Kurban eti nasıl tüketilmeli? Prof. Dr. Nevin Şanlıer'den sağlıklı beslenme önerileri
Abone olAnkara Medipol Üniversitesi Rektör Yardımcı Sağlık Bilimleri Fakültesi Dekanı Beslenme ve Diyetetik Bölümü Başkanı Prof. Dr. Nevin Şanlıer, "Doymuş yağlar ve kolesterol sebebiyle aşırı et ve sakatat tüketiminden kaçınmak gerekir” dedi.
Prof. Dr. Şanlıer, yapılan araştırmalara göre kırmızı et
tüketiminin Avrupa ülkelerinde kişi başına yıllık ortalama 60-100
kilogram iken, Türkiye'de ise kişi başına yıllık ortalama sığır eti
ve dana eti tüketiminin 11,07 kilogram, kanatlı hayvan eti
tüketiminin 21,89 kilogram ve koyun eti tüketiminin 4,15 kilogram
olarak belirlendiğine dikkat çekti.
Sağlıklı beslenmenin bir parçası olan et tüketiminin Kurban Bayramı ile arttığına dikkat çeken Prof. Dr. Şanlıer, “Etin bileşiminde protein, yağ, mineraller ve vitaminler bulunmaktadır. İyi kalite ve yüksek oranda protein içerdiği için, etler en önemli protein kaynaklarımızdan biridir. Protein ve yağın etteki oranı etin yağlı veya yağsız oluşuna göre değişir. Yağlı etlerin doymuş yağ asitleri ve kolesterol içeriği daha yüksektir. Etler başta B12 vitamini, demir ve çinko olmak üzere mineraller açısından zengindir. Özellikle ette bulunan demirin vücutta kullanılabilirliği yüksek olduğundan demir eksikliği anemisi tedavisinde önemli bir yeri bulunmaktadır. Etler C ve E vitaminleri ile kalsiyum bakımından zayıftır, bu nedenle C ve E vitamininden zengin meyve ve sebzelerle birlikte tüketilmelidir” ifadesini kullandı.
Kurban alımından etlerin saklanmasına kadar pek çok önemli
noktaya dikkati çeken Prof. Dr. Şanlıer, “Etlerin kesiminden
pişirilmesine kadar her aşamada sağlığı tehdit edici risklere karşı
çeşitli önlemler alınmalıdır” diyerek et tüketiminin her aşaması
hakkında şu önerileri sundu:
“Kurbanlığı satın almadan önce veteriner kontrolünden geçtiğine
emin olun. Kurban Bayramı'nda kesilen hayvanların kesimden önce ve
sonraki muayenelerinin veteriner hekimler tarafından yapılması
sağlanmalıdır. Veterinerler kurbanlık hayvanları sağlık ve besi
derecesi bakımından muayene etmektedir. Besin güvenliğinin
sağlanması açısından veteriner kontrolünden geçmiş hayvanların
etleri tercih edilmelidir. Zira veteriner kontrolü olmayan ve uygun
koşullarda kesilmeyen kurbanlık hayvanlardan insanlara tenya,
salmonella, tüberküloz, şarbon gibi hastalıkların bulaşma riski
yüksektir.
Kesim alanlarının ve aletlerinin hijyeni önemlidir. Kesim
yapılacak alanların hijyenik ve yeterli havalandırma koşullarına
sahip olması gerekir. Sağlık ve hijyen kurallarına uyulmaması,
çalışanların eğitimsizliği gibi sebeplerden dolayı kurbanlık
hayvanlardan elde edilen etler ve diğer yenilen kısımlar insan
sağlığı için tehlikeli olabilmektedir."
Kurban Bayramı'nda hayvan kaynaklı hastalıkların yayılma riskinin
çok fazla olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Nevin Şanlıer, “Kesim ve
parçalama işlemlerinde kullanılan alet ve malzemeler paslanmaz
çelikten olmalı ve sık sık dezenfekte edilmelidir. Her aşamada
temiz ve içilebilir nitelikte su kullanılmalı, çiğ ve pişmiş
besinler ayrı yerlerde ve ayrı araç-gereçler ile hazırlanmalı, bu
besinler birbirinden uzak tutulmalı, çiğ etlere temasın ardından
eller uygun şekilde yıkanmalıdır” diyerek temizliğin önemini bir
kez daha hatırlattı.
"Kesilen eti dinlendirmeden tüketmeyin. Yeni kesilen et ‘ölüm
katılığı” nedeniyle pişirmede ve sindirimde güçlüğe yol açar" diye
devam eden Şanlıer, "Kesildikten sonra önce güneş görmeyen serin
bir ortamda 3-4 saatlik bir sürede etlerin bekletilmesi en az
sertlikle ve ölüm katılığının kısalması ile sonuçlanmaktadır. Daha
sonra yüksek kaliteli et elde etmek ve etin ölüm sonrasındaki
olgunlaşması için 4oC civarında belirli bir süre gereklidir.
Olgunlaşma süresi için 24 saat yeterlidir. Bu sürede hem yumuşaklık
hem de lezzet geliştirilmektedir. Bu yüzden etin pişirilmeden önce
en az 12-24 saat dinlendirilmesinde yarar vardır. Taze et, daha
sert olması nedeniyle hazımsızlık, şişkinlik, kabızlık veya ishal
gibi sindirim sorunlarına neden olabilmektedir. Bu rahatsızlıklar,
uyku problemlerine de yol açabileceği için taze etten
vazgeçemeyenlerin, eti iyi pişirerek ve mümkünse az miktarda
tüketmesi gerekmektedir" dedi.
"Et kendi yağında pişmeli"
Kurban Bayramı yaz aylarına denk geldiği için bireylerin, eti
pişirme yöntemi olarak mangalı da tercih edilebildiğini vurgulayan
Prof. Dr. Nevin Şanlıer, şöyle konuştu:
"Eti mangalda pişirirken dikkat edilmesi gereken noktalar vardır.
Et ızgarada, mangalda pişirilirken et ile ateş arasında en az en az
15-20 cm uzaklık olacak şekilde pişirilmelidir. Et ve ızgara
arasındaki mesafenin yakınlığı ve harlı alev, ateşin etin iç
kısmına ulaşmasını önleyerek dışının yanmasına neden olur. Etler
hızlı pişirildiğinde etin dış yüzeyi sertleşeceğinden, iç tarafı
pişmeyebilir. Kanser yapıcı maddelerin oluşumunu azaltmak için
etler çok yüksek sıcaklıkta, uzun sürede pişirilmemelidir. Aksi
takdirde protein ve B grubu vitaminlerin kaybına ve kanserojenik
bileşiklerin oluşmasına neden olur. Et kavurma şeklinde
tüketilecekse mümkünse en az yağlı kısımları tercih edilmeli,
tereyağı, kuyruk ve iç yağı kalp-damar sağlığını tehdit ettiği için
et yemeklerinin pişirilmesinde bu yağlar eklenmemeli, et kendi
yağında kısık ateşte, uzun sürede pişirilmelidir."
"Aşırı et tüketiminden kaçının" diyen Prof. Dr. Şanlıer, "Kurban
Bayramı’nda gereğinden fazla miktarda et tüketimi birçok
rahatsızlıklara neden olabileceği gibi var olan rahatsızlıkların da
ilerlemesine yol açabilir. Et, hayvansal kaynaklı bir besin
olduğundan içeriğinde doymuş yağları bulundurur. Ayrıca kolesterol
içeriği nedeniyle de tüketim miktarına dikkat edilmesi gerekir"
ifadesini kullandı.
“Doymuş yağlar ve kolesterol sebebiyle aşırı et ve
sakatat tüketiminden kaçınmak gerekir.”
Prof. Dr. Şanlıer şöyle devam etti:
“Doymuş yağlar ve kolesterol sebebiyle aşırı et ve sakatat
tüketiminden kaçınmak gerekir. Sakatat ve yağlı etlerin
tüketiminden uzak durun. Kurban Bayramı’nda kolesterolden zengin
karaciğer, beyin, böbrek, kelle, paça, dil, yürek, işkembe, dalak
gibi sakatat ve kavurma gibi etlerin tüketimleri
sınırlandırılmalıdır. Yağlı etlerin doymuş yağ ve kolesterol
içeriği daha yüksek olduğu için kalp-damar hastalığı, mide
rahatsızlıkları, diyabet ve yüksek tansiyonu olan kişiler, bayramda
yağsız veya az yağlı etleri tercih etmeli, eti kısıtlı miktarlarda
tüketmeli ve aşırıya kaçmamalıdır. Kırmızı etlerin görünür yağları,
yemek hazırlama aşamasında ve tabakta mümkün olabildiğince
uzaklaştırılmalıdır.
Tuz tüketimine dikkat edin. Günde 5-6 gram civarında tuz alınmalıdır. Bu nedenle etlere pişirme sırasında tuz eklenmemelidir. Zira etin yapısında bulunan tat veren öğeler ete lezzetini vermektedir. Fazladan tuz eklemeye gerek yoktur.
Soda yerine bol su için. Pişirme yöntemi olarak kavurma ve kızartma gibi sindirimi zor ve mide asiditesini artıracak yöntemler tercih edilmemelidir. Hazmı kolaylaştırmak amacıyla, soda yerine bol su tüketimi tercih edilmelidir. Vücudumuzdan günde yaklaşık 2 bin 500 mililitre su atılmakta ve aynı miktar su çeşitli yollarla vücuda geri alınmaktadır. Su gereksiniminin karşılanması için günde en az 8-10 bardak su içilmelidir, bayram yaz aylarına denk geldiği için 12 su bardağına kadar çıkılması daha iyi olur.
Tatlı tercihlerinize dikkat edin. Bayramda özellikle şeker
hastaları, kolesterol ve tansiyon problemi olanların çikolata ve
şeker tüketimlerine dikkat etmesi gerekir. Şerbetli hamur tatlıları
yerine taze meyve, meyveli ve sütlü tatlılar tercih edilebilir.
Besin çeşitliliğini sağlayın. Kurban Bayramı’nda genellikle kurban
kesme telaşı nedeniyle ihmal edilmekle birlikte, güne hafif bir
kahvaltı ile başlanmalıdır. Bayramda etle birlikte sebze yemekleri,
tam tahıllar, salata, meyve, yoğurt, tuzsuz veya çok az tuzlu
ayran, cacık ile servis edilerek besin çeşitliliği sağlanmalıdır.
Ette bulunan demirin vücutta kullanımının ve emiliminin
arttırılması için C vitamini yönünden zengin besinleri et ile
birlikte tüketmekte yarar vardır. Örneğin, uygun pişirme
teknikleriyle pişirilen eti mevsim salata veya meyve, az miktarda
tam tahıllarla ya da tam tahıllı ekmek ile birlikte tüketmekte
fayda vardır."
“Etteki demirden faydalanabilmek için taze sebze ve meyvelerle
birlikte tüketmeye özen gösterin" uyarısını yapan Prof. Dr. Şanlıer
şunlara dikkat çekti:
"Kesilen etler hemen tüketilmeyecekse depolanmasına dikkat edin.
Hazırlanan etler buzdolabında 2-3 gün, buzlukta eksi 2 derecede
birkaç hafta, eksi 18 derecede derin dondurucuda ise daha uzun
süreyle saklanabilir. Etler derin dondurucuya konulmadan önce tek
kullanımlık miktarlara, parçalara ayrılmalı ve derin dondurucuda
muhafaza edilmelidir. Kıyma halindeki etler derin dondurucuda en
fazla 3-4 ay, parça halindeki etler eksi 18 derecede 12 aya kadar
saklanabilir. Etteki yağ miktarı arttıkça depo ömrü olumsuz yönde
etkilenmektedir.
Dondurulmuş etin çözdürme işlemine dikkat edin. Çözdürme işlemi
besinlerde patojenik mikroorganizma üremesi ve toksin oluşumu riski
en az düzeyde olacak şekilde yapılmalıdır. Çözdürme sırasında
mikrobiyolojik, kimyasal ve fiziksel bulaşmaları önleyici tedbirler
alınmalı, donmuş besinler oda sıcaklığında, tezgâhın üzerinde
çözdürülmemeli, özellikle çiğ etler buzdolabında 4 derecede
çözdürülmelidir. Çözündürme, acil durumlarda soğuk su içinde ve
besine uygun poşet içerisinde su ile temas etmeyecek şekilde
olmalı, çözündürme suyu 30 dakikada bir değiştirilerek çözdürme
işlemi gerçekleştirilmelidir. Bu işlem sırasında suyun sıcaklığının
10 dereceden yüksek olmamasına dikkat edilmelidir. Çözdürülmüş etin
tamamı veya bir kısmı tekrar dondurulmamalıdır.
Bayram süresince fiziksel aktivite yapmayı ihmal etmeyin. Bağırsak
hareketlerini düzenlemek, kan şekeri, kolesterol ve trigliserit
düzeylerinin normal seviyelerinin korunması için günde 40-50 dakika
tempolu yürüyüş yapılmasında fayda vardır."
Prof. Dr. Nevin Şanlıer, sağlık ve hijyen uyarıları dikkate
alındığı sürece Kurban Bayramının sağlıklı beslenme açısından güzel
bir fırsat olduğunu sözlerine ekledi.