Kürtçe savunmayı bırakalım çağrısı
Abone olKCK davasında bu kez akli adam konuştu, sanıklardan Kürtçe savunma yapmalarını bırakmalarını istedi.
14. duruşmasından da tahliye çıkmayan ve 13 Ocak’a
ertelenen KCK davasının Kürtçe savunmada düğümlendiğini belirten
sanık avukatlarından Usal, sanıklara 'Kürtçe savunma inadınızdan
vazgeçin' dedi.
Yine tahliye çıkmayan, 13 Ocak 2011’e ertelenen davanın bugün 14.
duruşması yapıldı.
İlk söz alan sanık Kamuran Yüksek’in Kürtçe savunması karşısında,
mahkeme başkanı mikrofonu kapatırken, sanık avukatlarının bulunduğu
yerden farklı bir ses yükseldi. Mehkemeyi de eleştiren o ses,
sanıklara "Kürtçe savunma inadınızdan vazgeçin"
dedi.
Uzun yıllar Cumhuriyet Savcısı olarak görev yapan ve
"Yaklaşık 300 kişilik avukat grubunun en yaşlısı ve
kıdemlisi olduğum için konuştum" diyen kişi İbrahim Tali
Usal’dı.
Usal, dışarıda, BDP Genel Başkanı Selahahtin Demirtaş’ın da
aralarında bulunduğu grup tarafından Kürtçe savunma hakkı ve
tahliye için yürüyüş yapıldığı saatlerde, mahkeme salonunda
yaşananları NTV Muhabiri Mahmut Bozarslan’a anlattı:
"Bu planlanmış bir çağrı değildi. 18 günden beri ilerleme olmadı.
10 gün iddianamenin okunmasıyla geçerken, 8 gündür de
'Kürtçe savunma yaparsın, yapmazsın' tartışmalar
yaşanıyor.
Ben şunu düşündüm: İki aile ve iki aşiret arasında kan davası
olduğu zaman, barış heyetleri araya girer ve bir hal çaresine
bakılır. Yaklaşık 300 kişik avukat grubunun en yaşlısı ve
43 yılla en kıdemlisi olmam nedeniyle, ben kendimi olaya
müdahale etmek zorunda hissettim. Çünkü karşılıklı bir
inatlaşma vardı.
Benim bu çağrım, başta müvekkillerim olmak üzere, diğer şüpheliler
ve mahkeme heyetine yönelikti. Ayrıca, müvekkillerime dönerek,
"Çağrımdan memnun olmayan varsa peşinen beni
azledebilir" dedim. "Sizleri eşiniz ve çocuklarınız
bekliyor, burada inat yapmayın ve Türkçe savunma yaparak işi
tatlıya bağlayalım" dedim.
Bir şey daha belirtmem gerekiyor. Mahkeme başkanı birkaç gün evvel
'bilinmeyen lisan ifadesi' kullandı. Meslektaşlarım tepki
gösterdiler ve haklıydılar. Bu dil Kürtçedir ve milyonlarca insan
bu dili konuşuyor. Nasıl 80’li yıllarda Kenan Evren Kürtçeyi 'kart
kurt' diye izah ettiyse, şimdi de 'bilinmeyen dil' dendi ve
hataydı. Başkana, 'ben bunu sürç-ü lisan olarak
algılıyorum' çıkışında bulundum.
"BIRAKILACAKLARINA İNANIYORUM"
Bu çıkışı, yaşam ve kıdemim gereği yaptım. Karşılıklı inatlaşma ile
bir yere varılamayacağının farkındayım. Tutuklu sanıkların
tamamının tahliye olabileceğine inanıyorum. Yıllarca Cumhuriyet
Savcısı olarak görev yaptım. Dosyayı da iyi biliyorum ve dişe gelir
hiçbir şey yok. Oradakilerin çoğu internette yayınlanıyor
zaten."
ÇAĞRISI TEPKİ ALDI MI?
Usal, Türkçe savunma çağrısının sanıklar tarafından nasıl
karşılandığıyla ilgili de, "Fırat Anlı, 'siz büyüğümüz,
abimizsiniz. Merak etmeyin, buradaki çoğunluk sizi iyi tanıyor ve
biliyor' dedi. Benim iyi niyetli bir çağrıda bulunduğumu
biliyorlar. Bu meselede inatlaşma var ve mahkeme de çok ayıp
ediyor. Ben bugün örnek olsun diye birkaç tahliye bekliyordum.
ÇAĞRI ETKİLİ OLUR MU?
Ben olacağını düşünüyorum. Mahkemenin de ılımı olması
lazım. Tutuklama bir tedbirdir ve 19 aydan beri bu durum devam
ediyor; yazık ve günahtır. Sanıklardan öte aile ve çocuklarının
düşünülmesi gerekiyor."
"SOKAĞIN BEKLENTİSİNE UYGUN KARAR"
Mahkemede bunlar yaşanırken, dışarıda BDP, Kürtçe savunmanın
reddedilmesine tepki gösterdi.
Genel Başkan Selahattin Demirtaş’ın da yer aldığı grup adliye
önünde açıklama yaptı. 'Tahliye yok' kararı henüz açıklanmamıştı ve
Demirtaş’tan, 'sokağın beklentisine uygun karar bekliyoruz'
açıklaması geldi. Demirtaş ayrıca, kamu kurumlarında Kürtçe
konuşmayı sürdüreceklerini söyledi.