Kürt siyasetinde bir dönem kapandı! Bombalayıp gitti
Abone olDBP Eş Genel Başkanı Emine Ayna, hükümeti ve Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı hedef alan yazılı bir açıklama yayınlayarak siyasetten çekildiğini duyurdu.
Yaptığı yazılı açıklamada hükümete ve Cumhurbaşkanı Erdoğan'a
yönelik eleştirilerde bulunan DBP Eş Genel Başkanı Emine Ayna,
"Bu anlayışla siyasi çözüm gelişebileceğine inanmıyorum. Bu
temelde siyasetten çekildiğimi ilgili kamuoyuna duyuruyorum.
Aldığım bu karar partimle ortaklaştığım, örgütsel bir karar
değildir" diyerek siyaseti bıraktığını açıkladı.
"SİYASET YAPMA OLANAKLARI ORTADAN
KALDIRILIYOR"
Ayna'nın açıklaması şu şekilde: "7 Haziran 2015 seçimlerinden sonra
başta Cumhurbaşkanı Erdoğan ve AKP hükümeti; Kürt halkının, mevcut
anti-demokratik seçim sistemine ve tüm saldırı ve şiddete rağmen
sandıktan çıkardığı iradesini tanımadığını ilan etti ve tekrar
seçim kararı aldı. AKP'nin aldığı bu militarist nitelikli
karar; sivil siyasetin yok sayılması idi. Geçtiğimiz 10 ay
süresince devlet çözümsüzlükteki ısrarından vazgeçmediği gibi her
geçen gün artan oranda insanlığın ve vicdanın kabul etmeyeceği
uygulamalarını hayata geçirmeye devam etti. Parti meclis
üyelerimiz, il-ilçe yöneticilerimiz, belediye meclis üyelerimiz,
belediye eş başkanlarımız tutuklandı, öldürüldü, hala da
tutuklanmaya ve öldürülmeye devam ediliyor. Partimizin bu
uygulamalara gösterdiği tepkiler ve protestolar terörize ediliyor,
saldırılıyor, sıradan basın açıklamaları bile valilik kararları ile
yasaklanmaya başladı. Yani siyasi partiler aracılığıyla siyaset
yapma olanakları ortadan kaldırılıyor, hükümet gibi düşünmüyor ise
işlevsizleştiriliyor. Halkın seçimler sonucunda açığa çıkardığı
iradelerin (belediyelerin), sadece ve sadece kendilerini seçen
halkın yanında oldukları için yetkileri ellerinden alınıyor,
devletin atadığı bürokratlara veriliyor. Yani seçilmişler,
atanmışların emrine tabii kılınıyor.
"CİZRE'DEKİ DRAM SON DAMLA OLDU"
23 Ocak 2016 tarihinde Cizre'de bir eve havan topu ve benzeri ağır
silahlarla yapılan saldırılar sonucunda önce 10 kişi yaralandı,
saldırıların durmaması ile birlikte bu sayı 25'e çıktı. 8 gün ve
gece boyunca hepimiz tam bir dram yaşadık. Tüm gücümüzle, bir
binanın bodrumuna sığınarak yaşam mücadelesi veren 25 yaralı
insanın hastaneye kaldırılması için seferber olduk. Gerek
yurtiçinde, gerekse de yurtdışında danışmadığımız, başvurmadığımız
ne kişi ne de kurum kaldı. Bu süre zarfında her gün bir kişi ölüme
yenildi. 25 yaralıdan 6'sı hayatını kaybetti. 27 Ocak günü
İçişleri Bakanlığı ambulansların ve sağlık ekiplerinin gitmesine
izin verince hepimiz umutlandık. Ancak bugün 30 Ocak ve bu 3 günün
sonunda ambulanslar 8 kez yaralıları almaya gidip askeri güçler
tarafından engellenerek geri döndü. Hiçbirimizin aklına ve hayaline
gelmeyecek şekilde kandırıldık ve aldatıldık. Hala bakanlıklarla
yapılan görüşmelerden sonuç almayı beklerken, 8 Şubat'a kadar TBMM
tatil edildi!!! Sorun çözme arenası tatile girdi. Geçtiğimiz 35 yıl
boyunca öldürülenlerin birlikte gömüldüğü toplu mezarlar açığa
çıkarken, tarihin kirli yazılmış sayfalarına biri daha eklendi. 25
yaralı ve sağ insan diri diri toplu gömüldü. Bu olay benim için son
damla oldu.
"SİYASETTEN ÇEKİLDİĞİMİ DUYURUYORUM"
Bugün yaşadığımız bu vahşetle birlikte Cumhurbaşkanının 'mevzuata
uymayın' diyerek, açık açık hukuksuzluk çağrısı sonucunda; siyaset
kurumlarının barışçıl çözüm geliştirebileceğine dair hiçbir umudum
kalmamıştır. Her gün tek dil-tek millet söylemiyle, Kürt
halkının dilini ve kimliğini inkâr eden, Cumhuriyet tarihi boyunca
mücadele ederek yarattığı kültürel ve siyasi değerlerine her
fırsatta hakaret eden, insani anlamda hiç kimsenin kabul
edemeyeceği şekilde ölüsüne de dirisini de işkence yapan, mezarını
da evini de yakıp yıkan bir anlayışla siyasi çözüm gelişebileceğine
inanmıyorum. Bu temelde siyasetten çekildiğimi ilgili
kamuoyuna duyuruyorum. Aldığım bu karar partimle ortaklaştığım,
örgütsel bir karar değildir."