Kürt siyasetçi Alınak'tan HDP'ye çok ağır Kobani eleştirileri
Abone olErdoğan'a gönderdiği Kürtçe mektupla DTP'nin kapatılmasına neden olan Kürt siyasetçi Mahmut Alınak, Kobani olaylarından Selahattin Demirtaş'ı sorumlu tuttu.
KCK soruşturması kapsamında tutulanan
ve daha sonra serbest bırakılan Kürt siyasetçi Mahmut Alınak'tan
Kobani olaylarıyla ilgili HDP'ye ağır eleştiriler
geldi.
KCK ve HDP'nin 'Kürtlere 'sokağa çıkın' çağrısı
yapmanın ardından ortalıklardan kaybolduğunu söyleyen Alınak,
"Kanlı sokak savaşları sürerken, onlar sırça köşklerinde
şiddetin kentleri kan gölüne çevirişini seyrettiler"
dedi.
Alınak, ODA TV'de yayınlanan yazısında Kobani gösterileriyle ilgili
şunları yazdı:
KÜRT HAREKETİ YANILDI
Ne yazık ki Kürt hareketi hem
Şengal katliamında, hem de Kobani kuşatmasında bu görünür gerçeğe
gözlerini kapatarak AKP'yi bir kenara bıraktı ve tüm dikkatleri
IŞİD'in üzerinde topladı. Onbinlerce insan sınırda haftalarca
IŞİD'ı protesto etti. Ancak bu protestoların hiçbir yararı olmadı,
IŞİD ağır silahlarla adım adım ilerleyip Kobani'yi kuşatırken, YPG
komutanlarından biri kendisiyle yapılan bir röportajda,
"Sınırdaki bu gösterilerin bize hiçbir yararı yok, başka
yardımlar yapılmalı" dedi ama kimseye sesini duyuramadı.
Oysa zamanında doğru bir müdahaleyle IŞİD'i besleyen kanallardan
bazıları kurutulabilseydi IŞİD'in hızı kesilebilir, Kobani'nin
kuşatılmasının önüne geçilebilirdi. Bunca kan akmaz, bunca insan da
ölmezdi.
ÇAĞRIYI YAPANLAR ORTALIKTA YOK
Ne var ki izlenen yol ve yöntemler yanlıştı, halkın enerjisi
boşa harcandı. Bıçak kemiğe dayanınca da BDP ve KCK sözcüleri halkı
sokağa çıkmaya çağırdılar. Sokaklar alev alev yanarken, BDP genel
başkanı, "Yediden yetmişe direneceğiz" dedi.
Kime, nasıl direnilecek bilen yoktu; hedef belli değildi! Halk bu
çağrıya uyup bendini yıkmış bir sel gibi sokağa aktı, ama çağrıyı
yapan HDP genel başkanı ve partinin önde gelenlerinden kimse
ortalıkta yoktu. Hep olduğu gibi meydanı yine provokatörlere ve
isyankâr gençlere bıraktılar. Kanlı sokak savaşları sürerken, onlar
sırça köşklerinde şiddetin kentleri kan gölüne çevirişini
seyrettiler.
... Halkı sokağa döküp kuytularda kaybolmak acımasızlık ve
merhametsizliktir.
SONUÇ NE OLDU?
Peki şimdi ne oldu, halkın sokağa dökülmesiyle meram edilen
gayeye ulaşılabildi mi?
Sonuç tam bir fiyaskodur.
Protestolardan ne AKP, ne de IŞİD etkilendi. Protestocuların
sesleri IŞİD'in Kobani'ye attığı bombaların sesleri arasında yitip
gitti. Ölenler ne yazık ki babalarının kesesinden gitti. Kurşun
yiyenlerin kanları ise boşuna aktı. İşyerleri ve araçları
yakılanlara ise dizlerini dövmek kaldı. Hem dizlerini dövdüler, hem
de Kürtlere küfür ettiler. Bu da bizim kârımız oldu.
AKP'DEN YARDIM
İSTEDİLER
Başka bir gariplik de, HDP sözcülerinin Kobani için AKP'den
yardım istemeleridir. AKP'nin Kobani'de IŞİD'le savaşan YPG'ye
düşmanlık beslediğini bilmeyen yoktur. Bu, olmayacak duaya amin
demektir. AKP, YPG'dense IŞİD'i tercih edecektir. HDP halkı
yanıltmak ve olmayacak şeylerle oyalamakla ağır bir vebal
altındadır.
IŞİD'in Kobani ve Şengal saldırganlığı karşısında farklı şeyler yapılabilirdi. Etkili sivil projelerle ekonomide kriz ve devlet yönetiminde boşluk yaratılarak, IŞİD'i besleyip büyüten AKP'ye dünyanın kaç bucak olduğu gösterilebilirdi. IŞİD'e asıl o zaman darbe vurulmuş olunacaktı. Kürt muhalefeti -bilerek veya bilmeyerek- hedefe bir türlü kilitlenmiyor ya da kilitlenemiyor. Onca güç ve enerji hep yanlış mecralarda tüketiliyor.