Kürtçe eğitim modelleri İstanbul'da tartışıldı
Abone olDİSA'nın 'Kürt Öğrencilerin Eğitiminde Kullanılacak Modeller' raporu İstanbul'da da tartışıldı. AKP, CHP ve BDP'nin temsilcileri de oradaydı.
Taleplerinden birinin de anadilde eğitim olduğu açlık
grevlerinin 60. gününe girilirken, Diyarbakır Siyasal ve Sosyal
Araştırmalar Enstitüsü’nün (DİSA), ilkini 6 Ekim’de Diyarbakır’da
gerçekleştirdiği ‘Anadili Temelli Çok Dilli ve Çok Diyalektli
Dinamik Eğitim: Kürt Öğrencilerin Eğitiminde Kullanılabilecek
Modeller’ toplantısının ikincisini önceki gün Boğaziçi
Üniversitesi’nde düzenledi.
Toplantının ilk oturumunda raporu hazırlayan Boğaziçi
Üniversitesi’nden Şerif Derince ve Dicle Üniversitesi’nden Vahap
Coşkun, Türkiye ’de anadilde eğitim için geliştirdikleri dört
modeli ve önyargıları konuştu. Toplantının ikinci oturumunda ise
siyasiler vardı. GÜNSİAD Başkanı Şahismail Bedirhanoğlu, Kürtler
arasından hangi siyasetten olursa olsun, ortaklaşılan talebin
anadilde eğitim olduğunu ve Kürt sorununun çözümünde anadilde
eğitimin, ciddi bir eşik olduğunu belirtiyor.
SİYASİ BAKIŞ
AKP Diyarbakır Milletvekili Galip Ensarioğlu, Kürtçe başladığı
konuşmasına şöyle devam ediyor: “Globalleşen dünyada dilleri
korumak için özel çaba sarf edilmeli. Çocuklarımıza Delal ya da
Dilan isimlerini verdik ama o çocuklar kendi anadillerini
bilmiyorlar. Anadili özgürleştirmek ülkeyi bölmez, aksine
yasaklamak böler. 2005’ten sonra Kürtçe kurslar açıldı, Kürtçe
basın yayın üzerindeki engeller kaldırıldı, propaganda yasağı
kalktı, Kürtçe seçmeli ders oldu. Bunları görmezden gelmek olmaz
ama yeter mi, yetmez!” AKP’li Burhan Kuzu’nun “Anadilde eğitim
şeytana uymaktır” açıklaması hatırlatılınca da tepkisini kendisine
ilettiğini fakat Kuzu’nun “Ben böyle bir söz söylemedim, sadece
espri yaptım” dediğini söylüyor.
CHP ’li Atilla Kart, yine açlık grevlerinin taleplerinden biri olan
anadilde savunma hakkıyla başladığı konuşmasına söyle devam etti: “
KCK yargılamaları ayrımcı ve devletçi bir bakışla yapılıyor. Kendi
meramını en iyi ve en etkili biçimde anlatabileceği dil neyse o
dili kullanmalı insanlar. Bunun için biz anayasal çalışmalara
başladık.” Kendisinin de Kürt olduğunu söyleyen Kart, anadilde
eğitim değil de anadili eğitimi ve öğretimi konusunda devletin
elinden geleni yapması gerektiğini belirtiyor.
BDP ’li Meral Danış Beştaş ise kendisinin Kürt olmasına rağmen
Kürtçeyi 11 yaşından sonra öğrendiğini ifade derek şöyle devam
etti: “Şu anda açlık grevinde olan yaklaşık 700 kişi var ve
taleplerinden biri de anadilde eğitim. Anadilde eğitim ve savunma
hakkı zaten yıllardır tüzüğümüzde var. Anadilde savunma için de
‘İnsanlar tercih ettikleri bir dilde savunsunlar’ diye teklif
verdik, üç parti de konuşmayı bile kabul etmiyor. Ben Türkçeyi en
az Kürtçe kadar iyi kullanıyorum ve seviyorum ama duygusal olarak
dünden daha uzağız Türkçeye. Benim çocuğum anadilinde eğitim
göremiyorsa, zaten eşit vatandaşlıktan söz edemeyiz. Toplumun hazır
olmamasından bahsediyorlar, Oslo açıklandı kıyamet kopmadı, neden
anadilde eğitime hazır olmasın toplum?”
AKADEMİK BAKIŞ
Derince’nin iki yıldır üzerinde çalıştığı rapor, başta Kürtçe olmak
üzere Türkiye’deki tüm anadillerinin okullarda eğitim dili olarak
kullanılabilmesini, çok dilli ve çok kültürlü bir gelecek
oluşturabilmeyi amaçlıyor. Bask, Nepal , Tayland, Bolivya, Peru
gibi çok dilli eğitim yapılan dünya örneklerine bakılarak
hazırlanan ‘Dört Eğitim Modeli’, Kürtçeyi çeşitli seviyelerde bilen
çocuklara 9 yıllık eğitim süresinde anadilinde eğitim yanında,
başka diller de öğretmeyi amaçlıyor. Derince, “Dünyada yapılan
araştırmalar, anadilinde eğitim alan çocukların diğer derslerinde
daha iyi olduğu sonucunu çıkarıyor” diyor ve ekliyor: “Anadilde
eğitim masraflıdır, anadilde eğitime hazır değiliz, öğretmen bile
yok, anadili böler, Kürtçe eğitim olursa Lazlar da, Gürcüler de
ister gibi iddialar temelsizdir. Çünkü diller birbirinin rakibi
değildir.” Seçmeli Kürtçe kitaplarına da bir eleştiri getiriyor:
“Kaç tane Kürt çocuğu taytıyla tenis oynuyor?”
Vahap Coşkun ise özellikle bürokraside ciddi önyargılar olduğunu
ama bunlar aşıldığı zaman anadilde eğitim meselesinin çözülebilir
olduğunu ve dünya örneklerinde beş yılda çözüldüğünü
hatırlatıyor.