Başbakanın "yasaksevici" olduğu aşikar, hani herkesin
hanesinde gözü olsa "bana ne" diyeceğini sanmıyorum. Milletin
cebindeki sigara paketini kırar atar, belediyelerinde içki
yasaklanır, Milli bayramlarda Atatürk anıtına çiçek bırakılmasını
engelleyen güvenlik güçleri anıtların etrafını sarar, falan filan…
Yani başbakan, "yasak olsun çamurdan olsun" der.
Ama eğer Başbakan, "tedbir alınmadan meydana
getirilmiş bir canlının yaşamına son vermek cinayettir" demek
istediyse ben de kendisine katılıyorum.
Kürtaj cinayettir!
Beş dakikalık zevk için sonunu düşünmemek, olacakları
hesaplamamak, daha sonrasında da bir canlının doğmasını
engellemenin insani bir tarafı olamaz.
Fakat kürtajın gerekli olduğu durumlar olabilir,
ayrıca bu yaklaşım kişilerin, özellikle kadının vereceği bir
karardır.
Devletin aile planlaması konusunda toplumu
bilinçlendirmesi belki biraz kürtajın azalmasına yardımcı olabilir
ama "yasak" demek toplumda çok farklı tepkiler yaratacaktır.
Tecavüzcüsüyle evlendirilmek istenen gepegenç kızlar
var bu ülkede…
Çocuklara musallat olan iğrenç tipler, çocuk anneler
var bizlere biraz uzak bazı memleketlerde…
Töre cinayetleri dur durak bilmeden devam
etmekte…
Ayrıca birinin karnındaki bebekten bir başkasına
ne?
Bence başbakan kürtaj ve sezaryen yasaklansın demek
istemedi, dili sürçmüş olabilir, ya da ne bileyim İdris Naim
Şahin'le takılmış olabilir.
Başbakanın ne demek istediğinden çok AKP'nin en
samimi bakanının açıklaması biraz olsun içimi rahatlattı.
Fatma Şahin'in bu konudaki açıklaması yine
başbakanın, Pakistan'da yaptığı Uludere ile ilgili açıklamalardan
sonra gelen eleştiriler nedeniyle bir anlık öfkeyle bir açıklama
yaptığını gösteriyor.
Bir türlü mantığını kuramadığım Uludere olayı ile
kürtaj bağlantısı yapmasının da elbette bir sebebi vardır!
Dili sürçmediyse bile kelimeler sürçmüş olabilir!
Sezaryen meselesine gelince, şaşıracaksınız ama bu
konuda başbakana katılıyorum, tabii sezaryeni de tamamen
yasaklamaya kalkmayacaksa!
Ülkemizde "moda" olan sezaryen doğum maalesef sıradan
ameliyat haline geldi. Çocuğunun doğum tarihini ayarlamaya çalışan
ebeveynler yüzünden dünyaya gözlerini erkenden açmak zorunda kalan
bebekler var.
Dünya Sağlık Örgütü de normal doğumdan yana, bir çok
ülkede sezeryan mecbur kalmadıkça önerilmiyor.
Başbakanın Uludere ile kürtaj kelimelerini aynı cümle
içerisinde geçirmesini asla doğru bulmuyorum ama ben de kürtaja
karşıyım!
Yasaklanmasına daha çok karşıyım!
Sezaryene gelince…
İnsanlardan başka hangi canlı evladı için çekeceği
acının dozunu ayarlamaya çalışır ki!
Ayrıca Uludere'deki vahşetin üzerini hangi mesele
kapatabilir ki?
twitter.com/nsrnylmz