Kürtçe öğretmeni olmak için ter döktüler
Abone olMardin Artuklu Üniversitesi, Milli Eğitim Bakanlığı tarafından ortaokullardaki seçmeli Kürtçe dersleri için ihtiyaç duyulan Kürtçe öğretmen ...
Mardin Artuklu Üniversitesi, Milli Eğitim Bakanlığı tarafından
ortaokullardaki seçmeli Kürtçe dersleri için ihtiyaç duyulan Kürtçe
öğretmen yetiştirmek için merkezi bir sınav düzenlendi. Sınava
katılmak için 2 bin 430 kişi başvuru yaptı.
Mardin Artuklu Üniversitesi Rektör Yardımcısı ve Yaşayan Diller
Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Kadri Yıldırım, Kürt Dili ve Kültürü
yüksek lisans sınavı ile ilgili düzenlediği basın toplantısında
sınava yoğun bir ilginin olduğu anlattı. 270 kadro için 2 bin 430
kişinin başvurduğunu dile getiren Yıldırım, “Önümüzdeki yüzyıl bir
Kürt Dili yüzyılı olacaktır” dedi. Konuşmasında çözüm sürecine de
değinen Yıldırım, "Çözüm süreciyle birlikte birçok korkuyu yenen
Kürtler, her parçada sağladıkları avantajlar neticesinde dillerine
müthiş bir dönüş yapmakta, dilleriyle lisans ve yüksek lisans
eğitimini almakta, anadille eğitime giden yolu var güçleriyle
zorlamakta ve satır aralarında bize önümüzdeki yüzyılın bir Kürt
dili yüzyılı olacağını dedirtmektedir. Bu süreç başta Süryanice
olmak üzere Türkiye’de itilip kakılan öbür dillerin de önünü
açacaktır” diye konuştu.
Üniversite bünyesinde tezli programa 20, tezsiz programa 250 adayı
alınacağın duyurusunun yapılması üzerine yoğun bir başvurunun
yapıldığını anlatan Yıldırım, tezsiz yüksek lisansa bin 850, tezli
yüksek lisansa 550, yabancı uyruklular için de açılan 30 kişi olmak
üzere toplam 2 bin 430 kişi başvurduğunu belirterek, “Adayların
gramer, imla ve edebiyat bilgilerini ölçmeye yönelik 50 sorudan
oluşan ve her soru için bir buçuk dakika süre tanınan bu sınav ÖSYM
İl Koordinatörlüğü denetiminde merkezi olarak gerçekleştirilmiştir.
Dört yanlışın bir doğruyu götürdüğü ve soru kitapçıklarının A-B-C-D
olarak dört farklı türden oluşturulduğu bu sınav optik okuyucu
tarafından değerlendirildiği için hak kaybı sıfıra indirgenmiştir.
Optik okuma neticesinde adaylarımızın aldığı puanlar bir iki gün
içerisinde sitemizde ilan edilecek, adaylarımıza gönderilecek
merkezi sınav sonuç belgesinde puanıyla birlikte doğru ve yanlış
cevap sayısı da belirtilecektir. Bu sınavda bir tek adayın bile
’benim hakkımı yediler’ veya ’falanca kişi hakkı olmadığı halde
kazandı’ demesinin imkanı yoktur. Aksi takdirde ben ve ekibim
istifa etmeye hazırız. Çünkü bizim ölçümüz adayın kimin olduğu
değil, kağıdının nasıl olduğudur. Bu bakımdan Kürt diline emek
veren ve bunu kağıdıyla ispatlayan her adayımız yüzde yüz müsterih
olsun, kağıdı yetersiz adaylar da hiçbir şekilde ümitlenmesinler.
Bunlar da kendilerini iyi bir şekilde yetiştirsinler ve önümüzdeki
süreçte yapacağımız alımlarda şanslarını yeniden denesinler. Bu
bakımdan ümitsizliğe düşmesinler” diyerek kopya verildiği ve adam
kayırıldığı iddialarına tepki gösterdi.
Yüksek lisans ve doktora yapmak amacıyla YÖK’ün çeşitli bölüm ve
anabilim dalları için tahsis ettiği ÖYP Araştırma Kadrosunu
Türkiye’de ilk kez bir Kürt dili bölümüne verildiğini hatırlatan
Yıldırım, “YÖK’ün bize tahsis ettiği bu on kişilik kadro ile
birlikte Kürt dili kadromuz 20’den 30’a çıkmıştır. Doktora ve
formasyon için YÖK’ten beklentimiz ise Kürt Dili ve Kültürü Ana
Bilim Dalında Yüksek lisanslarını tamamlayan mezunlarımız ile halen
aynı ana bilim dalında yüksek lisans yapan ÖYP araştırma
görevlilerimizin acil, haklı ve doğal olarak doktora beklentileri
vardır. Bunların doktoralarını tamamlayıp öğretim üyesi sıfatını
kazanmaları gerekir ki kendileri de başka adayları
yetiştirebilsinler. Ayrıca mezun ettiğimiz ve bu yıl alacağımız
adaylarımızdan bir kısmının formasyonu yoktur. Doktora programı
için olduğu gibi formasyon için de gerekli olan beş öğretim üyesi
şartımız mevcuttur, hatta bir fazlamız vardır. Bu konuda da YÖK’ün
bizi ve adaylarımızı hayal kırıklığına uğratmamasını umuyoruz.
Geçmekte olduğumuz barış ve çözüm sürecinin ruhu da bunu
gerektiriyor” ifadelerini kullandı.
Kürdoloji Birimine yabancı uyrukluların ilgisinin had safhada
olduğunu anlatan Yıldırım, “Bu dönem açtığımız Tezli Kürtçe Yüksek
Lisans Programı’na Kürtçe’nin değişik lehçelerini konuşan 30
yabancı uyruklu başvurmuştur. Sınava giren bu adaylar mülakata da
alınacak ve en başarılı olan beş kişi programa dahil edilecektir”
diye konuştu.
Geçen yıl mezun verdikleri Kürtçe öğretmenleri için Milli Eğitim
Bakanlığı’ndan beklentilerini sıralayan Yıldırım, şunları
söyledi:
“Bilindiği gibi Milli Eğitim Bakanlığı geçen yıl Kürtçeyi ortaokul
sınıflarında seçmeli ders olarak okutma kararı aldığında, varılan
mutabakat doğrultusunda Artuklu Kürdoloji Birimi olarak biz 5.
sınıfın ders kitabını iki ay gibi çok kısa bir süre içerisinde hem
Kurmanci hem de Zazaki olarak hazırlayıp teslim ettik ve bu kitap
bakanlıkça basılıp dağıtıldı. Bu yıl da 6. sınıf kitabını yine iki
ayda ve yine hem Kurmanci hem de Zazaki olarak hazırladık ve bu
hafta bakanlığa teslim ediyoruz. Önümüzdeki yıl da 7. ve 8.
sınıfların ders kitaplarını hazırlayıp zamanından önce teslim
edeceğiz. Bu ders kitaplarını okutmak için bakanlığın ihtiyaç
duyduğu nitelik ve nicelikte öğretmen adayını yetiştirmek için
açtığımız Yüksek lisans programına müracaat eden 2 bin 528 aday
arasından sınavla 500 adayı seçtik, bir yıl boyunca eğittik ve
görkemli bir törenle mezun ettik. Bu adaylarımız haklı olarak
atanmayı bekliyorlar. Adaylarımızın atanma problemi yaşamaması ve
ders ücreti gibi komik bir istihdam formülüne layık görülmemesi
gerekir. Aksi takdirde seçmeli ders için atılan bu adım güdük
kalacak, niyetler sorgulanacak, tepkiler gösterilecek ve talep
sıfıra inecek. Bakanlığımızın maaşlı bir formülle bunları istihdam
etmeleri ve ders ücreti karşılığı istihdamı bize layık görmemesi
gerekiyor. Çünkü bu adaylarımız ders ücreti karşılığı on yıl
boyunca bile derslere girseler, bir yıllık eğitimleri boyunca
uğradıkları maddi ve manevi kaybı telafi edemezler. Bakanlığımızın
bizi hayal kırıklığına uğratmamasını ve bize, adaylarımıza ve
kamuoyuna müjdeli bir haberi bir an önce vermesini bekliyoruz.”
Yıldırım konuşmasında Kürtçe’nin yanında Süryanice için de
çalışmalarının devam ettiğini dile getirdi. Yıldırım, "Süryani
Vatandaşlarımıza da buradan bir müjde veriyoruz. Enstitümüz
Türkiye’de ilk Süryanice Yüksek Lisans programını açtı. Süryanice
anadille eğitim için ilk öğretmen adaylarını sınava aldı. Büyük
zorluklarla da olsa nitelikli ve kadrolu beş öğretim elemanını
istihdam etmeyi tamamlamakla birlikte Süryani Dili ve Kültürü
Anabilim Dalında açtığımız tezli yüksek lisans programına 30 kadar
yerli ve yabancı aday müracaat etmiştir. Yaptığımız yazılı sınavı
kazanan adaylarımızı mülakata da alıp en başarılı 12 kişiyi bir yıl
sürecek ders aşamasında sıkı bir eğitime tabi tutacağız. Bu adaylar
ikici yılda Süryani Dili ve Kültürü ile ilgili alanlarda tez
hazırlayıp mezun olacaklar ve Süryanicenin resmi veya özel
okullarda anadil olarak kullanılmasının belki de ilk uygulayıcıları
olacaklar. Her yıl Eylül ve Şubat olmak yirmi yüksek lisans
öğrencisi alma hakkımız vardır. Bu hakkımızı Süryanicenin eğitimde
kullanılması yolunda kullanacağız. Bir ülkedeki halklar arasında
kardeşliği tesis etmenin yolu o halkların konuştuğu diller arasında
kardeşliği tesis etmekten geçer. Bu açıdan bakıldığında
Mezopotamya’nın kadim halklarından biri olan Süryanilerin kilisenin
dört duvarı arasına sıkıştırılan dilleri Süryaniceyi bir eğitim ve
öğreti dili, akademik bir dil haline getirmek için üç yıldır
uğraşıyorduk. Zira kendisinden sonraki tüm peygamberlerin babası
sayılan Hz. İbrahim’in Fırat Nehri’ni geçmeyinceye kadar konuştuğu
dil olan Süryanice’yi ihmal etmek aslında hem Hz. İbrahim’in
hatırasına, hem büyük çoğunluğu Ortadoğu ve Mezopotamya
diyarlarında gönderilen öbür peygamberlerin hatırasına, hem de
bölük pörçük de olsa yaşamlarını sürdüren Süryani vatandaşlarımıza
hakaret ve saygısızlıktır” ifadelerini kullandı.
(İHA)