Kürt köyleri ile ilgili en acı gerçek
Abone olMEB'in okul öncesi eğitim raporu Doğu ve Güneydoğu'da öğretmen ve çocukların en büyük yarasını gözler önüne serdi
Milli Eğitim Bakanlığı (MEB), halen 32 ilde zorunlu olan
ve 2014 yılından itibaren ülke genelinde zorunlu hale getirilmesi
planlanan 'okul öncesi eğitim' programını mercek altına aldı ve
açıklanan raporda en büyük sorun gözler önüne serildi: 'Anaokuluna
başladığında Kürtçe konuşabilen çocuklara Türkçe'yi öğretebilecek
öğretmen yok'
MEB'in, 2010 eğitim yılı uygulama verilerinden hareketle
hazırladığı iç denetim raporunda, örtülü ifadeler kullanılarak
anadili Kürtçe olan çocukların Türkçe'yi öğrenmedeki sıkıntıları
vurgulandı ve bu konuda MEB'in eksikleri sıralandı. Samimi
özeleştirilere yer verilen raporda, okul öncesi çocukların Türkçe
eğitiminde, dilin doğru ve güzel kullanılmasına yönelik yerel
ihtiyaçlarlar belirlendi. MEB'in, aralarında Van, Hakkari, Kars,
Ardahan gibi Doğu ve Güneydoğu'daki 11 ilde, 100'den fazla okul
öncesi eğitim kurumundaki araştırmasının satırbaşları şöyle:
- TÜRKÇE ÖĞRETİMİNE İHTİYAÇ DUYULAN BÖLGELER: Türk
dilinin öğretilmesine ihtiyaç duyulan bazı bölgelerde, okul öncesi
öğretmenleri bu konuda yeterli bilgi ve deneyime sahip
değildirler.
- STANDARTLAR BELİRSİZ: Okul öncesi eğitim
kurumlarıyla ilgili ayrıntılı standartlar belirlenmemiştir.
- DAR GELİRLİ AİLELER: Dağlık ve dağınık
bölgelerde taşıma sisteminin olmayışı nedeniyle dar gelirli aileler
çocuklarını okul öncesi eğitime gönderememektedir. Ulaşım önemli
bir masraf olmaktadır. Ayrıca eğitim materyallerinin aileler
üzerinde ekonomik bir yük getirmesi, yeterli bilinç düzeyine
ulaşmamış anne babaların bulunması, okullaşma hızını olumsuz
etkilemektedir.(...) Bütçenin kısıtlı oluşu sebebiyle okul öncesi
eğitim yatırımlarına yeterli kaynak ayrılamamakta. Dar gelirli
ailelere eğitim desteğinin verilememektedir.
- DENEYİM VE BİLGİ YOK: İlköğretim okulu
yöneticilerinin büyük çoğunluğu, okul öncesi eğitimin sağlıklı
işleyip işlemediğini kontrol edebilecekleri temel bilgi ve
deneyimlerden yoksun bulunmaktadır. Bunların yanında okul öncesi
eğitim sistemini denetleyebilecek nitelikte yeterli sayıda branş
müfettişi bulunmamaktadır.KÜRTÇE ÜZERİNDEN ÖĞRETİLMELİ
MEB'in raporunu değerlendiren Boğaziçi Üniversitesi Eğitim
Bilimleri Fakültesi Öğretim Üyesi Yard. Doç. Mine Göl Güven, Doğu
ve Güneydoğu'daki Türkçe dil eğitimi uygulamasının yöntem
yanlışlarıyla dolu olduğunu söyledi. 2008'den bu yana Boğaziçi
Üniversitesi Barış Eğitimi Uygulama ve Araştırma Merkezi üyesi olan
ve bölgede birçok araştırmaya imza atan Güven, Türkçe eğitimde
başarının yakalanabilmesi için Kürtçe üzerinden öğretim yönteminin
zorunlu olduğunu savundu.
HEPSİ ÇOK ÇARESİZ: Yaptığımız araştırmada bölgedeki
çocukların sosyolojik ve duygusal gelişimini de irdeledik.
Gerçekten de okul öncesi eğitimde Türkçe öğretimi çok sıkıntılı.
Öğretmenler çocuklara anlamadıkları bir dilde üst üste cümleler
söyleyerek Türkçe dilini öğretmeye çalışıyorlar. Öğrenciler de,
öğretmenler de büyük bir çaresizlik içindeler.
YENİ ANLAYIŞ ŞART: Bölgeye gittiğimizde,
öğretmenler Türkçe'yi nasıl öğreteceklerini sordular. Burada
yapılması gereken, Türkçe'yi o bölgenin anadili üzerinden öğretmek
olmalı. Bölgede çalışma yapmış bir akademisyen olarak böyle
düşünüyorum. Bunun için de, hem Türkçe hem de Kürtçe bilen
öğretmenler gerekiyor. Türkçe eğitimine, Kürtçe'nin katılması
eğitim politikasında yeni bir anlayışa yönelmek demektir. Bu da
siyasi otoritenin vermesi gereken bir karar.
32 İLDE ZORUNLU
Şu anda 32 ilde zorunlu olan ve 5-6 yaş grubundaki 750 bin çocuğun
eğitim gördüğü uygulamanın 2014'e kadar tüm Türkiye'yi kapsaması
planlanıyor. Türkiye'de halen okul öncesi eğitim çağında 2 milyon
300 bin çocuk var. Okul öncesi eğitim Amasya, Nevşehir, Çanakkale,
Bilecik, Edirne, Karabük, Ardahan, Gümüşhane, Trabzon, Yalova,
Karaman, Tunceli, Kilis, Bolu, Kırıkkale, Bayburt, Burdur,
Kırklareli, Muğla, Düzce, Bartın, Artvin, Çankırı, Kütahya, Rize,
Isparta, Kırşehir, Giresun, Uşak, Eskişehir, Sinop ve Samsun'da
zorunlu tutuluyor.