Kürtçe savunmada ısrar!
Abone olDiyarbakır'da görülen davanın ikinci suruşmasında mahkemenin reddettiği Kürtçe savunmayla ilgili, Demirtaş yeni bir açıklama yaptı.
Diyarbakır'da görülen davanın ikinci suruşmasında
mahkemenin reddettiği Kürtçe savunmayla ilgili, BDP Genel Başkanı
Demirtaş yeni açıklama yaptı.
BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, KCK/TM yapılanmasıyla ilgili
dava duruşmasını izledikten sonra, Büyükşehir Belediyesi önünde
toplanan kalabalığa hitap etti.
İddianamenin okunmasının bugün de tamamlanamadığını belirten
Demirtaş, davanın her yönüyle siyasi bir dava olduğunu,
sonuçlarının siyasi sonuçlar doğurduğunu ve mahkemenin sonuçlarının
da siyasi sonuçlar doğuracağını öne sürdü.
'Hukuki değil siyasi' şeklinde yorumladığı davanın ikinci
duruşmasında reddedilen Kürtçe savunma talebine de değinen
Demirtaş, 'Hepsi Türkçe de bilse arkadaşların, kendi anadilinde
savunma hakkı var. Önümüzdeki günlerde arkadaşlar ana dillerinde
savunma yapmaya başlayacaklar" dedi.
Demirtaş, 'Bir halkın kendi anadilini, sadece devletin
televizyonunda kullanabildiğini ama, mahkemede bile kullanamadığını
ve öyle bir anlayışın olamayacağını' ifade etti.
"HUKUKİ DEĞİL SİYASİ"
"Kürt sorunu siyasal bir sorundur, hukuki bir sorun değil.
'Savcıların, hakimlerin çözebileceği bir sorun değildir' diyoruz"
şeklinde konuşan Demirtaş, "Başbakan artık şunun bunun yargılanması
için çaba sarfetmekten vazgeçsin. Türkiye için ne yapacak, hangi
adımı atacak şimdi bunu hatırlasın. Ateşkes için çaba sarfetmiş
çevreler, çıkıp Kürt sorunu ile ilgili hükümetten ne istiyor, onu
açıklasın. Başbakan çıkıp BDP'yi suçlayacağına, Kürtler için ne
yapacak artık onu açıklasın.
Eğer çantası boş ise, onu da açıklasın. Çıkıp dese ki 'Biz
yapacaklarımızı yaptık bundan sonra hiçbir adım atmayacağız. Biz bu
kadarını uygun gördük. Bundan sonra Kürt sorunu için atacağımız
adım yok' desin. Bu da anlaşılır ve saygındır. Ama kandırmaya
çalışıyorlar, oyalayarak, artık bu siyasal idareyi teslim
alamayacağını da öğrenmiş olması lazım Sayın Başbakan'ın' dedi.
"MAHKEMELER TIKANMIŞ DURUMDA"
TCK'nın 220 ve 314. maddeleri ile Terörle Mücadele Kanunu'nun 7.
maddesinin değişmesi gerektiğini belirten Demirtaş, 'Yoksa çözüm
mahkemelerde bulunamaz. Mahkemeler tıkanmış durumda. Halkı bu
şekilde mahkemeler yargılayamaz. Parlamentoyu göreve çağırıyoruz.
Başbakan madem ki 'Bu sorunun çözüm yeri parlamentodur' diyor. O
halde tutuklu siyasetçilere rehine muamelesi yapmaktan vazgeçsin'
diye konuştu.
"TERÖRİST DEĞİL ÖZGÜRLÜK DAVASI"
KCK davasının 'Türkiye'yi kana bulayanların davası olmadığını'
ifade eden Demirtaş, 'Orada yargılanan biziz, bizim irademizdir,
onurumuzdur, geleceğimizdir. Orada yargılanan bu halkın verdiği
oylardır. Eğer onlar özgür kalamaz ise, bu halk özgür kalamaz.
Bunun altını çiziyorum. Siyasetçilerimizin istisnasız tamamı özgür
kalmazsa, bize de özgürlük yok demektir. Bu nedenle canla başla
çalışacağız. Burada hukuksuzluğu, zulmü herkese anlatacağız.
Burada bir terörist davası görülmüyor, bir halkın özgürlük davası
görülüyor. Arkadaşlarımız serbest kalıncaya, özgürlüklerine
kavuşuncaya kadar da biz sahipleneceğiz, onları yalnız
bırakmayacağız. Bu nöbet her gün güçlenerek devam etmelidir'
ifadelerini kullandı.