Küçük Oteller Kitabı
Abone olSeyahat tutkunlarının başucu kitabı olan "Küçük Oteller Kitabı 2008" çıktı.
11 yıldır turizm ile gezi alanında saygın ve eşsiz bir rehber olan Küçük Oteller Kitabı, şimdi geniş içeriği ve yepyeni formatıyla okuyucuya ulaşıyor. Seyahat tutkunlarının başucu kitabı, satış rekorları kıran “”, güncellenmiş yeni baskısıyla alanındaki en önemli başvuru kaynağı olmaya devam ediyor.
Sevan Nişanyan ve Müjde Nişanyan’ın Türkiye’nin dört bir yanındaki sıra dışı, özgün ve birbirinden güzel küçük otellerini tanıttığı kitabın 11. baskısında, okuyucuyu 130’dan fazla yeni otel bekliyor. Tüm otel bilgilerinin güncellendiği ve eklemelerin yapıldığı yeni baskısıyla “” Türk turizminde trendlerin öncülüğünü yapıyor.
İlk baskısı 1998 yılında okuyucuyla buluşan kitap, geçtiğimiz yıl da en çok okunan kitaplar listesinin üst sıralarında yer almıştı. 300’ün üzerinde küçük, sıcak ve sevimli otelle ilgili tüm bilgileri bu kitapta bulabilirsiniz.
Sevan Nişanyan / Müjde Nişanyan
Beş yıldızlı otellerden hoşlanmıyoruz!
Her ikimiz de rehber olarak Anadolu'yu yıllarca dolaştık. Türkiye'deki çok yıldızlı otellerin birçoğunu yakından tanıma fırsatını bulduk. Yöneticileriyle arkadaş olduk, çabalarına tanık olduk, işletme sorunlarını öğrendik. Birçoğunun profesyonelliğini, iyi niyetini takdir ettik.
Ama otelleri sevemedik. Tek tip ruhsuz odalardan, bin kişinin aynı anda yemek yediği restoranlardan, birbirinin eşi açık büfelerden, sanayi tipi kahvaltılardan, klor kokulu havuzlardan, bir örnek kesilmiş çimlerden, profesyonel animatörlerden, üniforma giydirilmiş garsonlardan... nefret ettik.
Kendi tatillerimizde daima standart dışı güzellikleri aradık. Kendimizi olağan dışı bir evsahibinin özel misafiri gibi hissettiğimiz yerlerde daha mutlu olduk. Odamızdaki şahane dolabı nereden bulduğunu veya kime yaptırdığını ona sorabilmek istedik. Kahvaltıda ev yapımı bergamot reçelini, bahçede yıllar boyu harcanmış bir sevgi ve emeğin izlerini aradık.
Sevdiğimiz bir pansiyonun arazisinde bir sabah gün doğarken geyiklerin gezdiğini gördük. Bir başkasının şömineli oturma odasında Asteriks'in komple takımını bulduk. Bir üçüncüsünde, fırtınalı bir şubat gecesi, evsahibi ve kasabanın belediye reisiyle geç saatlere dek iskambil oynadık.
Belki artık eskisi kadar genç olmadığımızdan, kaldığımız yerlerde belli bir konforu hep aradık. Ama konforu amaç haline getirmedik. Yatağı temiz, banyosu sıcak, viskisi buzlu olduğu sürece, yüz yıllık bir köy evinde geçirdiğimiz tatili, klimalı ve room service'li "tatil köylerine" daima tercih ettik.
Bu rehber, bizimle aynı duyguları paylaşan insanlar için hazırlandı.
Turizmin gittikçe kitleselleştiği şu günlerde, bireysel hizmeti ve sıradışı güzellikleri ön plana çıkaran kuruluşları tanıtmak istedik. Türkiye'de bu nitelikte yerlerin sayısının hızla artmakta olduğunu - hatta orta boy bir rehberi dolduracak düzeye eriştiğini - sevinerek tesbit ettik.
Nasıl seçtik?
Seçimlerimizde sübjektif etkenler mutlaka rol oynadı. Bazen güzel bir anı, bazen ev sahibiyle yaptığımız söyleşi, bir oteli kitaba alıp almama kararımıza yön verdi. Yine de, belirli objektif ölçülerden çok sapmamaya çalıştık.
Ana düşüncemiz, çağdaş bir çift veya genç ailenin keyifli bir tatil geçirebileceği yerleri seçmek oldu. Daha çok gelip geçici konaklamaya uygun olan yerleri bu nedenle liste dışı bıraktık. Deniz, güzel bir bahçe - en azından sevimli bir avlu - keyifli ortak mekanlar, doğada yürüyüş ve spor imkanı gibi unsurları hesaba kattık.
Seçtiğimiz otellerin büyüklüğüne (daha doğrusu küçüklüğüne) özellikle dikkat ettik. Aradığımız bireysel ilgi ve özeni belirli bir boyutun üzerindeki kuruluşlarda bulamayacağımıza kanaat getirdik. Bundan ötürü, 25 odayı aşan otelleri - çok özel birkaç örnek dışında -
bu kılavuza dahil etmedik.
Mimaride ve dekorasyonda özgün, kişilikli bir çizgiyi yansıtan yapılara sıcak baktık. Restore edilmiş eski yapılarda, eskinin ruhuna ve yapı tekniklerine sadakate önem verdik. Sıradan bir betonarme yapıya uyduruk bir cumba eklemekle "S" klasmanı kazanan otellerin birçoğunu bu nedenle elemek zorunluğunu duyduk.
Seçimlerimizde belirli bir konfor ve kalite düzeyini gözettik. Ancak özel birkaç örnekte, daha mütevazı, fakat konum veya yapı veya kişilik itibariyle olağanüstü bulduğumuz işletmelere de yer verdik. Ufak tefek maceraları göze alan okurlarımızın bu tesisleri de tanımaktan mutluluk duyacağına güveniyoruz.
Resmi sınıflandırmaları hiç gözönüne almadık. Bakanlık belgeli otellerin yanında, belediye ruhsatlı - hatta ruhsatsız - işletmelerin bazen aynı ölçüde şık, uygar ve konforlu olabileceğini öğrendik. Otel-motel-pansiyon şeklindeki tanımların da, uygulamada kişi ve zihniyet unsurunun yanında anlamsız kaldığını gördük. Bundan ötürü resmi adı ister otel, ister pansiyon veya tatil köyü olsun, bu kitaba aldığımız tüm kuruluşları "otel" olarak adlandırdık.
Tek bir konuda hiç taviz vermedik: temizlik. Tuvaletleri, mutfağı, odaları ve çevresi temizlik açısından dört dörtlük olmayan hiçbir işletmeye bu rehberde yer vermedik. Aynı nedenle, rehberde yer alan hiçbir oteli "temizliğinden" ötürü ayrıca övmeye gerek duymadık.