Internet Haber Mobil Uygulama
Internet Haber mobil uygulamasını denediniz mi?
Internet Haber mobil uygulamasını denediniz mi?
Yazıyı okumadan önce şu fotoğrafa iyice bakın...
4 yaşındaki bir yavrumuz...
Adı; Eyşan...
Bu saatlerde siz değerli okurlarımla bu köşede hiç yazı paylaştığım yoktur. Çünkü İnternethaber'in güçlü kurumsal kimliği önemlidir..
O nedenle sevgili abim İnternethaber yönetim kurulu başkanı üstadımız Hadi Özışık'ın da anlayışına sığınarak bu yazıyı sizlerle paylaşmak istiyorum..
Çünkü işin içine vicdan ve sorumluluk girince böyle bir çağrının ne saati olur ne günü olur sevgili dostlar..
*
Kays bin Asım’ derki;
“Muhtaçlara yardım etmek;hem kişiye şeref kazandırır, hem de onu kötü insanların dilinden korur.”
Allah hiç kimseyi sahipsiz bırakmasın…
Öyle dramlar var ki, sesini duyurabilme şansına sahip olduklarımızı
sizlerle paylaşmayı insanı sorumluluğumuz adına kendimize görev
sayıyoruz…
Çünkü görevimiz…
Kuşkusuz Devlet babaya sesini çıkarabilene, el uzatılıyor…
Ondan eminim…
Ya sesini çıkaramayanlar ne yapacak?
Onların sesi, kulağı dili kim olacak?
Bizler…
Mahşerde hesap vermek zordur dostlar…
Bu dünya kimseye baki değil ki!,,
Hiç kuşkusuz hepimizde, başkalarının dertlerine katlanacak güç
vardır.
Hz. Mevlana der ki;
"Bir mum diğer mumu tutuşturmakla ışığından bir şey
kaybetmez…"
Bunları neden yazıyorum…
Okuyacaksınız…
İçimi acıtan dramı yazmadan önce devlet büyüklerine
seslenmek istiyorum..
Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanımız Sayın Zehra Zümrüt
Selçuk’un annelik şefkatine, duygusuna inanıyorum..
Sağlık Bakanımız Sayın Fahrettin Koca’nın her zaman olduğu gibi bu
olayda da kayıtsız kalmayacağını düşündüğüm koca yüreğine
güveniyorum…
İki bakanımızın yanında çok yakından tanıdığım her zaman
kimsesizlerin kimseyi olmayı kendine şiar edinerek gönül adamı
olan Sağlık Bilimleri Üniversitesi Rektörü Sayın Prof.
Dr. Cevdet Erdöl’e sesleniyorum.
Her birinin vicdanlı birer devlet büyüğü olduğundan hiç şüphe
etmeyen bir yazar olarak bir annenin çaresizliğine el
uzatacaklarını düşünüyorum…
*
Bir anne…
Selcan Yener…
İstanbul’da yaşıyor..
2,5 yıl önce eşi tarafından çocuklarıyla birlikte
sokağa atılmış...
Kücük bir kızı var...
Adı; Eyşan
Şu an 4 yaşında fakat 8 aylık bebek gibi.
Çünkü iki günlük bebekken 2 kere üst üste şeker komasına girmiş…
Şu an 2 gözü birden görmüyor.
Aynı zamanda epilepsi hastası.
Çapa’da 1 ay önce ataklarını düzene sokabilmek için ameliyat olmuş, vücuduna pil takılmış. Pilin seviyesi belirli periyotlarla arttırılıyor.
2,5 seviyesine gelindiğinde ataklar düzene girmiş mi bakılacak, eğer ameliyat başarılı olmadıysa tekrar bu sefer de beyninden ameliyat olması gerekiyor.
Oldukça fazla masrafları oluyor. Çevresinin yardımları ile şu an
geçinebiliyorlar.
Devletten de engelli maaşı almak için başvurdu ama nafaka aldığı
gözüktüğü için bugüne kadar alamamış.
Aslında boşandığından bu yana hiç nafaka almamış ki
inanmayanlar olabilir banka hesapları ile bunu
kanıtlanacak mümkün?
Yalnız kızı nedeniyle sürekli hastanede olduğu için bugüne kadar bu
konuyla hiç ilgilenememiş…
Bu tedavi sürecinde para su gibi akıyor maalesef.
Geçen gün ilacı bitmiş, reçetesi nedeniyle 10 gün sonra
devlet karşılayacaktı ama o an almasaydı çocuğu krize girecekti.
Sağolsunlar çevresinin yardımı ile ithal ilacı 350 TL'ye
almış..
Eczaneden ilaçları veresiye alıyorlarmış.1300 TL borçları birikince yine yardımsever dostları ödemiş...
Yani tablo çok üzücü...
Bu arada annesi ile yaşayan Selcan annesin babası
vefat etmiş.
Kader ağlarını örmüş bir kere. Bu kez de annesi
bağırsak kanseri teşhisi ile ameliyat olmuş...
*
Annenin bir arkadaşı ile dertleştiği yazısı elime geçti…
Ne desem ne yazsam bilemedim…
Bazen biz gazeteciler dahi çaresiz kalabilir…
Ama en azından elimizde kalemin gücü ile çaresiz kalan insanlara
çare olma şansına sahip oluruz..
O annenin paylaşımını izni ile yayınlıyorum..
Diyor ki;
"Sinem kardeşim senin fikrine ihtiyacım var…
Bugün bizim semtte elektrik yaklaşık 12 saat boyunca yoktu..
Eğer Eyşan bu sırada oksijen ihtiyacı duysaydı ne yapardım
bilmiyorum, elektrikle çalışan oksijen makinesinin dışında
evde oksijen tüpüm de var ama en büyük boy da olsa 15 dakikadan
sonra bitiyor…
Bu yüzden bize ufak bir jeneratör lazım. Elektrikle çalışan
mama makinesi pil boş uyarısı vermeye başladı ve hala elektrik
gelmedi, ne yapacağım bilmiyorum.
Ona mutlaka engelli çocukların kemerlenip güvenle oturtulduğu
banyo sandalyesi lazım. Eyşan büyüdü sabunlu suda kucağımdan kayıp
düşecek diye aklım çıkıyor…
Öte yandan hastalığı dolayısıyla vücudunu dik tutamadığından
arabasındayken yani bir yere yolculuk yaparken bir tarafa doğru
yığılıyor..
Çünkü aldığımız arabanın kafa + omurga destekleri yok ve
kızımda bu yüzden de skolyoz başlamış yani omurgası
eğiliyor.
Yani bizim kafa ve vücut desteği olan bir araba almamız veya bu
destekleri tek tek alıp kaynakçı gibi bir yerde bu arabaya o
destekleri monte ettirmemiz lazım..
Evimizin halini ise hiç sorma.”
*
Evet annenin duyguları böyle…
Allah hiçbir anneyi evlatları ile sahipsiz ve çaresiz bırakmasın…
Hele,hele o evlatlar hasta ve yardıma muhtaç ise...
Allah devletimizin şefkatli ellerine zeval vermesin…
O nedenle çaresiz kalan Selcan annenin evladını hayata tutundurma mücadelesine omuz vermek hepimizin ama hepimizin görevi değil mi?
Neden bir modern engelli sandalyesi. almayalım...
Neden sağlık hizmetlerini karşılayamayım...
İnsanlık öldü mü?
Asla..
Hele hele söz konusu Türk milleti ise işte Elazığ depreminde gördük ki bu millet kimseyi açıkta bırakmaz...
Selcan annenin hasta kızına bakabilmek için derdine derman olmak
isteyecek iletişime geçecek olanlara telefon numarasını vermek
istiyorum.
Selcan Yener ; 90 546 734 64 58
Haydi sahipsiz bırakmayalım...
Küçük Eyşan bizimde evladımız değil mi?
Ateş düştüğü yerimi yaksın yoksa!..