Kürt-Der Özkök'ü korkuttu
Abone olDiyarbakır'da kurulan Kürt-Der adlı derneğin amaçlarını yakın plana alan Ertuğrul Özkök endişelerini dile getirdi. Özkök'ün Kürt-Der'le ilgili saptamaları kafa karıştırdı.
Türkiye'nin bir 'dernek cenneti' görüntüsü verdiğine dikkat
çeken Ertuğrul Özkök, geçenlerde kurulan Kürt-Der'i yakın plana
aldı. Derneğin amaçlarını irdeleyen Özkök "Kürt Etniki
Eteryası mı?" başlıklı yazısında endişelerini dile
getirdi:
- GEÇEN hafta Hürriyet dahil birkaç gazetede küçük bir haber
çıktı.
Bu haberi bir kenara yazdım.
Çünkü ne anlama geldiğini henüz tam olarak kavrayabilmiş
değilim.
ÖN YORUM
Ama bu haber üzerine şimdilik ‘ham’ sayılabilecek bir düşünce
egzersizi yapmak gerekir diye düşünüyorum.
Türkiye’nin istihbarat birimlerinin de aynı egzersizi yaptığını
sanıyorum.
Haber şuydu:
Diyarbakır’da ‘Kürd-Der’ isimli bir dernek kurulmuş.
Türkiye bir dernek cenneti.
O nedenle ‘Bir dernek daha kurulmuş’ deyip geçebilirsiniz.
Ancak bana göre bu derneği sıradan olmaktan çıkaran bir özelliği
var.
Amaçları arasına şöyle bir bölüm eklenmiş:
‘Kürdistan’ın diğer parçalarındaki halkla kültürel ilişki ve eğitim
konularında projeler yapmak; o parçalardaki ulusal demokratik
hareketle dayanışma sağlamak; Güney Kürdistan’daki yükseköğrenim
kurumlarıyla gençlerimizin ilişki kurması için çalışma grupları
oluşturmak.’
Bu tarife bakınca ister istemez şunu soruyorum:
Acaba bu tarifte bir ‘Kürt megalo ideası mı yatıyor?’
Acaba bu, bir ‘Kürt Etniki Eteryası mı?’
Yani Anadolu Rumları ile Yunanistan’daki Rumları bir araya
getirmeyi amaçlayan derneğin Kürt versiyonu mu?
Yani bölgedeki çeşitli ülkelerde yaşayan Kütleri birleştirmeyi mi
amaçlıyor?
Derneğin amaçları böyle tarif edildiğine göre, bunun Irak, İran ve
Suriye’deki Kürtler arasında da bir ‘muhatabının’ bulunması
gerekiyor.
İtiraf edeyim, bu dernek benim kafamda ciddi bazı sorulara yol
açtı.
YA TÜRKLER
Kullandığı kavramlara bir bakın:
‘Kürdistan’ın diğer parçaları’, ‘o parçalardaki ulusal demokratik
hareket’, Güney Kürdistan’.
Geleceğini Türkiye Cumhuriyeti sınırları içinde gören, bölünmeyi
değil tam aksine bütünleşmeyi hedefleyen bir düşünce, bu
kavramlarla siyaset yapma ihtiyacı duyar mı?
Diyeceksiniz ki, Türkiye’de de Batı Trakya Türkleri ve Bulgaristan
Türkleri ile dayanışma dernekleri var.
VAR AMA
Var ama onlar Bulgaristan ve Yunanistan için Batı Türkiye,
Türkiye’nin diğer parçaları gibi kavramlar kullanmıyor.
Açıkça söylüyorum.
Bu dernek bende bazı kişilerin samimiyeti hakkında şüpheler
doğurdu.
O nedenle Leyla Zana’nın, Orhan Doğan’ın ve Türkiye Cumhuriyeti’nin
sınırlarını tanıdığını, federal çözümü asla istemediklerini
söyleyen öteki kişilerin bu dernek hakkında ne düşündüğünü çok
merak ediyorum.
Umarım bu ülkede bir arada yaşama konusundaki samimiyetlerini
gösterecek bir açıklamaları olur.
Ama Türkiye’de ve Kuzey Irak’ta yaşayan Kürtlerin biraz çevrelerine
bakma zamanı geldi.
Yapılan şeyleri öteki ülkelerin anlamadığını sanıyorlarsa
yanılıyorlar.
Çevredeki dört ülkenin insanlarının öfkesi giderek yükseliyor.
O nedenle böyle şüpheleri artırıcı davranışlar yerine, birlikte
yaşamayı pekiştirecek çalışmalara ağırlık vermek hem Türkler, hem
Kürtler için çok daha yararlı olacaktır.
‘Kürd-Der’ gibi dernekler, Kürt meselesini Türkiye sınırlarından
çıkarıp bölgesel hale getirebilir.
Ama unutmayalım ki, o zaman buna karşı tepkiler de ulusal
sınırlardan çıkıp bölgesel hale gelir.
Söyleyin, Irak savaşından bu kadar çekmiş olan bölgemiz böyle
ikinci bir krizden ne yarar sağlar?
Türkiye son 6-7 yıl içinde demokratik bir topluma ulaşmak için
devrim sayılabilecek adımlar attı.
Bir zamanlar ‘Kürt’ kelimesine tahammül edemeyen bir devlet, şimdi
bu kelimenin ifade ettiği hak ve özgürlükleri, kanunlarla teminat
altına alıyor.
SABOTAJ
Ama yavaş yavaş herkesi mutlu edecek bir hedefe doğru giden bu
zihniyet yenilemesini, böyle ne amaca hizmet ettiği belli
derneklerle torpillemek, sabotajdan başka hiçbir anlam
taşımıyor.
Yazı: Ertuğrul Özkök
Kaynak: www.hurriyetim.com.tr