, sonradan bunların esiri mi olduk?” diye sormadan edemiyor.
TRT dünden itibaren ana dilde yayına başladı.
Kısa bir süre öncesine kadar, böyle bir yayının ülkeyi böleceğine inanılırdı. Bugün ise tam tersine, bölünmeyi değil, farklı kökenden gelen vatandaşlarımızın “eşit bir ortamda yaşamalarını sağlamak” olarak algılanıyor.
Doğrusu da budur.
Kendinizden örnek alın.
Başka bir ülkede yaşıyor olsanız, Türklüğünüzü açıkça söylemeniz bile yasaklanır, kendi dilinizde şarkı söylemeniz veya konuşma yapmanızın dahi hapse girmenize yettiği bir ortamda mı mutluluk duyarsınız, yoksa ana diliniz ve kökeninizden korkmadığınız bir ortamda mı?
Haftada 30 dakikalık programlarla kimse tatmin edilemez. Ancak unutmamak gerekir ki, TRT’ye zorla dahi olsa attırılan bu adım bir başlangıç sayılmalıdır. İlerde hem saatleri yaygınlaşacak, hem de başka kanallar kurulacaktır.
Türkiye, önümüzdeki yıllarda çok daha normalleşecektir.
Türkiye anadilde yayına başlayarak, toplumuyla barışık bir ülke olacağını ilan etti. Bu gelişme korkularımızdan kurtulduğumuz kendimize güvenimizin arttığı anlamına geliyor.
Türkiye, bizleri dahi şaşırtacak bir hızla değişiyor. Üstelik bu değişim öylesine sorunsuz gerçekleşiyor ki, insan kendi kendine “Acaba biz mi abarttık? Korkuları elimizle yaratıp, sonradan bunların esiri mi olduk?” diye sormadan edemiyor.
TRT dünden itibaren ana dilde yayına başladı.
Kısa bir süre öncesine kadar, böyle bir yayının ülkeyi böleceğine inanılırdı. Bugün ise tam tersine, bölünmeyi değil, farklı kökenden gelen vatandaşlarımızın “eşit bir ortamda yaşamalarını sağlamak” olarak algılanıyor.
Doğrusu da budur.
Kendinizden örnek alın.
Başka bir ülkede yaşıyor olsanız, Türklüğünüzü açıkça söylemeniz bile yasaklanır, kendi dilinizde şarkı söylemeniz veya konuşma yapmanızın dahi hapse girmenize yettiği bir ortamda mı mutluluk duyarsınız, yoksa ana diliniz ve kökeninizden korkmadığınız bir ortamda mı?
Haftada 30 dakikalık programlarla kimse tatmin edilemez. Ancak unutmamak gerekir ki, TRT’ye zorla dahi olsa attırılan bu adım bir başlangıç sayılmalıdır. İlerde hem saatleri yaygınlaşacak, hem de başka kanallar kurulacaktır.
Türkiye, önümüzdeki yıllarda çok daha normalleşecektir.