Kulak yıkatmak çok riskli
Abone olKulak yıkatmak ölümcül sonuçlara varan sorunlar çıkartabliyor.
Bayındır Hastanesi Kulak-Burun-Boğaz (KBB) Bölüm Başkanı Prof.
Dr. Nuri Özgirgin, ''Kemoterapi gören kanser hastaları, AIDS ve
şeker hastaları, dış kulak yoluna mikrop girmesine karşı çok
duyarlıdır. Yıkama suyu ile buraya girecek antibiyotik tedavisine
direnç gösteren bakteriler, hastalık oluşturup yayıldığı takdirde
ölümle sonuçlanabilen sorunlar yaratabilir'' dedi.
Dış kulak yolunun kendine özgü (serümen sekresyon adı verilen) ve
sarı-kahve renkli koyu kıvamlı bir salgısı olduğunu anlatan
Özgirgin, bunun doğal ve fizyolojik bir durum olduğunu ifade etti.
Özgirgin, bu salgının, kulaktaki minik titrek tüyler sayesinde
dışarıya doğru yavaş yavaş dış kulak yolundan kulak kepçesine
itildiğini bildirdi.
Özgirgin, biriken kirlerin yanlış yapılan temizleme nedeniyle
kulağı tıkayabildiğini belirterek, ''Kir, kulak pamuklarıyla
temizlenmeye çalışılırsa kulak yolundaki kir biraz içeriye doğru
itilmiş olur ve kulak salgısını dışarı atan tüylerin hareketi
bozulur. Bu arada, salgı salgılanmaya devam eder ancak tüyler
çalışmadığı için dışarı atılamaz ve salgı birikmesine yol açar.
Dışarı atılamadığı için de birikerek kulak kanalını tamamen kapatır
ve problem başlar. Kulak kanalını tamamen doldurana kadar şikayet
yapmaz'' diye konuştu.
Kulak temizliğinde kulak çöpü yerine nemli bir pamukla, görünen
yerdeki kirin alınmasının yeterli olduğunu dile getiren Özgirgin,
çöplerin kulağın girişine fazla sokulmaması gerektiğini
kaydetti.
''İŞİTME KAYBI OLABİLİR''
Özgirgin, bazı kişilerde bu salgının, dış kulak yolundaki anatomik
düzensizlikler ve dış kulak yolunu örten cildin yapısı nedeniyle
dışarıya doğru yönlendirilemediğinden dış kulak yolunda birikim
yaparak kulak yolunu tıkayabildiğini kaydetti.
Dış kulak yolunun tam tıkanması ile yaklaşık yüzde 30 oranında
işitme kaybı olabileceğine dikkati çeken Özgirgin, ''Bu süreç çok
yavaş gelişirse hasta tarafından hissedilmeyebilir. Ancak, denize
girdikten veya banyo yaptıktan sonra, dış kulak yoluna suyun teması
ile bu kir (buşon) şişer ve şişmesi ile birlikte kişi, ani bir
tıkanıklık hisseder. Bu şikayet, genellikle doktora başvuru
nedenidir. Bu durumda nadiren ağrı görülür ancak bazen hassas
kişilerde hafif acıma ya da baskı hissedilebilir'' diye
konuştu.
''BAĞIŞIKLIK SİSTEMİ BASKILANANLAR İÇİN RİSKLİ''
Bağışıklık sistemi baskılanmış kişilerin, enfeksiyona karşı duyarlı
olduğuna dikkati çeken Özgirgin, şunları kaydetti:
''Kulak yıkama suyunda var olabilecek antibiyotik tedavisine direnç
gösteren bazı bakteriler, kulağın yıkanması sırasında dış kulak
yolu cildine girerlerse ve burada çoğalıp çevre dokulara yayılırsa
ciddi bir durum ortaya çıkar.
Dış kulak yolunun hemen altındaki bölge ve kafa kaidesi gözenekli
bir dokuya sahiptir. Enfeksiyon, hayati öneme sahip olan bu bölgede
kolay ilerler. İşte kulak yıkama suyu ile buraya girecek
antibiyotik tedavisine direnç gösteren bakteriler, hastalık
oluşturup yayıldığı takdirde ölümle sonuçlanabilen sorunlar
oluşturabilir. Bu nedenle kulağı yıkanacak hastaların durumlarının
önceden bilinmesinde yarar vardır. Bunu da ancak doktor
sorgulayabilir.''
''KULAK ZARI DELİNEBİLİR''
Özgirgin, buşon temizliğinin KBB hekimleri tarafından yapılması
gerektiğini belirterek, ''Buşon temizliği sırasında en sık görülen
komplikasyon, kulak zarının delinmesidir. Eğer üzerine enfeksiyon
eklenmez ise genelde bu tip kulak zarı delikleri kendiliğinden
kapanır'' dedi.
Daha önceden kulak zarı delik hastalarda, yıkama suyunun orta
kulağa kaçarak iltihaplanmaya neden olabileceğini ifade eden
Özgirgin, buşon temizliğinin yıkama, küretle veya forsepsle tutma
ya da vakumlu sistemlerle (aspiratör) çekme şeklinde yapıldığını
söyledi.
Özgirgin, en sık kullanılan kulak yıkama yönteminde, suyun temiz ve
vücut ısısında olmasına özen gösterilmesi gerektiğini belirterek,
''Aksi takdirde baş dönmesine neden olabilir. Ayrıca kullanılacak
şırınga da temiz olmalıdır'' diye konuştu.