Küçük Bedrettin küllerinden doğdu
Abone olAdı Bedrettin. Beş yaşında dilenmesi için sokağa bırakıldı. Bir gün fena dövüldü, yol kenarına atıldı. Ölmek üzereyken bulundu.
BEDRETTİN, sokakta şiddete maruz kalan yüzlerce çocuktan
birisiydi. Henüz beş yaşındayken Adana'dan ailesi tarafından
İstanbul'a dilendirilmesi için getirildi.
10 Ocak 2010'da mendil satan çocuklar tarafından şiddete uğradıktan
sonra Haliç Köprüsü yakınındaki bir yere baygın halde atıldı.
Bedrettin ile birlikte diğer dört kardeşi hakkında koruma kararı
alındı.
SEVGİYLE BÜYÜYOR
Akşam'dan Bülent Şanlıakın'ın özel haberine göre tedavisinden sonra
yerleştirildiği Bahçelievler'deki Şeyh Zait Çocuk Yuvası'nda
Bedrettin, uzmanlar ve psikologlar eşliğinde hayata tutunmayı
başardı. Dehşetin üzerinden bir yıl geçti. AKŞAM ilk kez
Bedrettin'i ziyaret ederek yetkililerden bilgi aldı. Ziyarete
İstanbul İl Sosyal Hizmetler Müdürü Önal İnaltekin de eşlik
etti.
BAKAN'DAN YAKIN TAKİP
Kadın ve Aile'den Sorumlu Devlet Bakanı Selma Aliye Kavaf,
Bedrettin'in durumunu Edirne'de yapılan Aile Çalıştayı'ndan dönüşü
sırasında öğrendi. Acil şekilde devletin yetkili organlarını
harekete geçirdi. Adeta, Bedrettin'in 'Koruyucu
Meleği' olan Kavaf, İstanbul'a çocuk yuvasını ziyarete
geldiğinde yuvada kalan diğer çocuklar ile de yakından ilgileniyor.
Buluşmalarında Bedrettin, her fırsatta bakanın elini öperek ona
olan sevgisini ifade ediyor.
GELECEĞE UMUTLA BAKIYOR
0-12 yaş Şeyh Zayed Çocuk Yuvası Müdür Vekili Emel Alanyalıoğlu ile
ekibi Bedrettin'in hayata bağlanmasında büyük rol oynadı.
Alanyalıoğlu, 'Bedrettin bize geldiğinde ciddi psikolojik
ve sağlık sorunları yaşıyordu. Onu yaşama bağlamak amacıyla
yürüttüğümüz çalışmalar meyvelerini vermeye başladı. Bedrettin
artık devletin himayesi altında geleceğe daha umutlu
bakıyor' şeklinde konuştu.
Ayakkabıları kardeşime verin
Önal İnaltekin, Bedrettin'in hastaneden taburcu edilmesi sırasında
yaşanan duygu dolu anları şöyle anlatıyor: 'Son gün müdire
hanım ile birlikte yanına gittik. Bedrettin için yeni elbiseler
ayakkabılar alınmıştı. Oraya gittiğimizde ne istersin diye
sorduk. 'Ben bisiklet istiyorum' dedi. 'Onu alırız tabii ki bak
ayakkabı da getirdik' dedim. Bedrettin de bunun üzerine 'Benim
ayakkabım var. Bunu da kardeşime verin' şeklinde bir cevap verdi.
Bu bizim için çok duygusal bir andı.'