31 Mart yerel seçim sonuçları, siyaset-toplum ilişkisini yeniden
düşünmemiz gerektiğine işaret etmiştir. Sonuçlar, her şeyden önce,
seçmenlerin pozisyonlarını siyaset kurumuna göre belirledikleri bir
dönemin son bulmakta olduğuna dair önemli ipuçları vermiştir.
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemine geçişten buyana kişilerin,
grupların ve nihayetinde kitlelerin toplumsal konumlanmalarında
siyaset kurumu neredeyse tek yönlü bir etkiye sahipti.
Son yerel seçimlerde konumlanma seçmenin oy verme davranışını
önemli ölçüde şekillendirdi. Bu nedenle; Parti aidiyeti, İdeolojik
bağlılık, Kültürel kodlar, Oy verme davranışının arkasında yatan
belirleyici etkenler olarak benimsendi. 31 Mart yerel seçim
sonuçları, öncelikle, bu yapılanmanın kırılmakta olduğunu
göstermesi bakımından önem taşımaktadır.
Kültürel kutuplaşmaya karşı toplumsal gerçeklik öne
çıktı 31 Mart yerel seçimlerinde.
Hatta;
Kültürel ve ideolojik aidiyet,
Kimlik siyasetinin oy verme davranışı,
Toplumsal sorunlar,
Siyasi kutuplaşma gibi faktörlerin görmezden gelinmesine
yol açtı.
Partiye ve lidere bağlılığın, üyesi olunan kültürel ve ideolojik
siyasi uyumun büyük ölçüde yönlendirdiği seçmenler, içinde
yaşadıkları toplumsal gerçekliğe kayıtsız kalamadılar.
Gündelik yaşamın merkezinde yer alması beklenen ekonomi, sağlık,
hukuk, eğitim gibi kurumsal yapılar siyasal ve ideolojik
kamplaşmanın gölgesinde kalmış olmasına rağmen seçmenin oy verme
davranışında bu defa etki etmiştir.
Dolayısıyla 31 Mart yerel seçimlerinin sonuçlarına da.
Seçmenler, siyaset kurumu tarafından sağlamlaştırılan kültürel
ve ideolojik kampların kazanması uğruna yoksulluğu, liyakatsizliği,
işsizliği, siyasal gücü ve bu gücün verdiği kibri ancak bir noktaya
kadar görmezden gelebileceklerini bu seçimde gösterdi.
Uzun zamandır ilk defa ekonomik sorunlar oy verme davranışının
seçimin temel belirleyici faktörü olduğunu açıkça ortaya koydu.
Çalışanların yaşam standardında epey bir zamandır yaşanan
gerileme enflasyonist süreçte katlanılmaz bir hal aldı. Bu
gerileme, seçmenin siyasal düşüncesi uğruna görmezden gelemeyeceği
bir boyuta ulaştığından, oy verme davranışının yönlendirici
dinamiğini oluşturdu.
Çalışanların yaşam standardındaki gerilemeye emeklilerin
yoksullukla cebelleşmesi eşlik edince; sözünü ettiğimiz ekonomik oy
verme davranışı seçim sonuçlarının belirlenmesindeki tek dinamik
oldu.
Yaşam standardının düşmesi, yoksulluğun artması belirleyici
faktördür. Ancak seçmenin siyaset kurumuna göre pozisyon alma
davranışını da göz ardı etmemek gerekir.
İmamoğlu Faktörü
Seçim sonuçlarını etkileyen diğer önemli faktör CHP’de Ekrem
İmamoğlu’nun öncülüğünde gerçekleşen değişimdir.
İmamoğlu’nun CHP’yi nihayet “iktidar olmak isteyen
partiye” dönüştürmesi ve genel seçimleri kazanabilecek
lider olarak seçmenin ilgisini çekmesi, seçmenin İmamoğlu’na
yönelmesi görülebilir.
Sadece İstanbul seçimlerinin sonuçlarında değil Türkiye
genelindeki seçimlerin sonuçlarında İmamoğlu’nun çok önemli bir
rolünün ve etkisinin olduğu açıkça görülüyor.
Elbette partinin genel başkanının kurultayda değiştirilmesi,
Özgür Özel’in yeni genel başkan olarak seçilmesi ve belediye başkan
adaylarının gençleştirilmesi gibi gelişmeler seçmen ilgisinin
CHP’ye yönelmesinde etkili oldu.
Ancak, bu değişimlerin hepsinin İmamoğlu öncülüğünde
gerçekleştiği de bilinmektedir. CHP’nin yıllar sonra bir seçimde
birinci parti olmasının arkasındaki ana bir nedenin Ekrem İmamoğlu
faktörü olduğunu söylememek haksızlık olur.
Seçim sonuçları dikkate alındığında her ne kadar en başarılı
belediye başkanının Mansur Yavaş olduğu söyleniyor olsa da
önümüzdeki dönemde CHP’nin siyasetini belirlemede ve partinin
cumhurbaşkanı adaylığında Ekrem İmamoğlu’nun rakipsiz olacağını
öngörmek zor değil.
Dolayısıyla, 31 Mart seçimlerinin getirdiği en önemli
sonuçlardan birisi Ekrem İmamoğlu’nun Türk siyasetine bir dönem yön
verecek temel aktör olmasını sağlamış olmasıdır.
AK Parti 31 Mart yerel seçim sonuçlarından sonra il, ilçe ve tüm
teşkilatlarda değişime gidileceğini, yorulanların bayrağı yere
düşürmeden yanındaki ya da arkasındakine vermesi gerektiği
konusunda telkinlerde bulunulmuştu. Fakat o günden güne 8 ay geçti
eski tas eski hamam devam ediyor sistem.
Oysaki son seçimde seçmen tercihleri tüm siyasi dengeyi alabora
etmişti, seçmenin dikkate alınması için, seçmen tercihlerinin doğru
okunması için başka nasıl bir tepki bekliyor AK Parti
teşkilatları.