Canım benim, nasıl da çırpınıyor.
Bir o yana bir bu yana...
Bir ileri bir geri...
"Yapmayın" diyor!
Kah kızıyor...
Kah yalvarıyor...
O çırpındıkça, engellemeye çalıştığı çakallar, istediğini
yaptı.
Taşlar havada uçuştu!
***
Nevruz ya da Newroz bayram günü değil mi?
O bayramı zehir ettiler, ediyorlar...
1992'de İzzet Kezer'in öldürüldüğü Newroz/Nevruz da da bayramımızı
zehir etmişlerdi.
Bugün de etmek istediler...
Yarın da bayramımızı kana bulamak isteyeceklerdir.
O eli öpülesi Kürt kadını da, çırpınıyor yapmayın etmeyin
diye...
Ama dinleyen yok!
Ve akşam üzeri gelen kara haber...
Bir polis şehit!
Ne olurdu o anayı dinleselerdi de, başka bir ananın yüreği
yanmasaydı.
O polis memuru Haziran'da evlenecekti. Kürt anasının
çırpınışına saygı gösterilseydi, nişanlısının yolunu gözleyen bir
başka kadının hayalleri yıkılmayacaktı belki de.
***
Ah be anam gücün kuvvetin o çakallara yetebilseydi keşke.
Ne güzeldi o görüntün.
Nasıl da çırpınıyordun, nasıl da bir o yana bir bu yana
savruluyordun elinde taşla bekleyen çakalların önünü kesmek için,
onlara yol vermemek için.
Elini öpeyim senin...
Bedenini oradan oraya savuran ayaklarını öpeyim anam...