Kumarhaneci Halil Falyalı cinayetinde şok ayrıntı! Gözcü tuvalete gidince suikast gecikmiş!
Abone olKKTC'de şoförü ile öldürülen kumarhane, otel ve sanal bahis işletmecisi Halil Falyalı suikastiyle ilgili ifadeler ortaya çıktı. Mustafa Söylemez'in suikastta gözcülük yapan Musa Çiçek'e geçtiğimiz Eylül ayında 'Hazır ol bir mevzu var. Bir iki güne seni Kıbrıs'a götüreceğim' dediği ortaya çıktı. Falyalı'nın kullandığı güzergahı gözetleyen Musa Çiçek'in tuvalete gittiği için suikastın ertelenmek zorunda kaldığı da belirlendi!
Kıbrıs'ta şoförü Murat Demirtaş ile birlikte suikasta uğrayan
Halil Falyalı cinayetinin adım adım nasıl planlandığı ortaya
çıktı. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından İstanbul'da
gözaltına alınan aralarında Mustafa Söylemez, Cengiz Şener,
Abdurrahim Çelik, Ender Yıldız ve Mehmet Faysal Söylemez
tutuklanırken 3 şüpheli adli kontrolle serbest kaldı. Soruşturma
sonucunda elde edilen bilgilere göre; Halil Falyalı suikastı ilk
olarak Eylül ayında gerçekleştirilecekti.
Mustafa Söylemez suikast örgütünün
yöneticisi
Aylar öncesinden planlanan suikasta katılan şüphelilerin her biri
bu eylemin gerçekleşmesi için farklı rol ve görevler üstlendi.
Suikast çok sayıda şüpheli tarafından belli bir plan ve hiyerarşi
içerisinde gerçekleştirildi. Bu noktada Mustafa Söylemez'in
suç işlemek amacıyla kurulan bu örgütün kurucusu ve yöneticisi
olduğu değerlendirmesi yapıldı.
Suikasti iki tetikçi gerçekleştirdi
Suikastı gerçekleştiren iki tetikçi Ömer Tunç ve Mustafa
Söylemez olurken, Musa Çiçek ise Falyalı'nın aracını
gözleyen ve pusu kurulan bölgeye geldiğini söyleyen isimdi. Bir
diğer şüpheli Veysel Sare'nin ise, Söylemez ve Tunç'u olay yerine
götüren şoför olduğu öğrenildi.
Suikast Eylül ayında gerçekleştirilecekti
Gözcülük yapan Musa Çiçek ifadesinde suikast planının ilk
olarak Eylül ayında gerçekleştirileceğine ilişkin bir bilgi
paylaştı. Çiçek: "Mustafa Söylemez'le 1996 yılında Ümraniye
cezaevinde tanıştım. Eylül 2021'de işlettiğim kafeye gelip, 'Hazır
ol bir mevzu var. Bir iki güne seni Kıbrıs'a götüreceğim'
dedi. Konudan bahsetmedi. Mustafa'nın talimatı ile iki gün sonra
otobüsle Alanya'ya gittim. Mustafa Söylemez'in de aracı ile
Alanya'ya gittim. Otobüsten iner inmez limanda buluştuk."
25 gün Kıbrıs'ta bir evde kaldık
Söylemez'le birlikte yaklaşık 10 metre uzunluğunda iki Türk'ün
kullandığı beyaz bir yata bindik. Yola çıktık. Saat 5-6
civarı KKTC'ye geldik. Tekneden kıyıda suya atladık. Sonra
markete girip yakalandığımız eve geldik. 25 gün bu evde
kaldık."
'Falyalı kendini tutuklatmış şerefsiz'
"Mustafa Söylemez beni hiç dışarı çıkarmadı. Sadece kendisi
çıktı. Çöpü bile o atıyordu. Kıbrıs'a neden geldiğimizi
söylemedi. Söylemez, evin yakınlarında sinyal vermesin diye telefon
kullanmadı. Daha sonra 'Geri dönüyoruz, ekip dağıldı, ekti beni
şerefsizler' dedi. İstanbul'a geri döndüğümüzde, Falyalı için,
'Kendini tutuklatmış ş...' dedi."
Daha sonra Veysel Sare ile Alanya'ya gittik. Tekne
ile Kıbrıs'a geçtik. Mustafa Söylemez, Kıbrıs'a uçakla
geldi. Ömer Tunç hatları ayarladı. Ömer, beni beyaz bir araca
bindirdi. Araç yolu görecek şekilde park halindeydi. Bana, 'Burada
bekle araba geçince beni ara' dedi. Mustafa Söylemez ve Ömer Tunç
yanımdan ayrıldı. Araç geçince Ömer'i arayarak, Falyalı için,
'Geldi geldi' dedim. Sonra eve gittim. "
'Seni Kıbrıs'a göndermek istiyorum'
Söylemez ve Tunç'u olay yerine götüren şoför Veysel Sare ise
verdiği ifadede, Cengiz Şener'in Erol Evcil'in yakın koruması
olduğunu ve kendisine, 'Seni Kıbrıs'a göndermek istiyorum.
Erol Abin için gider misin?' dediğini aktardı. Sare ifadesine şöyle
devam etti: " Musa Çiçek isimli bir kişiyle İstanbul'da
Cengiz abinin vasıtasıyla buluştum. Arabayla Alanya'ya gelerek
burada bir otelde Kıbrıs'a kaçak tekneyle gelebilmek için denizin
düzelmesini bekledik."
Söylemez Kardeşler ifadelerinde ne dedi?
Büyük kardeş Mehmet Faysal Söylemez, Sulh Ceza Hakimliğindeki
sorgusunda, "Olayla benim uzaktan yakından bir ilgim yoktur.
Herhangi bir örgüt kurmuş da değilim. Bu olayda kardeşimin adı
geçmiştir. Polis memurları beni ifadeye çağırdılar. Üzerime düşen
vazifeyi yaptım. 10 güne yakındır gözaltındayım. Ben örgüt kurarak
ne yapmışım? Bir menfaat mi elde etmişim? Evimde herhangi bir suç
unsuru mu bulunmuş? Kardeşimden dolayı tutuklanacaksam söyleyecek
bir şeyim yoktur. Adı geçen şahısların hiçbirini tanımıyorum. Atılı
suçlamaları kabul etmiyorum. Kaçma şüphem yoktur. Suçsuzum, serbest
bırakılmamı, aksi halde adli kontrol tedbirleri ile serbest
bırakılmayı talep ediyorum" dedi.
"İfade verecek kadar kendimi iyi hissetmiyorum"
Son kurşunu sıktığı iddia edilen Mustafa Söylemez ise hakimlik
sorgusunda, "Emniyette ve Savcılıkta susma hakkımı kullandım. 12
gündür gözaltındayım" dedi. Mustafa Söylemez, "İfade verecek kadar
kendimi iyi hissetmiyorum. Daha sonra detaylı bir şekilde ifademi
vereceğim" dedi.
Mustafa Söylemez'in kod adı 'Dayı'
"Yaklaşık bir ay Alanya'da kaldık. Deniz daha sonra düzeldi.
Tekneyle Kıbrıs'a geldik. Alsancak'ta bir eve gittik. Evde
kimse yoktu. Musa'yla bir restorana gittik. Eve tekrar gittiğimizde
Musa'nın 'Dayı' diye hitap ettiği adamla karşılaştık. Bu adam 50-55
yaşlarında İstanbul Türkçesi ile konuşan biriydi. Bu adamın daha
sonra Mustafa Söylemez olduğunu öğrendim."
Suikast bir gün rötar
yapmış
"Söylemez'le Kıbrıs'ta takım elbise almaya
ve araba kiralamaya gittim. Falyalı'nın vurulmasından bir gün önce
bu iş yapılacaktı ama Musa tuvaletini yapmaya gittiği için
Falyalı'nın çıkışını bize bildiremedi bu yüzden o gün olmadı. Ömer
Tunç'la buluştuk. Ben, 'Dayı' yani Mustafa Söylemez ve
Ömer Tunç beyaz bir arabaya bindik. Ömer'in tarif etmesiyle
işadamının geçeceği yola gittim. Dayı arkaya oturdu. Ömer
yanımdaydı. Arabanın bagajında da silahlar vardı. Musa'dan haber
gelirse o silahlar bagajdan çıkacaktı. Biz oradan beklerken
işadamının arabası geçti. Ömer, Musa Çiçek ile konuştu
haber vermediği için kızdı."
Aracı ağaçların içine park etti
"Ertesi gün öğleden sonra 4-5 gibi yine anlaştığımız üzere Musa
evden çıktı. Ben dolmuşla Girne'deki Lemar Markete gittim. Sonradan
Dayı ile Ömer'de kiralık arabalarla geldi. Beyaz renkli aracın
anahtarı bendeydi. Silahlar yine bagajda bez çanta içerisindeydi.
Dayıyı arabaya aldım. Yanıma oturdu. Bana sür dedi. Bir marketin
önünde durduk o bölgedeki. Ömer de başka bir beyaz arabayla
yanımıza geldi. Ömer kullandığı aracı ağaçların içerisine park
etti."
Olayın olduğu yere gittik, bagajdaki
keleşlerle...
"Benim sürdüğüm arabaya gelip bindi. Olayın olduğu yere gittik. O
Sırada Musa'dan Ömer'e haber geldi. Ömer, bagajdan uzanıp iki tane
keleş tipi silah aldı. Birini dayıya uzattı biri de kendi
elindeydi. Bana öncesinde ileriden bir yerden arabayı
döndürdüler."
Dayı ve Ömer arabadan indi!.. İki kadika sonra büyük jip
geldi
"Bana yol içerisinde park et, dur, dörtlüleri yak
bekle, araba gelirse çekme dediler. Dar bir yoldu. Yolun bir
yanında ağaçlar bir yanında taş bahçe duvarı vardı.
Ömer'le, Mustafa Söylemez silahlarla arabadan indiler.
İkisi de koyu renk kıyafetler ve eldiven giyiyordu. Yüzlerinde
eczane maskesi vardı."
Olayın nasıl olduğunu görmedim
"Ben orada durduktan hemen iki dakika sonra durduktan iki dakika
sonra siyah büyük jip geldi. Yaklaşık elli metre geride durdu.
Dikiz aynasından kel bir adamın bana doğru yürüdüğünü gördüm.
Uzaklaştım. Bir iki el havaya ateş açtığını gördüm. Bu sırada seri
bir şekilde makineli tüfek sesleri duydum. Olayın nasıl olduğunu
göremedim."
Keleşler ellerinde yanıma geldiler
"Sonra
Ömer ile Mustafa Söylemez koşarak yanıma arabaya
geldiler. Keleşler ellerindeydi. Arabaya bindiler. Bana acele sür
dediler. Hemen gaza bastım. Biraz ileride Ömer'in arabanın orada
durmamı istediler. Ben durdum. Onlar silahlarla birlikte Ömer'in
arabasına koştular. Ben bekledim. Arka sokağa anahtarları içinde
bıraktım ve minibüsle eve gittim."