Kürkçü'nün sözlerine tepki yağıyor
Abone olUludere olayının yıl dönümünde konuşan Ertuğrul Kürkçü, bu olayın ardından Türkler ile Kürtlerin aynı çatı altında yaşamalarının mümkün olmadığını ileri sürdü. Kürkçünün sözlerini milletvekilleri İnternethaber.com'a değerlendirdi.
NESRİN
YILMAZ/İNTERNETHABER-ANKARA- Bundan 1 yıl önce Uludere'de
34 sivil vatandaş "yanlışlıkla" bombalanarak ölmüştü. Terörist
oldukları düşünülen grupta çocuk yaşta sivil vatandaşlar vardı.
Olayın üzerinden 1 yıl geçmesine rağmen hala sorumluların ortaya
çıkarılmadığını savunan BDP milletvekilleri anma törenlerinde çok
tartışılacak sözler söyledi.
Ertuğrul Kürkçü, bu olaydan sonra Türkler ve Kürtlerin artık aynı
çatı altında yaşamasının mümkün olmadığını söyledi. Gültan Kışanak
ise, "Roboski'nin hesabı verilmediği sürece bu devlet
bizim gibi mazlum katliamlara maruz kalan yurttaşların bireylerin
devleti olmayacaktır" diyerek bir tartışma
başlattı.
Kürkçü ve Kışanak'ın sözlerini İnternethaber.com'a
değerlendiren milletvekillerinin ortak görüşü ise, bu sözlerin çok
radikal olduğu yönünde.
ROBOSKİ BDP'NİN SUÇUDUR
MHP Ankara Milletvekili Özcan Yeniçeri: Buna onlar karar
veremez
"Gültan Kışanak ve Ertuğrul Kürkçü'nün kendileri belki, Türklerle
veya Kürtlerle yaşamak istemeyebilirler. Kendileri Kürtleri temsil
etmediği için onlar hakkında söz söyleme hakkına sahip değiller. Bu
açıklamalar provakatif. Türklerle Kürtlerin bir arada yaşayıp
yaşamayacağı tarihle, coğrafyayla, inanç sistemleriyle, değer
sistemleriyle sabittir. Bunu ne Kürkçü'nün ne de Kışanak'ın şu veya
bu şekilde değiştirmesi düşünülemez.
Kendileri marjinal bir terör örgütünün marjinal unsurlarını meydana
getiriyor. Terör örgütünün de görüşlerini yansıtıyorlar. Baskıcı,
şiddete dayanan, silahla siyaseti birbirine karıştıran, demokrasi
ile dağı fena halde iç içe gören bir algıları var. Kendilerinin
yaşayıp yaşamama iradeleri vardır ama bir halk adına böyle bir
ifade kullanmaları hadlerini fena halde aşmaları anlamına
gelir.
Ayrıca bunlar, bu söylemler suçtur. Bu arkadaşların teröre
verdikleri destekle ilgili olarak ortaya koydukları tavırların
sorgulanması gerekiyor. Fezlekelerin meclise neden gelmesi
gerektiği de bu sözlerle ortaya çıkmış oluyor. Milletvekillerine
düşen görev, halkları, grupları birbirine yaklaştırmak, ortak
paydada bir araya getirmektir, uzaklaştırmak değildir. İnsanları
çatıştırmak milletvekilinin görevi değildir. Şundan kesinlikle
eminim ki, Roboski olyı denen hadise bu kafaların şu veya bu
biçimde istihbarat kaynaklarını yanıltarak meydana getirdiği bir
provakasyondur. Uludere hadisesinin içinde Gültan Kışanak ve
Ertuğrul Kürkçü'nün zihniyeti var.
Onlar Türkiye Cumhuriyeti devletini, kendi halkını bombalayan bir
devlet haline getiremek ve dünya kamuoyuna bu şekilde sunabilmek
amacıyla terör örgütüyle işbirliği yaparak istihbarat manipilasyonu
yapmasına katkı sağlamışlardır. O grubun içinde terör örgütünün
elebaşları olduğu intibasını vermişlerdir. Yavuz hırsız ev sahibini
bastırır zihniyeti içinde, ayrıştırıcı, bölücü bir yaklaşımla
hareket ediyorlar, kendilerini kınıyorum.
AKP Gaziantep Milletvekili Ali Şahin olayın bir hata
olduğunun kabul edilebileceğini, ama terörle mücadelede bu gibi
hataların olabileceğinin altını çizdi:
HÜKÜMET HATASINI KABUL ETMİŞTİR
"Uludere konusu, boyutlarını aşarak kimileri tarafından, özellikle
BDP ve muhalefet tarafından bir siyasi malzeme olarak kullanılmaya
başlandı.Bir devlet hata yapabilir, bir devlet güvenlik
hassasiyetinin yoğun olduğu, yıllardır terörle mücadelenin
yapıldığı bir bölgede ve çatışmaların son derece şiddetlendiği bir
süreçte, kendi sivil vatandaşlarını da malesef ki istemeden
vurabiliyor.
Bu sadece Türkiye'de yaşanan bir durum değil. Terörle mücadelenin
verildiği dünyanın her noktasında bu var. Pakistan'da bu sıkıntı
daha önce yaşanmıştı. Amerikan askerleri, insansız hava uçaklarıyla
2 bin Pakistanlı sivili terörist diye öldürmüştür. Zaman zaman
Amerika Pakistan ilişkileri bu yüzden geriliyor. Bu tür hatalar 30
yıldır terörle mücadele verilen ülkede ilk kez yaşanmış. Zaten
böyle bir hatanın yapılması mümkün değil, bunu kabul etmek lazım.
Devlet de bu hatayı kabul etmiş, gerekli tazminatı ödemiştir.
Tabi burada insan hayatının parayla ölçmek mümkün değil., böyle bir
düşüncemiz asla yok. Malesef bir hata sonucu bu insanlar vurulmuş
ve hayatlarını kaybetmiştir. Bu hatanın üzerine giderek, devleti ve
Türk Silahlı kuvvetlerini yıpratmaya, bunun üzerinden siyaset
yaparak hükümeti yıpratmayı çalışmayı ben en az oradaki insanları
öldürmek kadar yanlış ve hatalı buluyorum."
CHP Hatay Milletvekili Refik Eryılmaz ise sorumluların
ortaya çıkarılması konusunda kararlı olmak gerektiğini
söylüyor:
SORUMLULAR ORTAYA ÇIKMALI
"Ertuğrul Kürkçü'nün sözleri çok radikal bir söylem. Bu katliamı
gerçekleştiren siyasi sorumluların mutlaka açığa çıkarılması lazım.
Çıkarılmaz ise Kürt halkının siyasilere güvenini azaltır. Bu kadar
önemli bir olayda sorumluların tespit edilmemiş olması AKP'nin
aslında bu işten sorumlu olduğunu ortaya koyuyor.
Böylesine vahim bir olayda siyasi iktidar olayın sorumlularını
bulamıyor ve olayı kamufle etmeye çalışıyorsa bu da onun suçlu
olduğunu ortaya koyuyor. Bu olay başka bir ülkede olsa bir kere İç
işleri Bakanı istifa ederdi, hatta sorumlu makamdaki herkesin
istifa etmesi gerekirdi."
MHP Ankara Milletvekili Tuğrul Türkeş ise PKK'nın önce 30
yıldır öldürdüğü insanların hesabını vermesi gerektiğini
söylüyor:
TÜRKİYE AKIL TUTULMASI YAŞIYOR
"Türkiye 30 yılı aşkın bir süredir, terör illetinden çile çekiyor.
Bunların tümünü görmeden, ülkenin doğusu batısını farklı
gözetmeden, ülkenin her yerinde hizmet verilir diye Güneydoğuya
giden öğretmenlerin, oraya sağlık hizmeti vermeye giden hasta
bakıcıların, hemşirelerin, doktorların öldürüldüğünü
görmeyeceksiniz, ülkenin her yerinde nöbet tutan, ülkenin her
yerinde güvenliği sağlamaya çalışan kahraman güvenlik güçlerinin
öldürüldüğünü görmeyeceksin.
Tam 35 bin cana mal olmuş. Bunları görmeyip, 34 kaçakçının
öldürülmesi üzerine Türk devletiyle ahkam keseceksin. Buna sadece
Allah akıl fikir versin denir. Vurulan güvenlik güçlerini göz ardı
edeceğiz, bunları vuran terörist ve eşkıyayı affetmek için yol
deneyeceğiz. Ondan sonra da ülkenin egemenlik sınırını, hududunu
ihlal edenlerin ahkamlarını dinleyeceğiz. Bu aymazlıktır. Türkiye
tam bir akıl tutulması yaşıyor. Çok üzülüyorum. Çok talihsiz
buluyorum bu durumu."