Kulak çınlamasındaki büyük tehlike
Abone olKulak çınlaması deyip geçmeyin... Toplmunu yaklaşık yüzde 30'unda görülen çınlama aslında kötü hastalıkların habercisi olabilir...
Atatürk Üniversitesi (A.Ü) Kulak Burun Boğaz (KBB)
Hastalıkları Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Enver Altaş, kulak
çınlamasının tümör ve damar hastalıklarının habercisi olabileceğini
söyledi.
Altaş, toplumun yaklaşık yüzde 30'unda kulak çınlaması görüldüğünü,
özellikle 40 yaş üzerindekilerde bu duruma daha sık rastlandığını
söyledi.
Kulak çınlamasının hastalık olmadığını belirten Altaş,
"Kulak çınlaması bir hastalık değildir, çeşitli
hastalıkların belirtisidir. Birçok hastalık kulak çınlaması
şeklinde kendini gösterir. Kulak çınlaması, tümör ve damar
hastalıklarının habercisi olabilir" dedi.
KAÇ ÇEŞİT ÇINLAMA VAR EN TEHLİKELİSİ
HANGİSİ
Kulak çınlamasının uğultu, gürültü, ince bir ses, rüzgar
sesi ya da nabız vuruşu şeklinde kendisini gösterdiğini
kaydeden Altaş, "hayatı tehdit eden çınlamalar, genelde
nabız vuruşu şeklindedir" diye konuştu.
Kulak çınlamasının, objektif kulak çınlaması ve subjektif kulak
çınlaması olarak iki gruba ayrıldığını aktaran Altaş, objektif
çınlamada, hastayı muayene eden doktorun çınlama sesini duyduğunu
belirterek, "objektif kulak çınlamaları, atar damar ve toplar damar
arasındaki kısa bağlantılardaki hastalıkların, damar tümörlerinin
belirtisi olabilir" dedi.
Subjektif kulak çınlamalarında ise, çınlama sesini sadece hastanın
kendisinin duyduğunu vurgulayan Altaş, "Kulak
çınlamalarının yüzde 90'ı subjektif çınlamadır. Subjektif kulak
çınlamasında, kulakla ilgili çınlamaların yanında, kulak dışı
sebepler de mevcuttur. Kulak dışı hastalıklar, yaşa bağlı olarak
ortaya çıkar" şeklinde konuştu.
Prof. Dr. Altaş, subjektif kulak çınlamaları olan hastaların
kulaklarında kireçlenme, iç kulak tümörleri, kandaki yağ miktarında
artış, guatr hastalıkları, diyabet, kansızlık, depresyon,
psikolojik problemler, yüksek tansiyon gibi rahatsızlıkların
olabileceğini anlattı.
ÇINLAMALARI CİDDİYE ALIN
Kulak çınlamalarının birçok hastalığın belirtisi olduğu için
ciddiye alınması gerektiğinin altını çizen Altaş, "tümör ve damar
hastalıklarının sebep olduğu kulak çınlamaları, hayatı tehdit edici
olabilir. Bunun için kulak çınlamaları mutlaka ciddiye alınmalı.
Kulak çınlaması olan hastalar, mutlaka muayene olmalı" dedi.
İlaçların yüksek dozda kullanılmasının işitme kaybına neden
olabileceğini belirten Prof. Dr. Altaş, kulak çınlaması görülen
hastaların baş, boyun, kulak ve burun muayenesi olması gerektiğini
söyledi.
Hastanın teşhisi konduktan sonra kulakta kireçlenme, iç kulak tümör
hastalıkları gibi durumlarda cerrahi uygulamanın mümkün olduğunu
ifade eden Altaş, şöyle devam etti:
"Kulak çınlaması görülen hastaya öncelikle psikolojik destek
verilmelidir. Tümör ve damar problemlerinin dışında hayati bir
tehlikesinin bulunmadığı hastaya anlatılmalıdır. İşitme sinirlerini
kuvvetlendiren iç kulağın beslenmesini arttıran çeşitli ilaçlar
kullanılmalıdır. Çınlama görülen hastalara aşırı yorgunluk, stres,
uykusuzluk gibi vücudu genel anlamda etkileyen nedenlerden uzak
durmaları önerilir."
Altaş, işitme kaybına neden olan kulak çınlamaları için maskeleme
yönteminin kullanıldığını belirterek, "İşitme kaybına neden
olan kulak çınlamalarında, çınlamayı maskeleyen cihazlar, işitme
cihazına eklenir ve hastaların bu çınlamayı duyması engellenir.
Hastaların önemli bir kısmı bu yöntemden fayda
görmektedir" diye konuştu.
KBB Hastalıkları Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Altaş, kulak
çınlamasından şikayetçi hastaların koyu kahve, alkol ve sigaradan
uzak durmalarını önerdi.