Kürtçe tıp literatürüne girdi!
Abone olDicle Üniversitesi Tıp Fakültesi'nde eğitim gören doktor adaylarına Kürtçenin seçmeli ders olarak verileceği bildirildi.
Bölgeye atanan ve Kürtçe bilmediği için halk ile doğru iletişim
kurmakta zorlanan doktorlardan gelen talep üzerine DÜ'nün tıp ve
eğitim fakültelerinin yönetim kurullarınca alınan ve senato
tarafından onaylanan karar ile Kürtçe, 2012-2013 akademik döneminde
seçmeli ders olarak okutulmaya başlanacak.
Mezunların gittikleri yerlerde halkla daha iyi iletişim kurabilmelerinin amaçlandığı uygulama ile tıp fakültesi birinci sınıf öğrencilerine haftada 2 gün Kürtçe eğitimi verilecek.
Bölgede görev yapan doktorlardan talep gelmesi halinde üniversitede Kürtçe dil kursu da düzenlenecek. Karar, DÜ'yü tercih eden doktor adaylarında ve bölge halkında heyecan yarattı.
HEKİM DİL BİLMEDİĞİNDE SIKINTI YAŞIYOR
DÜ Genel Sekreteri Prof. Dr. Sabri Eyigün, Türkiye'de bir açılım
süreci yaşandığını, bu açılım sürecinin temel amacının halk ile
devletin, vatandaşlarla kurum ve kuruluşların bütünleşmesi olduğunu
söyledi.
DÜ olarak gerçekleştirdikleri kamuoyuna ilişkin araştırmalarda
Kürtçe konuşan vatandaşların ana dilleri konusunda bazı sıkıntılar
yaşadığını tespit ettiklerini, bu sorunların başında ise hastaneye
gidildiğinde doktorlar ile her zaman rahat diyalog kurulamamasının
geldiğini vurgulayan Prof. Dr. Eyigün, vatandaşların Kürtçe
bilmeyen doktora derdini rahat anlatamamanın sıkıntısını yaşadığını
belirtti.
Eyigün, üniversite olarak doktorlardan da gelen talep doğrultusunda
tıp fakültesinde programlarına Kürtçeyi seçmeli ders olarak
koyduklarına dikkati çekerek, şöyle dedi:
“Bölgede yaşayan vatandaşlarımızın çoğunluğu hastaneye
geldiklerinde Kürtçe bilmeyen doktorlarla sağlıklı bir diyalog ve
iletişim kuramıyor. Sağlık temel bir hizmet dolayısıyla doğru bir
tedavi için öncelikle doğru teşhis gerekir. Doğru bir teşhisin yolu
da hastanın sıkıntılarını çok iyi izah edebilmesinden geçer. Hasta
derdini anlayamadığını düşündüğü doktorun verdiği ilacı da
kullanmıyor, direnç geliştiriyor ya da hasta istemeden doktoru
yanlış yönlendirebiliyor. Basit görülen bir baş ağrısında bile
başın neresinin ağrıdığı teşhis ve tedavi için bazen hayati önem
taşır.”
KÜRTÇE İLERİDE ZORUNLU DİLE DÖNÜŞEBİLİR
Prof. Dr. Eyigün, tıp fakültesinde Kürtçe'nin seçmeli ders
olarak okutulacak olmasının kamuoyunda olumlu karşılandığını, bu
sayede doktorların direkt hasta ile iletişim kuracağını
anlattı.
Doktor ve hasta arasında hasta yakını ya da temizlik elemanının
yaptığı rehberliğin sağlıklı olmadığını vurgulayan Eyigün, bu
şekilde bir iletişimin eksik ve yanlış bilgiler içerebileceğinden
daha büyük sıkıntılara yol açabileceğini vurguladı.
Eyigün, doktorların Kürtçe öğrenmesinin aslında doğal bir hak
olduğunu, bu sayede yılların ihmalinin giderileceğine dikkati
çekerek, şöyle devam etti:
“Madem ki, 'Her şeyin başı sağlık' diyoruz, devlet sağlık
için bu kadar maddi ve manevi enerji sarf ediyor, öyleyse bu hizmet
de sağlığın temelidir. Kürtçe ileride zorunlu derse dönüşebilir.
YÖK'ün de programına aldığı ve gerek olduğu taktirde talep de
gelirse Kürtçe zorunlu bir ders olarak programımızda yer alabilir.
Öğretim üyeleri dahi, 'biz de katılmak istiyoruz, biz de Kürtçe
bilmediğimizden sıkıntı yaşıyoruz' diyorlar. Bu bir ihtiyaç. Daha
sonra aşama aşama bu dersi diğer fakültelere de koymayı
düşünüyoruz. Örneğin bir veteriner hekimin de Kürtçe bilmesi
faydalı olacaktır. Talep gelmesi halinde öğretim üyeleri ve
hekimlere yönelik Kürtçe dil kursu düzenlenmesi sözkonusu
olabilir.”
DİL KARŞI KÜLTÜRLE BÜTÜNLEŞEBİLİR
Prof. Dr. Eyigün, dilin sadece iletişim değil, kültürel boyutu
da olduğunu, bir dili öğrendiğiniz zaman o kültürü karşı da
hoşgörünün geliştiğini söyledi.
“Ne kadar farklı dil bilirseniz, ötekini kabullenmesiniz
kolay olur” diyen Eyigün, dünyadaki gelişmiş ülkelerin
politikalarında dil öğretmenin temel bir hedef olarak yer aldığını
belirtti.
Eyigün, Kürtçe'nin tüm Türkiye'de öğrenilmesinin Kürtlere karşı
hoşgörüyü de geliştireceğine inandığını ifade ederek şunları
söyledi.
“Dil bilimci ve sosyolog olarak bir önerim var. Keşke
Türkiye'nin her tarafında Kürtçe seçmeli ders olsa. İnanıyorum ki
ileride bu da olacaktır. Kürtçe'ye karşı varsa yanlış bir antipati,
bunun giderilmesi açısından da etkili olacaktır. Dil karşı kültür
ile bütünleşmedir. Dil karşı kültürü anlamadır, kabullenmedir,
tanımadır. Kürtçe'nin öğrenilmesi bu sorunun aşılması için de bir
basamak olacaktır. Türkiye'deki ana sıkıntı karşılıklı ön
yargılardır, tanımamadır. Bir insanı, bir kültürü tanıdıkça ön
yargılar gider, ön yargıdan sonra uzlaşı gelir, uzlaşıdan sonra da
barış gelir. Türkiye kamuoyu Kürtçe'ye karşı değil. Kamuoyunda
Kürtçe biraz da PKK'yı çağrıştırıyor. Bir tepki varsa, bunadır.
Okullarda devlet aracılığıyla Kürtçe öğretildiği zaman bu belli bir
örgütün, belli bir kesimin değil, devletin temel politikası
olacağından sahiplenme daha çok olacaktır. Bu da Kürtlerle olan
diyaloğu artıracak, o kültürle tanışmayı sağlayacaktır. Bu da
toplumsal barışın tesisi için son derece önemli olacaktır.
Kürtçe'nin yaygınlaştırılması, normalleştirilmesi asla Türkiye'yi
bölmez, bilakis bütünleşmeye katkı sağlar. Bundan kimsenin endişesi
olmasın.”
HASTA KENDİSİNİ ANADİLİNDE İFADE EDEBİLECEK
DÜ Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Fuat Gürkan, tıp eğitiminde
Kürtçe dil öğretimini programa bu yıl dahil ettiklerini,
uygulamanın koruyucu hekimlik kadar önemli olduğunu söyledi.
Gürkan, tıp fakültesi eğitim programında birinci dönem itibariyle
seçmeli ders olarak öğrencilere Kürtçe'yi öğreteceklerini ifade
ederek, bu kapsamda doktorların haftada 2 saat olmak üzere iki grup
halinde halkla iletişim kurma ve hastaların derdini anlamak için
yeterli düzeyde Kürtçe öğreneceklerini belirtti.
Kendisinin de DÜ'den mezun olduğunu, bölgede görev yapan ve Kürtçe
bilmeyen her doktor gibi sıkıntılar yaşadığına dikkati çeken
Gürkan, “Özellikle Türkçe bilmeyen yaşlı hastalarımızın dertlerini
anlatmakta sıkıntı yaşadığını görüyoruz. Bu yıl başlatacağımız
uygulama hekimler bu dili öğrenerek vatandaşlarla iyi iletişim
kursun, hastanın sorunlarını araya tercüman girmeden çözebilsinler
istedik. Biz hekimler hastanın öncelikle öyküsünü dinler sonra
tetkiklerle tanıya gideriz. İlk bilgiler bizim için tanı koymada
çok önemli. Hasta artık kendisini ana dilinde ifade edebilecek.
Türkiye'de ilk olacak uygulama fakültemiz için büyük ihtiyaç. Çünkü
bölgede hekimlik yapanlar bu bölgeden mezun olan gençler ve
çoğunluğu da bu bölgede görev yapacak. Bunu ihtiyaç olarak gören
diğer fakültelere de öneriyoruz” diye konuştu.
DOKTOR HASTA ARASINDA TERCUMAN SIKINTISI
DÜ Üroloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Yaşar Bozkurt,
hastanın kendi dilinden anlayan birisine kendisini ifade etmesinin
hasta açısından büyük önem taşıdığını, bu sayede hastanın doktoruna
güven duymasının ve tanıya kısa sürede ulaşılmasının sağlanacağını
söyledi.
Doktor ve hasta arasına giren hasta yakını veya hizmetlilerin
konuşmaları farklı yorumlayabildiklerine veya eksik bilgi
verebildiklerine dikkati çeken Bozkurt, “Bu yörenin çocuğu
olarak hastalar Kürtçe bildiğimizi anladıklarında gözlerinin içinin
güldüğüne tanık oluyoruz. Bölgede yaşayan yaşlılar büyük sorun
yaşıyor. Tercüman bulmak da her zaman sözkonusu olamıyor. Burada
dil önemli bir araç. Çünkü biz doktorlar tüm insanlığa hizmet
sunarız. Bölgedeki doktorlar için Kürtçe bilmek büyük
avantaj” dedi.
Doktor Süleyman Çakmakçı, Ege Üniversitesi'nden mezun olduğunu, 2
yıldır bölgede görev yaptığını söyledi.
Bölgeye ilk geldiğinde bayağı sıkıntı yaşadığını ifade eden
Çakmakçı, hastanın sıkıntısını anlayamamanın teşhis ve tedavi
açısından önemli bir problem olduğunu söyledi.
Çakmakçı, bölgede çalışmayı düşünen doktorlar için Kürtçe
öğrenmenin gerekli olduğunu vurgulayarak, “Kürtçe biliyor
olsaydım, daha az sancılı bir dönem geçirebilirdim. Hastamız
derdini anlatırken karşısında boş boş bakan bir doktor gördüğünde
kendini pek de iyi hissetmeyecektir. Bu bölgedeki meslektaşlarımız
için büyük bir fırsat” diye konuştu.
Hastalardan Mekiye Çatır (42), Türkçe bilmediği için eltisini
tercüman olarak yanında getirdiğini belirterek, tercüman olmasa
sıkıntısını doktorlara anlatamadığını söyledi.
Doktorların Kürtçe bilmesini çok istediğini ifade eden Çatır,
Kürtçe bilen doktora muayene olmaktan mutluluk duyacağını
belirtti.
Oğlunun tedavisi için Batman'dan gelen Yıldız Çiftçi ise, hastaneye
geldiğinde çoğunlukla çocuklarını da tercümanlık yapması için
beraberinde getirdiğini, çocukları olmadığında ise hizmetlilerin
yardımıyla doktorlarla iletişim kurduğunu söyledi.
Doktorların Kürtçe bilmesinin çok faydalı olacağını ifade eden
Çiftçi, “Kürtçe bilmeseler çok zorlanıyoruz. Doktorlar
Kürtçe konuşurlarsa çok mutlu oluruz” dedi.