Kürkçü'den çarpıcı Karadeniz iddiası
Abone olBDP Mersin Milletvekili Ertuğrul Kürkçü, Karadeniz gezisiyle ilgili iddialarda bulundu. Kürkçü yeniden gideceklerini söyledi.
BDP Mersin Milletvekili Ertuğrul
Kürkcü, Karadeniz'de karşı karşıya kaldıkları şeyin psikolojik
harekat stratejisinin bir parçası olduğunu iddia
etti.
Meclis'te basın toplantısı yahan Ertuğrul Kürkcü, Karadeniz
gezisini değerlendirerek, ''BDP, örgüt kurmaya çalışıyor onun
için Karadeniz'e gitmiş değiliz. Gitse ne olur? Herkes, 'BDP
Türkiye partisi olsun, her yere gitsin' diyor. Fındık meselesi,
HES'ler, doğa katliamıyla ilgilenirse, barışın tarafı olursa kötü
mü?'' diye sordu.
ÖZEL HARP STRATEJİSİ
Bölgede karşılaştıkları şeyin, halkın hoşnutsuzluğu ve direnişi olmadığını belirten Kürkcü, önceki psikolojik harekat stratejisinin parçası olarak, bölgeye yerleşen özel harp koalisyonu ile karşı karşıya kaldıklarını öne sürdü.
''PKK'yı Karadeniz'e sokmayacağız'' palavrasının etrafına insanların dizilmesi için organizasyon yapıldığını öne süren Kürkcü, ancak bu organizasyonun, yapanların elinde patladığını, halktan tasvip görmediğini söyledi.
YENİDEN GİDECEĞİZ
''Türkiye'de belli il, ilçe, bölgeler kimi insanlar ve siyasetler için kapalı alan mı? Bu şikayet edilen bölünme iddialarının çoktan gerçekleştirdiğine dair kanıt sayılabilir mi?'' diye soran Kürkcü, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Barıştan fayda görmeyeceğini görenler, özel harp, linç, ırkçı
koalisyon bize Karadeniz'e kapıları kapatacak. Bunu asla kabul
etmeyiz. Gezimize, değerlendirme için ara verdik, devam edeceğiz,
81 ilini gezeceğiz. Bu bizim hem mecburiyetimiz hem hakkımızdır.
Yapmazsak, vekalete ihanet etmiş oluruz. Halk ile aramıza şiddet
perdesi çekildi. Biz çatışmanın içinden konuşmak istemiyoruz. Polis
himayesinde, polisin çektiği perdenin ötesinden halka seslenmek
istemiyoruz, aracısız halkla buluşmak istiyoruz. Bunun için
şartları olgunlaştıracak bir siyaseti kurasıya kadar, Karadeniz'de
karşımıza çıkan özel harp koalisyonunu, özel harp perdesini
yırtıncaya kadar bu tartışmayı aramızda sürdüreceğiz.
Başbakan'a şunu soruyorum;
milletvekili olduğumuzu, beğensin beğenmesin ülkenin her yerinde
konuşma hakkına sahip olduğumuzu, CHP'ye karşı koz olarak
kullanacağı gün mü aklına geliyor? Bunun için kendisine teşekkür
etmiyorum, bu zaten benim hakkım. Hakkım olduğunu, hak olduğunu
söylemek bir şey değil, bunu güvence altına almak mesele. 9 saat
bizi Sinop'ta kuşatanlarla haşır neşir olan emniyet örgütüne hiza
vermemek onun problemi.
KARADENİZ'DE OPERASYONA MARUZ
KALDIK
Karadeniz'de karşı karşıya kaldığımız şey bir operasyondur, halk ile karşı karşıya gelmedik. Burada bir gladio, özel harp kalıntısı, Susurluk kalıntısı, Hrant Dink'in, Necdet Bulut'un katillerini örgütleyenler, bu kentleri, devrimciler, sosyalistler için yaşanmaz kılmak üzere özel harekat tertipleyenler, bu işlerin de arkasındadır. İki elimiz onların yakasındadır Hodri meydan, el mi yaman bey mi yaman görüşeceğiz. Barış, özgürlükler, demokrasi kazanacak, savaş son bulacak. Karadeniz'de karşı karşıya kaldığımız tablo, güvenlik zaafı, felaketidir. Bunun başında duran İçişleri Bakanı, İdris Naim Şahin'in mirasını devraldı, sürdürmektedir. En ufak yaprak oynamamıştır.''