Kürt sorununda ortaya atılan senaryolar
Abone olKürt sorununa siyasi çözüm bulmak için Ankara'da çeşitli senaryolar üretiliyor.Yapılacakların mart seçimlerine kadar uygulanması bekleniyor.
Kürt sorununa siyasi bir çözüm bulmak üzere hükümet
tarafından başlatılan diyalog sürecinin PKK'nın saldırılarını
durduracağını ilan etmesiyle yeni bir aşamaya girmesiyle Ankara'da
sürecin devamı için hazırlanan senaryo çalışmaları
hızlandı.
Üç aşamalı planın, yaklaşık olarak bir yıl içinde, yani Mart
2014'te yapılacak yerel seçimlere dek uygulama imkânı bulması
hedefleniyor.
Bu 3 aşama şöyle:
1] PKK militanlarının Türkiye sınırları dışına çıkması ve silah bırakılması,
2] Sürecin siyaseten yönetimi, yasal ve psikolojik zeminde atılacak adımlar,
3] Geri dönüş, toplumla entegrasyon süreci ve normalleşme.
Yasadışı PKK'nın fiili yöneticiliğini yapan Murat Karayılan'ın
Hasan Cemal'e verdiği mülakatta siyasi, psikolojik ve askeri
bakımdan çekilmenin çok hızlı olamayacağını ifade etmesi Kanal-7'de
sorulduğunda Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay, acele etmek yerine
sürecin güvenli yürümesini tercih edecekleri anlamına gelen bir
cevap vermişti. Ama yine de önemli bir takvim olduğu
anlaşılıyor.
Aşamaların belli olmaya başlayan ayrıntıları şöyle:
TÜRKİYE'DEKİ TERÖRİSTLERİN
SAYISI 1500'Ü BULUYOR
Türkiye'deki sayıları 1500 kadar tahmin edilen silahlı militanların
çoğu Irak olmak üzere Türkiye dışına çıkması için hükümetin
aklındaki son tarih, 2014 Bütçe görüşmelerinin başlayacağı 2013
Ekim sonu-kasım başı. Bütçe görüşülürken araya diğer konuların
girmesi çok zor oluyor. Bütçenin ardından siyasi partiler Mart 2014
yerel seçimlerine hazırlık sürecine girecek ve zorluk devam edecek.
Hükümetin tercihi, çekilmenin ağustos-eylül aylarına dek
tamamlanması ve böylece 1 Ekim'deki Meclis açılışı öncesinde yasal
adımlar atılmasına elverişli siyasi ortamın doğması.
MECLİS "HUKUKSUZLUKLARI ARAŞTIRMA KOMİSYONU"
KURABİLİR
Bu süreçte hükümet, Meclis'te bir 'Geçmişteki Hukuksuzlukları Araştırma Komisyonu' ya da kısaca 'Hukuksuzlukları Araştırma Komisyonu' kurmak için adım atabilir. Bu komisyon, temel olarak Soğuk Savaş, darbeler ve PKK'yla düşük yoğunluklu savaş döneminde karanlıkta kalmış cinayet ve gelişmelerin üzerine gitme amacını taşıyacak.
Anayasa değişiklikleri zaten Meclis'te ilerleyen bir süreç, ama
birkaç haftaya yürürlüğe girmesi
beklenen dördüncü yargı paketinin de süreci rahatlatması
bekleniyor.
AKİL İNSANLAR KARAR VERMEYECEK, PROJEYİ TOPLUMA
ANLATACAK
Sürecin yönetimi asıl olarak bir sonraki normalleşme adımına
toplumun ve siyasi altyapının hazırlanmasını amaçlıyor. 'Âkil'
insanlar (adamlar demeyelim, kadınlar da var) komisyonları, işin
karar mekanizmasından çok projenin topluma anlatılması,
görüşlerinin alınması ve karar alıcılarla toplum arasında köprü
oluşturması amacıyla düşünülüyor.
DİYALOG SÜRECİNE BÜYÜK TEPKİLER DE VAR
MHP'nin cumartesi günü Bursa mitinginin de gösterdiği gibi,
diyalog sürecine toplumda tepkiler de var. CHP tepkisi MHP'den
farklı ve diyaloğa değil, diyaloğun hükümet tarafından Meclis pek
dahil edilmeden sürdürülmesine karşı çıkıyor. Bir de 70 bin kadar
köy korucusunun durumu var. Yani yönetilmesi gereken tek süreç, BDP
ve PKK'nın kendi tabanını ikna süreci değil; hükümetin de buna
ihtiyacı var.
MECLİSTEN TALEP EDİLEN SINIRÖTESİ HAREKAT KARARI GERİ
ÇEKİLEBİLİR
Hükümetin bu aşamada atmayı düşündüğü önemli bir adım var. Bakanlar Kurulu birkaç hafta içinde bir 'İnsan Hakları Eylem Planı'nı görüşmeyi gündemine alacak. Her bakanlığa Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'ne tam uyum amacıyla hedefler ve takvim öngörülecek. Bu eylem planının etkilerinin 2013'ün ikinci yarısından itibaren hissedilmesi bekleniyor. Güven arttırıcı önlemler sınıfında sayılabilecek bir başka adım da hükümetin Meclis'ten talep ettiği sınırötesi harekât düzenleme yetkisini iade etmesi ya da askıya alması olabilir.
TERÖRİSTLER İÇİN YASAL DÜZENLEME
GELECEK
Sürecin en önemli aşamalarından birisini de ülke dışına çıkıp silah
bırakmış militanların (ki toplam sayısı 5 binden fazla olarak
tahmin ediliyor) Türkiye'ye dönüp toplum hayatına dönmesi
oluşturuyor. Haklarında adli sicil, kovuşturma olmayan, PKK'nın
karar kademelerinde olmayanlar için fazla bir sorun çıkmayacak gibi
görünüyor. Karar kademelerinde olmasalar da haklarında kovuşturma,
kayıt bulunanlar için yasal bir düzenleme gerekecek gibi görünüyor.
Ama asıl sorun, son 30 yılda 40 bin cana mal olan PKK eylemlerini
yönetmiş kadrolarda çıkacak gibi. Başbakan Tayyip Erdoğan, bunların
'üçüncü ülkelere' gidebileceklerini söylemişti; ki bundan daha çok
İskandinav ülkeleri anlaşılıyor.
TCK'DA DEĞİŞİKLİKLERE GİDİLEBİLİR
Bu konudaki belirsizliğin iki sebebi var; hem Türkiye toplumunun ve yönetimin hem de PKK'nın 'hazmetme kapasitesi'. Bu aşamada hükümet normalleşme adına bir önemli adım daha atabilir. O da Terörle Mücadele Kanunu'nun tamamen kaldırılmasıyla sonuçlanacak şekilde Türk Ceza Kanunu'nda yapılacak bir dizi değişiklik. Bunlar sürecin başarıyla devamı halinde geçerli olacak senaryonun aşamaları. Peki, hükümet sürecin başarısız olacağına nasıl karar verecek? Buna açıkça cevap veren yok. Ama şu izlenim aktarılabilir: Alınacak önlemlerle arttırılan demokratik haklar ortamı, saldırıları durdurmazsa, yani terörist eylemler devam ederse, o zaman terör eylemlerinin hakların verilmemesinden kaynaklandığı tezi çökecek.
Böyle bir durumda özellikle Kürt kökenli vatandaşların PKK'yı dışlamaları başarısızlığın dozunu hafifletse de başarısızlık saptaması yapılabilir. Yani bu sürecin devamı, aslında Öcalan'ın 21 Mart'ta Diyarbakır'da okunan mesajında olduğu gibi PKK'nın silahlı mücadeleye gerçekten son vermiş olmasına bağlı