İsmail Beşikçi bir bilim adamının başına gelebilecek en ağır
şeylerin hepsini yaşadı. Tabii bu durum entelektüel anlamda geri
kalmış, fikir dünyası olarak fakir ülkelerde olabilirdi. Türkiye de
buna son derece elverişli ortam bulunuyordu.
Geçmiş zaman diliyle yazınca sanki, anlatılmak istenen “geçmişte
kalmış” gibi görünebiliyor. Beşikçi geçtiğimiz yüzyılın “Türk
Galilesi” olarak kabul edilebilir.
Galile, dünyanın döndüğünü tespit ettiği için Engizisyon
Mahkemesinde yargılandı.
Beşikçi’de Türkiye’de yaşayan Kürtlere “Kürt” dediği için
mahkumiyetler aldı, hayatının uzunca bir bölümünü cezaevlerinde
geçirdi. İsmail Hoca hiç siyasetçi olmadı. Hiç kimseden oy
istemedi. İkbal mevkilerine talip olmadı. Tespitlerini,
tahlillerini bilim uğruna yaptı, yazdı, yayınladı.
Çünkü o bir bilim adamıdır.
Türkiye bütün dünya ile birlikte 21. Yüzyıla geçti. Ama değer
yargıları, kamusal ilkellik, bilime olan saygısızlık aynı yerinde
duruyor.
İsmail Beşikçi bir makalesinde Kürtlerin yaşadığı coğrafyadan
söz ederken “Kürdistan” kelimesini kullandı. Yine suçlandı,
yargılandı ve mahkum oldu.
Oysa birazcık tarih bilenlerin hemen hatırlayacağı üzere 23
Nisan 1920’de Ankara’da toplanan ilk Meclis’te Güneydoğu Anadolu
bölgesinden gelenler için şöyle deniliyordu: Kürdistan
Mebusları!
O yıllarda “Kürdistan” demek ülkeyi bölmüyordu. Tersine yabancı
devletler tarafından bölünmüş, parçalanmış bir ülkenin toparlanıp,
kurtuluş savaşı vermesine ön ayak oluyordu.
İlerde böyle şeyleri okuyanlar acı acı gülecekler…
İnanmayanlar için hemen taze bir örnek var, anlatayım…
Geçenlerde bir Kürt kökenli Türkiyeli bir işadamı Kuzey
Irak’taki Erbil, Süleymaniye kentlerine gitmiş. Öyle Kürt Sorunu
gibi dertleri de kendisine dert edinen bir yapısı yok. Bölgede
gezerken birden gözüne bir tabela ilişiyor: Kürdistan Market!
Zaten bulunduğu bölgedeki devletin adı “Federatif Kürdistan”
olarak anılıyor. Bir de bakkal irisi bir alış-veriş merkezine bu
isimin verilmesinin ne anlamı olabilir ki?
Bu düşüncelerle markete girip sahibiyle tanışıyor. Konuyla
ilgili sorular soruyor. Market sahibi gayet makul bir açıklama
yapıyor:
-Kürdistan Market ismi satışlarımızı arttırdı, insanlar daha çok
gelmeye başladı.
Konuk işadamı “sıradan” bir soruyla muhabbeti bitirecek:
-Nerelisin?
Kürdistan Market’in sahibi önce tebessüm ediyor, sonra gururla
açıklıyor:
-Kayseriliyim!
İşte bu kadar basit… Bir Kayserili ticari olması durumunda
pekala işyerinin gönderine tabelayı çakabiliyor:
-Kürdistan Market!