Kürt sorunundaki büyük tehlike
Abone olGuardian gazetesi muhabiri Türkiye'de Kürt sorunu etrafında artan şiddet ve tutuklamaların yeni nesli radikalleştirdiğini savunuyor.
Guardian gazetesi Türkiye'de Kürt sorunu bağlamında
artan şiddet ve tutuklama olaylarının genç nesli
radikalleştirdiğini savunuyor.
Constanze Letsch imzalı makalede Türkiye'nin Kürt vatandaşlarına yaptığı muamelenin, ülkenin Arap Baharı'na örnek gösterilmesine gölge düşürdüğü değerlendirmelerine de yer veriliyor.
2011 yılı içinde 4 binden fazla kişinin keyfi terörizm suçlamaları üzerinden hapse atıldığının ve PKK militanlarına karşı askeri operasyonların arttığının ifade edildiği makalede bu yıl içinde şiddet olaylarının artışındaki köşe taşı niteliğindeki tarihler de bir takvim şeklinde sunulmuş.
KCK davalarıyla ''Kürtlerin kitlesel yargılanmasına'' ilişkin ayrıntılara yer verilen haberde, insan hakları örgütlerinin Türkiye'deki terörle mücadele yasalarının keyfi kullanımı konusundaki kaygıları da aktarılıyor.
Haberde görüşlerine yer verilen İnsan Hakları İzleme Örgütü
Türkiye Araştırmacısı Emma Sinclair-Webb, Türkiye'deki yasaların
siyasi faaliyetlerle terörizm arasında ayrım yapmadığına dikkat
çekerek, ''İnsanların ne tür faaliyetlerde bulunduklarına ve bu
faaliyetlerin soruşturmayı gerektirip gerektirmediğine bakılmıyor.
Bu dosyaların çoğunda meşru faaliyetler ve kişilerle kurdukları
bağlar nedeniyle sanıkların suçlu olduğu varsayılıyor'' diyor.
Sinclair-Webb, insanların örgütlenme hakları olduğunu, beğenirsiniz ya da beğenmezsiniz, eleştiri sahiplerini hapse atmanın, baskı altına almanın ve susturmanın gayrı meşru olduğunun altını çiziyor.
Letsch, KCK davasından yargılanan Diyarbakır'ın Sur ilçesi Belediye Başkanı Abdullah Demirbaş'ın, "Şiddeti durdurmak isteyen bir devletin siyasetin alanını mümkün olduğu kadar genişleterek silahlı mücadeleye yönelenleri diyaloga çekmesi gerektiği" şeklindeki sözlerine de yer veriyor.
Demirbaş'a göre, Türkiye hiçbir zaman silah kullanmayan 4000'den fazla kişiyi hapse atarak bunun tam tersi davranıyor ve sivil siyasete girmeyi düşünen insanlara "Bizim de sonumuz bu olur" mesajı veriyor.
Guardian'ın haberinde görüşlerine yer verilen Dicle Üniversitesi'nden Doç. Vahap Coşkun da, askeri güç kullanarak PKK'yı yok etme düşüncesinin hata olduğunu belirterek, ''PKK'nın gücü dağdaki yaklaşık beş bin savaşçısından değil, nüfusun önemli bir bölümünden sahip olduğu meşruiyetten geliyor." diyor.
Coşkun, PKK'nın da şiddeti tırmandırarak hata yaptığına dikkat çekerek, ''İnsanlar çatışmadan bıkmış durumda" şeklinde konuşuyor.