Kurban kanı alına sürülür mü Diyanetten açıklama
Abone olDiyanet İşleri Başkanlığı, yaklaşan kurban bayramı öncesi hurafelere karşı uyarılarda bulundu. Uyarılarda kurban kanının alına sürülmesinin doğru olmadığı ve kurban derisinin satılamayacağı vurgulandı.
Diyanet İşleri Başkanlığı'nın resmi internet sitesinde, kurbanla
ilgili bölümde, sık yöneltilen 61 soruya yanıt verildi. Diyanet
İşleri Başkanlığı'nca kurbanla ilgili açıklayıcı soru ve yanıtlar
ile fetvalar arasında arasında şu dikkat çekici konularda yer
aldı:
KURBANIN MAHİYETİ VE HÜKMÜ
Kurban; bir müslümanın bütün varlığını, gerektiğinde Allah yolunda
feda etmeye hazır olduğunun bir nişanesidir. Mezheplerin çoğuna
göre udhiyye kurbanı kesmek sünnettir. Hanefi mezhebinde ise tercih
edilen görüş, kurbanın vacip olduğudur. Kurban, -fıkhi hükmü ne
olursa olsun- müslüman toplumların belirli simgesi ve şiarı sayılan
ibadetlerden biri olarak asırlardan beri özellikle milletimizin
dini hayatında önemli bir yer tutmaktadır. Kurban, Kur'an-ı Kerim,
Sünnet ve icma ile sabit bir ibadettir. Kurbanın meşru bir ibadet
olduğuna dair Kur'an-ı Kerim'de deliller mevcuttur. Et ve kanların
Allah'a ulaşamayacağının, asıl olanın ihlas ve takva olduğunun
bizzat ayetin metninde yer alması bunu açıkça ortaya koymaktadır.
Hz. Peygamber(s.a.s.) de, kurbanı bir ibadet olarak kabul etmiş ve
bizzat kendisi de kurban kesmiştir.
KURBAN KESİMİ NE ZAMAN BAŞLAR NE ZAMAN SONA
ERER?
Diyanet İşleri Başkanlığı, kurbanlarıni, bayram namazı kılınan
yerlerde bayram namazı kılındıktan sonra; kılınmayan yerlerde ise,
sabah namazı vakti girdikten sonra başladığını hatırlatırkeş
"Hanefilere göre bayramın 3'üncü günü akşamına kadar
devam eder. Bu süre içinde gece ve gündüz kurban kesilebilir.
Ancak, kurbanların gündüz kesilmesi daha uygundur. Şafilere göre
ise 4'üncü günü gün batımına kadar kesilebilir. İster kurban
niyetiyle olsun, ister başka bir amaçla olsun hayvan kesilirken
besmele çekilmesi gerekir. Hayvanın kesimi esnasında besmele kasten
terk edilirse, o hayvanın eti Hanefilere göre yenmez. Ancak
kasıtsız ve unutularak besmele çekilmezse, bu hayvanın eti
yenilir" denildi.
KURBAN KANININ ALINA SÜRÜLMESİNİN DİNLE İLGİSİ
YOK
Diyanet İşleri, kesilen kurbanın kanının alna sürülmesinin dinle
hiçbir ilgisi bulunmadığını, güvenilir kaynakların hiçbirinde böyle
bir bilginin yer almadığını bildirirken, "Halkımız
arasında yaygın olan bu uygulamanın başka kültürlerden girdiği
anlaşılmaktadır. Dolayısıyla terk edilmesi gerekir"
açıklamasını yaptı.
"KREDİ KARTIYLA KURBANLIK ALINABİLİR"
Açıklamada, kurban kesmekle mükellef olan kişinin kurbanlık hayvanı
nakit olarak alabileceği gibi kredi kartıyla tek çekim veya vadeli
olarak da alabileceği, bedelin kredi kartıyla ödenmesinin sorun
oluşturmadığı kaydedilirken, "Ancak kredi kartı
borcunu, ödeme tarihinde ödemek ve gecikmeden kaynaklanan faizli
işleme düşmemek gerekir. Kredi kartıyla vadeli olarak kurban
alırken, vadeyi bankanın uygulaması halinde ilave bir ücret
ödenirse kesilen kurban geçerli olmakla birlikte, faizli işlem
sebebiyle ayrı bir günah söz konusu olacağı için bundan sakınmak
gerekir" uyarısı yapıldı.
"BANKA KREDİSİYLE KURBAN KESİLMEZ"
Uyarıda, kurban kesmenin akıl sağlığı yerinde, ergen, dinen zengin
sayılacak kadar mal varlığına sahip ve mukim olan bir müslümanın
yerine getireceği mali bir ibadet olduğu ifade edilirken, şu
uyarılar yapıldı:
* İster vacip isterse nafile olarak kurban kesecek kimse, kurbanını
peşin satın alabileceği gibi, borçlanarak da satın alabilir. Bu,
kurbanın sıhhatine engel teşkil etmez. Ancak faizli borç alması
durumunda faiz verme yasağını işlediği için günaha girmiş olur.
Kendi imkanlarıyla kurban kesemeyecek olanların böyle yöntemlere
başvurmaları dinen uygun değildir.
* Kurbanın derisi, bir fakire veya hayır kurumuna verilmelidir. Hz.
Peygamber(s.a.s.), veda haccında Hz. Ali'ye, kurban olarak kesilen
develerinin başında durmasını ve bunların derileri ile
sırtlarındaki çullarını sadaka olarak vermesini, kasap ücreti
olarak bunlardan bir şey vermemesini emretmiştir. Buna göre kurban
derilerinin para karşılığında satılması, kurbanın kesimi veya
bakımı için ücret olarak verilmesi caiz değildir. Derinin satılması
halinde bedelinin yoksullara verilmesi gerekir. Kurbanın derisi,
bir yoksula veya hayır kurumuna bağışlanabileceği gibi, evde
namazlık, kalbur ve benzeri ev eşyası yapılarak kullanılmasında da
bir sakınca yoktur.
* Esas olarak kurban namazı diye bir namaz yoktur. Bu namazın dini
bir gereklilik olduğu inancı veya kanaati yanlıştır. Ancak, kişi
nafile namaz kılınması mekruh olmayan bir vakitte, sebepli veya
sebepsiz dilediği kadar nafile namaz kılabilir. Kurban kesen kişi
de böyle bir ibadeti yapma imkanına kavuştuğu için Allah'ın verdiği
nimete şükür olarak iki rekat nafile namaz kılabilir.
ORUÇLU GİBİ DURMALARI UYGUN DEĞİLDİR
* Hz. Peygamberin(s.a.s.) Zilhicce'nin ilk dokuz gününü oruçla
geçirdiği rivayet edildiği ,kurban bayramından önceki dokuz günün
oruçlu geçirilmesi müstehaptır. Kurban bayramında da oruç tutulmaz.
Ancak, imsaktan itibaren bir şey yemeyip o günün ilk yemeğini
kurban etinden yemek müstehaptır. Fakat bu, kendi evinde kurban
kesebilen insanlar içindir. Zamanımızda çiftliklerde kurban
kestiren bazı müslümanlara, akşama kadar sıra ancak gelmekte, hatta
ertesi güne kalmaktadır. Bu durumda söz konusu insanların aç kalıp
oruçlu imiş gibi durmaları uygun değildir.
* Kişiler bir araya gelerek Hz. Peygamber adına kurban kesemez.
Dinimizde böyle bir uygulama yoktur. Bunun, yapılması gereken bir
ibadet gibi görülmesi caiz değildir. Çünkü Allah ve Resülü'nden
nakledilmeyen bir uygulamayı ibadet gibi telakki etmek ve ona
dinilik vasfı vermek bid'attir. Her bid'at de Hz.
Peygamberin(s.a.s.) nitelemesiyle dalalettir. Dolayısıyla bu hadis,
eğer vasiyeti yoksa ölü adına kurban kesileceğine delalet
etmez.
VEKALETEN KURBAN KESMEK
* Kişi, kurbanını bizzat kesebileceği gibi vekalet yoluyla
başkasına da kestirebilir. Zira kurban, hac ve zekat gibi mal ile
yapılan bir ibadettir; mal ile yapılan ibadetlerde ise vekalet
Vekalet, sözlü veya yazılı olarak ya da telefon, internet, faks ve
benzeri iletişim araçları vasıtasıyla verilebilir. Vekil tayin
edilen kişi veya kurum aldığı vekaleti gereği gibi yerine
getirmelidir. Kurbanda önemli olan, kişinin niyetinin Allah için
olması ve vekaleten kendisi adına kurbanın kesilmesidir.
Dolayısıyla kurbanın yurt içinde başka bir ilde ya da yurt dışında
kesilmesinde sakınca bulunmamaktadır. Kurban fiyatlarının kesilen
ülkeye göre az veya çok olması bu durumu değiştirmez. Ancak
,yaşadığı yerde muhtaç ve fakirler varsa kişinin, kurbanını orada
kesip dağıtması daha uygun olur. Çünkü kişinin yaşadığı yerdeki
fakirlerin ve komşuların onun üzerinde hakları vardır.
KURBAN EDİLECEK HAYVANA ACI ÇEKTİRİLMEMELİ
* Kurban keserken,usulüne göre bir kesim yapmış olmak için hayvanın
yemek ve nefes borularıyla, iki atardamarından en az birinin
kesilmesi gerekir. Bu şekilde yapılan bir kesim sırasında, hayvanın
omuriliğinin kesilmesi mekruhtur. Bu konuda etlik kesim ile ,
kurbanlık kesim arasında bir fark yoktur. Hayvanın canı çıkmadan
başının gövdesinden ayrılmamasına özen gösterilmelidir. Kurban
edilecek hayvana acı çektirilmemeli ve eziyet edilmemelidir. Bu
nedenle hayvanlar ehil kişiler tarafından kesilmeli ve boğazlama
işlemi süratli bir şekilde yerine getirilmelidir. Çevre temizliği
için gerekli tedbirler alınmalıdır. Hayvanların bir diğerinin
kesimini görecek şekilde yan yana bulundurulmamalarına azami özen
gösterilmelidir.
BAYILTILARAK KESİLMESİ CAİZDİR
* Dinimiz, tüm canlılara iyi davranılmasını emretmiştir. Nitekim
Hz. Peygamber(s.a.s.), kesim esnasında hayvana eziyet edilmemesini
emretmiştir. Kurbanın bilinen klasik yöntemle kesilmesi asıldır.
Bununla beraber kurbana fazla eziyet vermemek (ölüm acısını
azaltmak) maksadıyla, kesim esnasında hayvanın elektrik şoku,
narkoz veya benzeri bir yöntemle bayıltılarak kesilmesi caizdir.
Ancak, hayvanın bayıltıldıktan sonra ölmeden boğazından kesilmesi
gerekir. Hayvan henüz kesilmeden, şok etkisiyle ölürse, kurban
olmayacağı gibi, eti de yenmez.
HZ. PEYGAMBER KURBANI ÜÇE TAKSİM EDERDİ
* Hz. Peygamber(s.a.s.), kurban etinin üçe taksim edilip, bir
bölümünün kurban kesemeyen yoksullara dağıtılmasını, bir bölümünün
akraba, tanıdık ve komşularla paylaşılmasını, bir kısmının da evde
yenmesini tavsiye etmiştir Kurban etinin tamamı evde bırakılabilir.
Ancak, durumu iyi olan müslümanların, toplumda muhtaçların arttığı
bir dönemde kurban etlerinin çoğunu hatta tamamını dağıtmaları daha
uygun olur. Şafii mezhebine göre ise, kurban etinden az da olsa
fakirlere verilmesi gerekir.