Kürtçe yayın gönülsüz yapılıyor
Abone olAna dilde yayının gönülsüzce yapıldığını belirten Hürriyet Gazetesi yazarı Cüneyt Ülsever, durumu 23 Nisan çocuklarını bir günlük başbakan yapmaya benzetiyor.
Kürtçe yayın yaparmış gibi yapmak!
Nihayet Kürtçe yayın başlıyor! Ancak nasıl? TRT’nin yapacağı ve ‘Kültürel Zenginliğimiz’ adı altında yayınlanacak programlar değişik dil ve lehçelerde olacakmış.
TRT Genel Müdürü Şenol Demiröz, yayın yapılacak dil ve lehçeleri ise Boşnakça, Arapça, Kırmançi, Çerkezce ve Zazaca olarak sıralamış. Verdiği bilgilere göre, programlarda haber özetleri, spor haberleri, belgeseller, Türkiye’nin doğal ve tarihi yörelerini sergileyen magazin programları ile müzik programları yer alacakmış.
Anadilde yayın her gün başka bir dil ve lehçede 15 dakika olacak.
* * *
Tamamen dostlar alışverişte görsün mantığı ile hazırlanan anadilde yayın programı net bir şekilde TRT’nin bu konuda gönülsüzlüğünü yansıtıyor.
Ancak TRT gönülsüzlükte haklıdır!
Devletin anadilde yayın yapılmasının önünü açması gerekir ama devletin bu hizmeti bizzat verme zorunluğu olduğunu düşünmüyorum.
Zaten, işin zoraki olduğu o kadar ayan beyan ki; anadilde yayın 23 Nisan çocuklarının bir günlüğüne vali, bakan, başbakan, cumhurbaşkanı olması gibi palyatif bir görüntü veriyor.
Sanki TRT şakacıktan anadilde yayın yapıyor!
Günde 15 dakika ve malumun ilanı üzerine kurulu bir program düzeni!
Üstelik, ana dilde yayın talebinde nüfus yoğunluğu açısından anlamı olan sadece Kürtçe iken yayına talep yoğunluğu düşük diller de alınmış.
Kürtçe tek başına kalmasın diye!
15 dakikada insanlara ne anlatılır, ne öğretilir, eğlence ve kültür ihtiyaçları nasıl giderilir ki?
Sonra neden sadece adı geçen dilller ve lehçeler?
Örneğin; Lazca, Gürcüce, Ermenice, İbranice, Rumca’nın başları kel mi, Kürtçe’nin diğer lehçeleri ne olacak?
* * *
Devletin görevi sadece yol açmaktır, anadili serbest bırakan hükümet ülkede bir devrim yapmıştır.
Ama TRT’nin yayın yapıyormuş gibi davranmak üzere bir zorlamaya itilmesi yanlıştır!
‘Gerekirse değil komunizmi memlekete getirmek, anadilde yayın dahi yaparız!’
Anadilde yayın yapma ilkesi tamamen serbest piyasaya bırakılmalıdır.
İsteyen istediği dilde ve lehçede, finansmanını karşılamak kaydıyla, serbest yayın yapsın!
Anayasa ve RTÜK’e aykırı davranmamak kaydıyla istediği saat kadar yayın yapmak, kendi yayın ilkelerini belirlemek, finans kaynaklarını bulmak görevi özel kanallara ait olsun.
Kullanacakları dili ve lehçeyi de kendileri seçsinler.
TRT ise bir özerk kurum olarak, isterse ve optimal bulursa anadilde bölgesel yayınlar yapsın!
Devletin temel prensibi herkese eşit mesafede durmaktır!
Sadece beş dil ve lehçede yayın bu ilkeyi zedeler!
* * *
Devlet ülkedeki tüm anadillerde ve dahi lehçelerde hizmet vermek zorunda değildir!
Onun görevi tüm kitleyi kucaklayan resmi dilde yayın yapmaktır.
Nihayet Kürtçe yayın başlıyor! Ancak nasıl? TRT’nin yapacağı ve ‘Kültürel Zenginliğimiz’ adı altında yayınlanacak programlar değişik dil ve lehçelerde olacakmış.
TRT Genel Müdürü Şenol Demiröz, yayın yapılacak dil ve lehçeleri ise Boşnakça, Arapça, Kırmançi, Çerkezce ve Zazaca olarak sıralamış. Verdiği bilgilere göre, programlarda haber özetleri, spor haberleri, belgeseller, Türkiye’nin doğal ve tarihi yörelerini sergileyen magazin programları ile müzik programları yer alacakmış.
Anadilde yayın her gün başka bir dil ve lehçede 15 dakika olacak.
* * *
Tamamen dostlar alışverişte görsün mantığı ile hazırlanan anadilde yayın programı net bir şekilde TRT’nin bu konuda gönülsüzlüğünü yansıtıyor.
Ancak TRT gönülsüzlükte haklıdır!
Devletin anadilde yayın yapılmasının önünü açması gerekir ama devletin bu hizmeti bizzat verme zorunluğu olduğunu düşünmüyorum.
Zaten, işin zoraki olduğu o kadar ayan beyan ki; anadilde yayın 23 Nisan çocuklarının bir günlüğüne vali, bakan, başbakan, cumhurbaşkanı olması gibi palyatif bir görüntü veriyor.
Sanki TRT şakacıktan anadilde yayın yapıyor!
Günde 15 dakika ve malumun ilanı üzerine kurulu bir program düzeni!
Üstelik, ana dilde yayın talebinde nüfus yoğunluğu açısından anlamı olan sadece Kürtçe iken yayına talep yoğunluğu düşük diller de alınmış.
Kürtçe tek başına kalmasın diye!
15 dakikada insanlara ne anlatılır, ne öğretilir, eğlence ve kültür ihtiyaçları nasıl giderilir ki?
Sonra neden sadece adı geçen dilller ve lehçeler?
Örneğin; Lazca, Gürcüce, Ermenice, İbranice, Rumca’nın başları kel mi, Kürtçe’nin diğer lehçeleri ne olacak?
* * *
Devletin görevi sadece yol açmaktır, anadili serbest bırakan hükümet ülkede bir devrim yapmıştır.
Ama TRT’nin yayın yapıyormuş gibi davranmak üzere bir zorlamaya itilmesi yanlıştır!
‘Gerekirse değil komunizmi memlekete getirmek, anadilde yayın dahi yaparız!’
Anadilde yayın yapma ilkesi tamamen serbest piyasaya bırakılmalıdır.
İsteyen istediği dilde ve lehçede, finansmanını karşılamak kaydıyla, serbest yayın yapsın!
Anayasa ve RTÜK’e aykırı davranmamak kaydıyla istediği saat kadar yayın yapmak, kendi yayın ilkelerini belirlemek, finans kaynaklarını bulmak görevi özel kanallara ait olsun.
Kullanacakları dili ve lehçeyi de kendileri seçsinler.
TRT ise bir özerk kurum olarak, isterse ve optimal bulursa anadilde bölgesel yayınlar yapsın!
Devletin temel prensibi herkese eşit mesafede durmaktır!
Sadece beş dil ve lehçede yayın bu ilkeyi zedeler!
* * *
Devlet ülkedeki tüm anadillerde ve dahi lehçelerde hizmet vermek zorunda değildir!
Onun görevi tüm kitleyi kucaklayan resmi dilde yayın yapmaktır.