Kurayla çekip aylarca tecavüz ediyorladı!
Abone olIŞİD'in Şengal işgalinde esir aldığı Ezidi kadınları yaşadıkları vahşeti "Irak'taki Ezidi ve Hristiyanlara Uygulanan Etnik Soykırım" panelinde anlattılar.
Irak'ta terör örgütü IŞİD tarafından kaçırılan ve daha
sonra kendi çabalarıyla kurtulmayı başaran Ezidi kızlar, rehin
kaldıkları dönemde başlarından geçenleri anlattı. Ezidi kızların
anlattıkları karşısında dinleyiciler gözyaşlarına hakim
olamadı.
Irak Kürt Bölgesel Yönetimi'nin (IKBY) Erbil kentindeki Saad
Abdullah Konferans Salonu'nda "Irak'taki Ezidi ve Hristiyanlara
Uygulanan Etnik Soykırım" paneli düzenlendi. Panele çeşitli din ve
mezheplerden çok sayıda yetkili ve vatandaş katıldı.
Panele, terör örgütü IŞİD'in, aylar önce Şengal'den kaçırdığı ve
daha sonra kaçmayı başaran Ezidi kızların, anlattıkları damga
vurdu. Güvenlik gerekçesiyle gerçek isimleri açıklanmayan ve
fotoğraf ve görüntülerinin çekilmemesi için oluşturulan bir perde
arkasında konuşan kızlar, anlattıklarıyla katılımcıları
gözyaşlarına boğdu.
Sincar'ın Tel Azer köyünden kaçarken Mezra bölgesinde ailesiyle
birlikte IŞİD esir düştüğünü söyleyen gerçek ismi yerine "Vaha" kod
ismiyle konuşan 17 yaşındaki kız, 5 otomobille gelen militanların,
kendisini dakikalarca dövdüğünü ifade etti. Vaha, IŞİD
militanlarının genç, yaşlı demeden işkence ettiğini belirtti.
"Erkekleri gözümün önünde öldürdüler"
IŞİD militanlarının daha sonra kendilerini erkek, genç kız ve
kadın-çocuk olmak üzere üç bölüme ayırdığını belirten Vaha,
"Gözlerimizin önünde 17 erkeği Mazra bölgesinde vahşice öldürdüler.
Vurulan insanlar, yakınlarının gözlerinin içine bakarak canlarını
teslim etti" dedi.
Öldürülenlerin arasında babası, kardeşi ve amcasının da bulunduğunu
dile getiren Vaha, şöyle konuştu:
"Esir aldıkları 23 kadını önce araçlarla Musul'un Baac ilçesine
götürdüler. Baac'da diğer bölgelerden getirdikleri kadınlarla
beraber yaklaşık 200 kişi olduk. Bizi buradan da kamyonlara
bindirip Musul'a götürdüler. Civar köy ve ilçelerden topladıkları
kadınlarla beraber 500 kişi olduk. Bizi Musul'da Galaxy Düğün
Salonuna götürdüler. Salonda yemeksiz 10 gün geçirdik. İnsanlara
çok kötü davranıyorlardı. Kadınlara saldırıyorlardı. Çok korkmuştuk
ne yapacağımı bilemediğimiz bir ortamdaydık."
Daha sonra kendilerini gruplara ayırarak evlerde tuttuklarını dile
getiren Vaha, yanlarına gelen kişilerin beğendikleri kızları satın
alarak götürdüğünü ifade etti.
"Her gün döverek tecavüz ettiler"
Kendisiyle beraber 20 kişiyi Ebu Leyd adında birine sattıklarını
vurgulayan Vaha, götürüldükleri evde yapılan kura sonucu IŞİD
militanlarına dağıtıldıklarını kaydetti.
Kura sonucu her militanın bir kadını alarak götürdüğünü aktaran
Vaha, "Bana sahip olmak isteyen bir kişiye önce karşı koymaya
çalıştım. Arkadaşlarımın yanından ayrılmak istemedim. Ama beni
döverek götürdü. Her gün döverek tecavüz ettiler" diyerek
gözyaşlarına boğuldu.
Terör örgütü IŞİD'in kadınları mal gibi alıp sattıklarını
birbirlerine ikram ettiklerini savunan Vaha şunları kaydetti:
"Beş yaşındaki bir kızı da 50 yaşındaki bir adamın götürdüğünü
kendi gözlerimle gördüm. O küçücük kızı götürdüler ona ne yaptılar
hiçbirimiz bilmiyoruz. Verilen yemeklerin içine bir şeyler
karıştırdıkları için uyukluyorduk sürekli. Onlar da bize
istediklerini rahatlıkla yapabiliyorlardı. Çok sıkıntılı günler
geçirdik. Bir gün Musul'a yakın bölgeler uçaklar tarafından
bombalanıyordu. O sırada kapımızdaki nöbetçi yerinden ayrıldı. Biz
de gece saat 11.00'de bulunduğumuz yerden kaçmayı başardık. Giden
bizden gitti. Hala da kabuslar görüyorum her gün. Sanki birileri
beni kaçıracakmış gibi hissediyorum. Irak ve Kürdistan hükümetleri
bir an önce esir olan insanları kurtarmalı."
"Hamile kadınlara ilaç vererek düşük yapmalarına sebep
oldular"
Bir diğer Ezidi kızı olan 21 yaşındaki Hezal Mırzo ise esir
düştükleri sırada militanların, birçok Ezidi erkeği kurşuna dizerek
öldürdüğüne tanık olduğunu kaydetti.
Mırzo, "Üç aylık esaret hayatım boyunca sürekli tecavüze uğradım.
Hamile kadınlara ilaç vererek düşük yapmalarına sebep oldular.
Suçsuz günahsız insanlar zulmettiler. Acı çekmemiz onların hoşuna
gidiyordu" ifadelerini kullandı.
Bir süre Musul'da kaldıktan sonra Telafer'deki bir okula
götürüldüklerini anlatan Mırzo, şöyle devam etti:
"Gittiğimiz farklı yerlerde farklı adamlar zorla bizimle birlikte
oluyordu. Çok direndiğimizde yemeklerimize ilaç karıştırıyorlardı.
Yaptıkları zulmü her gün sıkılmadan tekrarlıyorlardı. Halbuki bugün
zulmettikleri insanlar tarih boyunca kimseye karışmadan yaşamış
insanlardır. Hayatımın en zor ve kirli günlerini geçirdim orada.
Birleşmiş Milletler, Irak ile Kürdistan hükümetlerinden ricamız
esir insanlarımızı, kadınlarımızı kurtarmalarıdır. Biz burada
hayatımıza devam ederken, IŞİD başka yerde birilerine zulmetmeyi
sürdürüyor. Şerefimiz, dinimiz ve namusumuzu kirlettiler."
"Ezidilere uygulanan soykırımı herkes
tanımalı"
IKBY Şehit ve Enfal Bakanı Mahmut Salih ise Musul ve çevresini
işgal eden IŞİD'in azınlıklara verdiği zararın araştırılması için
bir komisyon kurduklarını söyledi.
Ezidilere yapılanların dünya çapında soykırım olarak tanınması için
çalıştıklarını dile getiren Salih, şunları aktardı:
"Aylar öncesinde Şengal'in, işgal edilmesiyle yerlerinden olan
insanların dağa sığınması. Ardından günlerce süren yolcukta
kaybedilen insanları düşündüğümüzde. Ezidilere bir soykırım
yapıldı. Bu soykırımı herkes tanımalı. Bugün yapılan bu konferans
sayesinde herkesin bu kızların anlattıklarını duymasını istiyoruz.
Irak ve Uluslararası Ceza Mahkemesinin yapılanları soykırım olarak
tanımlarını istiyoruz. Bu kapsamda Avrupa ülkelerini ziyaret ederek
elimizdeki belgeleri onlara sunduk. Çeşitli makamlarla 20'ye yakın
toplantı gerçekleştirdik. Ama önce Irak mahkemelerini soykırım
kararını vermesi gerekiyor."
Ezidi kızlar ve katılımcıların konuşmalarından sonra verilen arada,
farklı etnik ve mezheplere ait kıyafetlerle sahneye çıkan kişiler,
yetkili makamlara ulaştırılmak üzere ellerinde taşıdıkları yazılı
mesajları zarflara koyarak bir karton kutunun içerisine bıraktı.
Toplanan zarflar daha sonra Irak ve IKBY yetkililerine teslim
edildi.
İki gün sürecek panel, kapsamında çeşitli uzmanlar tarafından
oturumlar yapılacak. panelde alınan kararlar ve varılan sonuç, bir
rapor halinde ulusal ve uluslararası yetkililerle paylaşılacak.